Seçmenin mesajını iyi okumak lazım
Malatya İnönü Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Tuncel, yerel seçim sonuçlarını ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, seçimde vatandaşın verdiği mesajın siyasiler tarafından iyi okunması gerektiğini söyledi.
Gazetemize seçim sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Tuncel, Pütürge ilçesinde iki vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırı le ilgili olarak Malatya'nın bu hadiseden dolayı ülke gündemine girmesinin oldukça üzücü bir durum olduğunu söyledi. Tuncel, “Yerel seçim sonuçları daha önceki yerel seçimler dikkate alındığında Malatya'da beklentilerin ötesinde büyük değişikliklerin yaşanmadığı bir yer olarak kabul edebiliriz. Özellikle son iki seçimde resmi olarak uygulama imkânı bulan ve seçmen tercihleri üzerinde etkili olması beklenen seçim ittifakları öne çıkmıştır. Ülke genelinde olduğu gibi seçim ittifakının Malatya'da da şehir merkezinde etkisini gösterdiğini söyleyebiliriz. Özellikle büyükşehir ve merkez ilçelerinde seçim sonuçları üzerinde cumhur ittifakının belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce bu belediyelerin AK Parti'de olması bu etkinin gözden kaçmasına neden olabilir. Ancak, AK Parti'nin il yönetimi, milletvekilleri ve belediye başkanlarının ittifak vurgusu bu açıdan önemlidir” dedi.
Taşrada ittifak etkili olmadı
Şehir merkezinden uzaklaştıkça ittifakın etkisinin azaldığını söyleyen Tuncel, “Buna mukabil, yerel aktörlerin yani adayların daha belirleyici olmaya başladığını seçim sonuçları bizlere göstermektedir. Ak Parti açısından bakıldığında ise ülke genelinde olduğu gibi Malatya'da da şehir merkezlerinden ilçelere ve kırsala doğru gidildiğinde adayların seçim sonuçları üzerinde önemli bir etki yaptığını görmekteyiz. Aday belirleme safhasında merkez ve il yönetimlerinin yerel dinamikleri çok fazla dikkate almadan aday belirleme süreçlerini yürütmeleri, başta yereldeki seçmeni olmak üzere aday belirlemede belirleyici olan il yönetimi ile parti merkezinin sıkıntı yaşamasına neden olmuştur. İlçelerindeki aday belirleme süreçlerinde yerel dinamiklerden daha fazla genel siyasetin belirleyici olacağını düşünenler, iyi bir siyaset okuması yapamamış ve yanlış bir strateji izlemişlerdir. İlçe ve kırsalda hayatın içinde yaptıklarıyla var olan ve halkı güvenini kazanmış kişilerin ne kadar etkili olabileceğini bu ilçelerdeki adayların, kendi partilerinin ülke ve il genelindeki oydan oldukça yüksek oy alması göstermiştir. Darende'de BBP'nin adayı, Arapgir'de daha önce Ak Parti'de başkanlık yapan Cömertoğlu'nun CHP'den kazanması, Akçadağ'da eski başkan Kazgan'ın partisinden aday gösterilmeyince bağımsız aday olması yüksek bir oy oranı yakalaması, Pütürge'de Saadet'in adayının il genelindeki oy oranından oldukça yüksek bir oy oranı yakalamış olması bu durum için örneklik teşkil etmektedir” diye konuştu.
Seçim ittifakları yasal hale getirildi
Seçim ittifakların artıları, eksilerinin sandığa yansımasını da değerlendiren Tuncel, “Seçim ittifaklarının kazananı Cumhurbaşkanlığı seçiminde adayı kazanamamış olsa dahi genel seçimlerde yaptığı ittifaktan dolayı fazladan milletvekili kazanan CHP olmuştu. Ancak yerel seçimlerde seçim ittifakı CHP'ye özellikle büyük şehirlerde çok daha büyük bir imkân sunmuş oldu. CHP büyükşehirlerde, daha önce, hayal bile edemeyeceği oy oranlarını yakalamış ve birçok yerde de seçimi kazanmış oldu. Türkiye'de seçmen tercihleri ve seçim süreçleri üzerinde seçim sistemlerinin ve seçim ittifaklarının önemli bir etkisi olmuştur. Ancak, işin garibi seçim sistemleri ile seçim ittifaklarını kendi lehine sonuçlar getireceğini düşünerek kurgulayanlar kısa süre içerisinde yanıldıklarını anlamışlardır. Daha önce yüzde 10 ülke barajını koyanlar ve savunanlar, seçim ittifaklarını yasaklayanlar ve bugün de seçim ittifakını yasal hale getirip kutuplaşma siyaseti izleyenler. CHP'yi etkili bir siyasal aktör haline getiren bu sistem, yakın gelecekte siyasetin yeniden şekillenmesine aracılık edebilecek bir potansiyel taşımaktadır” dedi.
Güvensizlik giderilmeli
Tuncel, oy sayım sürecindeki yaşanan olumsuzlukların giderilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye, demokrasi kültürünü, temsili demokrasinin asli unsurları olan seçmen, seçim, siyasi parti ve yasama ve yürütme açısından, özümsemiş bir ülkedir. Ancak, seçim süreçlerinde kullanılan sert ve dışlayıcı dil ve üslup çoğu zaman insanımızın sahip olduğu bu birikimin geri plana itilmesine neden olmaktadır. Seçim esnasında yaşanan şiddet olayları da bu olumsuz imajın oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Oysa seçimlerde kullanılan oy oranlarındaki yükseklik demokrasinin temel değer ve kurumlarının halkımız tarafından benimsendiğinin en açık göstergesidir. Siyaset kurumu ile toplum arasında var olan güvensizlik sorunu Ak Parti İktidarında büyük ölçüde azalmıştı. Ancak, son dönemlerde yaşanan siyasi gelişmeler ve özellikle oy sayım süreçlerinde yaşanan bazı olumsuzluklar kamuoyunu güvensizlik ortamına yeniden yönlendirmiştir. Bu durumun çözümünde YSK başta olmak üzere yargının daha etkili rol oynaması gerekmektedir, kanaatindeyim” şeklinde konuştu.
Seçmenin mesajı okunmalı
Tuncel, “Seçimler, temsili demokrasilerde halkın talep ve beklentilerinin ortaya çıktığı süreçlerdir. Bu seçimde de seçmen siyasetçilere önemli mesajlar vermiştir. Birinci mesaj seçim, masada kurgulanan stratejilerle kazanılmaz. İkinci mesaj merkezin siyaset üzerinde belirleyiciliği söz konusu olsa da yerelin dinamikleri dikkate alınmadan siyaset yapılamaz. Üçüncüsü, yeni bir seçime gerek yok, Cumhurbaşkanı ve TBMM 2023 yılına kadar görevlerine devam etmeli. CHP'de artık yerel yönetimlerde önemli bir iktidar kullanıcısı, bu iktidarın gereğini layıkıyla yaparsa genel siyasetin de etkili bir aktörü olabilir. Son olarak da bu seçimin ilçelerimiz, ilimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum” ifadelerinde bulundu.