Talepler iletildi
Eğitim Bir Sen 45. Başkanlar Kurulu toplantısına katılan Eğitim Bir Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, sendika olarak açıkladıkları sonuç bildirgesinde yeni eğitim-öğretim dönemi öncesi sorunların masaya yatırıldığını, taleplerin hükümete iletildiğini söyledi.
Eğitim Bir-Sen Malatya Şube Başkanı Hüseyin Söylemez, 45. Başkanlar Kurulu tarafından yapılan toplantı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Söylemez, kurulda, öğretmen atama ve yer değiştirme, yönetici atama, sözleşmeli öğretmenlik, şef, memur ve hizmetlilerin sorunların görüşüldüğünü kaydetti.
Bildiride yer alan talepler
Sonuç bildirgesinde yer alan talepler şu şekilde sıralandı; “Eğitim-Bir-Sen olarak, ırk, dil, din, sınıf gibi, hiçbir ayrım gözetmeksizin, devredilmez, vazgeçilmez temel insan haklarının korunmasını ve yaşatılmasını zorunlu değerler olarak telakki ediyor; hukukun üstünlüğüne, adalete, hakkaniyete dayalı uluslararası siyasal bir düzenin tesis edilmesini zaruri görüyoruz. Dünyanın birçok yerinde, tahammül sınırlarını zorlayan ve sistemli olarak sürdürülen insan hakları ihlallerini, insanları vatanlarından koparıp sığınmacı veya mülteci durumuna düşüren sömürü düzenini, zulmün her çeşidini ve bunların sorumlularını lanetliyoruz. Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmeler tarafından teminat altına alınan hakların ayaklar altına alınmasına, iş barışının ve huzurunun bozulmasına, sendikal baskı kurulmasına, belediye çalışanlarına yönelik tehdit ve şantaja imkân verilmesine karşı çalışanların lehine duruşumuzu kararlılıkla sürdürecek, eylemlerine destek olmaya devam edeceğiz. 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Kamu İşvereni sıfatıyla toplu sözleşme masasına oturacak olan siyasi irade, bütçe kısıtları mazeretini ileri sürerek kamu görevlilerinin özlük haklarına ilişkin taleplerine duyarsız kalmamalı, toplu sözleşmeyi refahın adil paylaşımı için fırsat olarak gördüğünü ispatlayacak bir anlayış ve içerikle hareket etmelidir” denildi.
3600 ek gösterge sözleri yerine getirilmeli
Seçim öncesinde verilen 3600 ek gösterge sözlerini hatırlatılarak, “Eğitim çalışanlarının mali ve sosyal haklarının geliştirilmesinin, mevcut sorunlarının çözülmesinin, ülkemizin kalkınmasında anahtar faktör olan eğitimin kalitesinin artırılmasında başat etken olduğu unutulmamalıdır. Kamu İşveren Heyeti toplu sözleşme sürecinde bu eksende hareket etmeli; ‘sayısal çoğunluk' mazeretine sığınarak taleplere duyarsız kalmanın, üstesinden gelinemeyecek toplumsal maliyetlere neden olacağı bilinmelidir. 3600 ek gösterge ile ilgili verilen sözün gereği bir an evvel yerine getirilmeli; meslek grupları bazlı değil, memnuniyet katsayısını artıracak, tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak bir ek gösterge artışı için düzenleme yapılmalıdır” ifadelerinde bulunuldu.
Öğretmenlik kanunu çıkartılsın
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılması konusunda verilen sözün yerine getirilmesi gerektiği belirtilerek, “Öğretmenlerimizin kazanılmış haklarını koruyacak, mesleki itibarına yatırım yapacak, özlük haklarında hak ettiği iyileştirmeleri gerçekleştirecek, öğretmenliği bir kariyer mesleği olarak tanımlayıp şekillendirecek, mesleki özerkliği tesis edecek, mesleki yetkinlik ve beceriyi sürekli geliştirecek bir meslek kanunu daha fazla zaman geçirilmeden çıkarılmalı; bu adım, eğitim sisteminde planlanan değişim ve dönüşümden arî düşünülmemelidir. Sözleşmeli öğretmenlerimizin sorunlarına kısmi çözüm getiren ‘hizmet süresini 4 yıldan 3 yıla, kadroya atanma sonrası yer değişikliği talep sürelerini 2 yıldan 1 yıla indiren' yasal düzenleme, önemli bir adım olmakla birlikte, geçici bir çözümdür. Nihai çözüm kadrolu istihdam, istihdamda güçlük çekilen bölgelerin kadro istikrarının reçetesi ise teşviki uygulamalardır. Sözleşmeli öğretmenler için yapılan 3+1 düzenlemesine ek olarak, 2019 Ağustos ayını da kapsayacak şekilde eş mazereti tayin hakkı tanınmalıdır. Eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme süreçleri, günübirlik kararlardan azade; belirlilik, idari istikrar ve güvenilirlik ilkeleri çerçevesinde mağduriyetleri önleyecek, adalet ve hakkaniyeti tesis edecek, ‘öğretmensiz sınıf kalmaması' ile ‘öğretmenlerin yer değişikliği haklarının tesisi' arasındaki dengeyi kuracak şekilde kalıcı bir düzenlemeye kavuşturulmalıdır” açıklamalarına yer verildi.