Uykusuzluğun temelindeki 5 faktör
Sürekli yorgun hissetmeye sebep olarak günlük aktiviteleri eziyete dönüştürebilen uykusuzluk, özellikle modern hayatın getirdiği hız ve stres ile yaygınlaşan bir sorun. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, 'Uykusuzluğun aynı zamanda felç gibi beyin damar hastalıkları, astım gibi solunum sistemi rahatsızlıkları, bağışıklık sisteminde bozulma, obezite, diyabet, yüksek tansiyon ve depresyon gibi problemlere de zemin hazırladığını söylemek mümkün' şeklinde konuştu.
Uykusuzluğun, aşırı bir uyarılma nedeniyle oluştuğuna inanıldığını dile getiren Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, 'Bu durumun bilinen veya bilinmeyen birçok sebebi olabilir ve zihin-vücut bağlantısı, tıbbi geçmiş, çevresel faktörler ve dış etkilerin karmaşık etkileşimi neticesinde daha şiddetli olarak seyredebilir. Hayat kalitesini oldukça etkileyen bu durumdan kurtulmak isteyen kişinin bir sağlık merkezine başvurarak teşhis alması ve doktoru tarafından kimi zaman çeşitli yaşam tarzı değişikliklerinden oluşan kimi zaman ilaçlarla desteklenen tedavi planına uyması gerekir' dedi.
Elektronik eşyalar yatak odasının dışında bırakılmalı
Uyku kalitesinin, öncesinde ve sonrasında yapılan aktivitelerle ilişkili olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, 'Her gün aynı saatlerde uyumak ve uyanmak, uykunun düzene girmesini sağlar, düzen de kalitenin artmasına yardımcı olur. Ek olarak meditasyon gibi sakinleştirici aktiviteler de uykuya dalmayı kolaylaştırabilir. Uykudan 2-3 saat öncesinde kafein, alkol ve besin alımını durdurmak uykunun kalitesini destekler. Tüm bunların yanı sıra gün içinde egzersiz yapmak da fiziksel yorgunluk oluşturacağı için gece daha kolay dalmayı sağlayabilir. Derin bir uyku için yatak odasında hiçbir elektronik eşya bulundurmamak da sıklıkla önerilir' dedi.
Uyku günlüğü tanıya yardımcı olabilir
Uykusuzluğun kronik ve akut olarak ikiye ayrıldığını açıklayan Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, 'Kısa süreli olan akut uykusuzluk, bir iki gece ya da bir iki hafta gibi bir zaman dilimini kapsar. Kronik uykusuzluk ise üç aydan uzun bir süre boyunca, haftanın en az üç gecesi uykuya dalamama veya uykuyu sürdürememe haline denir. Kesin teşhis için kişiden, uyku laboratuvarlarında yapılacak polisomnografi isimli test istenebilir. Bu testin yanı sıra uyku günlüğü de teşhis için önemli bir araçtır. Bu günlük; hastaların uykuya dalma ve uyku süreleriyle, gün içinde yaşadıkları rahatsızlıkları gözler önüne sererek tanıyı kolaylaştırır' dedi.
Uyku ile ilişkili hastalıkları sıralayan Kütükçü, 'Uykunun kalitesi düştükçe; uykuya dalmada ya da sürdürmede zorluk ve yetersizlik anlamına gelen insomnia, aşırı uykululuk hali hipersomni, horlama ya da uyku apnesi gibi solunum bozuklukları, huzursuz bacak sendromu gibi hareket bozuklukları, genellikle gece vardiyası veya jet lag gibi durumlarla ilişkili olan ve vücudun biyolojik saatinin bozulması anlamına gelen sirkadyen ritim uyku bozukluğu, parasomniler isimli uyku sırasında ortaya çıkan anormal davranışlar ve REM uykusu davranış bozukluğu gibi sağlık problemleri baş gösterebilir' diye ekledi.
Uykusuzluğun çözümü terapi olabilir
Uykusuzluğa yönelik ilaç tedavisinin mutlaka tanı konduktan sonra doktor kontrolüyle yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Kütükçü, 'Yaşam tarzı değişikliklerinin yeterli olmadığı vakalarda, doktor tarafından reçete edilen ilaçlara başvurulabilir. Ancak ilaçlar, kısa vadede etkili sonuçlar sağlasalar da herkes için uygun bir tedavi yöntemi değildir çünkü kimilerinde bağımlılığa yol açabilir. Bu ilaçlar uykusuzluğun altında yatan nedenleri tedavi etmeyeceği için bırakıldığında, sorun kaldığı yerden devam edebilir. Bu nedenle ilaçların doktor kontrolünde ve reçete edilen şekilde kullanılması çok önemli. Bazı durumlarda asıl ihtiyacın terapi gibi psikolojik destekler olabileceği bilinmeli' dedi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, uykusuzluğu tetikleyebilecek bazı risk faktörlerini paylaştı.
Stres: Vücudun strese verdiği fiziksel ve zihinsel tepki, aşırı uyarılmaya yol açarak uykusuzluğu doğurabilir.
Uyku düzeni: Vücudun sirkadiyen ritmi olarak bilinen iç saati, gece ve gündüz arasındaki günlük düzenini ifade eder. Bu ritim bozulduğunda kişide uykusuzluk oluşabilir. Gece çalışıp gündüz uyumayı gerektiren vardiyalı işler, uyku düzenini bozarak sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir.
Ruh sağlığı: Anksiyete, depresyon ve bipolar bozukluk gibi ruh sağlığı problemleri sıklıkla ciddi uyku sorunlarına yol açar. Tam tersi şekilde, farklı nedenlerle oluşmuş uykusuzluk da ruh halini olumsuz etkileyerek kaygı bozukluklarını şiddetlendirebilir.
İlaç kullanımı: Uykusuzluk; tansiyon, anti-astım ve antidepresan gibi ilaçların ilaç yan etkisi olarak da karşımıza çıkabilir.
Yaş: İlerleyen yaş, sağlık sorunlarını ve ilaç kullanımını artırdığı için uykusuzluğu güçlendirebilir.