Rezerv Alanlarda Risksiz Yapı Yıkılıyor: Anayasaya Aykırı mı?
Malatya Barosu avukatlarından Av. Zeki Taşkıran, rezerv alanlarındaki risksiz ve yeni yapıların yıkılmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Taşkıran, rezerv alanlar içerisinde yapılan konut ve işyerlerinin, idarenin keyfiliğinden uzak bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguladı. Rezerv alandaki arsalar ve yıktırılan konutlar karşılığında nasıl bir yapı verileceği, bu yapıların büyüklüğü ve niteliği ile vatandaşların karşılaşacağı durumların net bir şekilde anlatılması gerektiğini, aksi takdirde bunun Anayasa'ya aykırı olacağını da vurguladı.
Malatya'da rezerv alan ilan edilen bölgelerde yeni ve risksiz binaların da yıkılması tartışma konusu oldu. Kamuoyunda sıklıkla tartışılan rezerv alanı sizler için Malatya Barosu avukatlarından İnşaat ve Mülkiyet Hukuku Uzmanı Zeki Taşkıran’a sorduk. Malatya Barosu Avukatlarından İnşaat ve Mülkiyet Hukuku Uzmanı Zeki Taşkıran, rezerv alan içerisinde bulunan risksiz ve yeni yapıların yıkılmasının anayasaya aykırı olduğunu savundu.
Taşkıran, deprem bölgesinde rezerv alan oluşturulmasına dayanak teşkil eden yasanın, anayasanın mülkiyet hakkının ana ilkelerine aykırı olduğunu ifade etti. Rezerv alan ilan edilen bölgelerde yeni yapı olmasına ve bu yapılar risksiz olmasına rağmen rezerv alanı içine alındığını belirten Taşkıran, “Rezerv alanı ilan edilen bölgelerde yeni yapı olmasına ve bu yapılar risksiz olmasına rağmen rezerv alanı içine alınmıştır. Oysa amacı depreme dayanıklı yapılar yapılması için çıkartıldığı söylenen bu yasanın neden yeni ve risksiz yapıları içine aldığı da izaha muhtaç bir konudur. Bu nedenle 6306 sayılı yasadan kaynaklanan bu durum tamamıyla Anayasada hükme bağlanan mülkiyet hakkını ihlal eden ölçülülük ilkesi ile bağdaşmayan bir durumdur” dedi.
Taşkıran, rezerv alanlar içerisinde yapılan konut ve işyerlerinin idarenin keyfilikten uzak, el konulan arsaların, yıktırılan konuta karşılık nasıl bir yapı verileceği, büyüklüğü, niteliği ve vatandaşın karşı karşıya kalacağı durumların kendisine anlatılması gerektiğini, anlatılmadığı takdirde anayasaya aykırı olacağını söyledi. Taşkıran, “İlgili kanunda yapılacak konut ve işyerlerinin nasıl dağıtılacağına dair mülkiyet hakkını güvenceye alacak bir düzenleme yoktur. Rezerv alanlarında yapılacak konut veya işyerlerinin niteliğinin ve büyüklüğünün İdare tarafından belirlenmesi, mülk sahiplerinin söz hakkı olmaması, dağıtımda yaşanan belirsizlikler idarenin keyfi davranması sonucunu içinde barındırmaktadır. Yapılması gereken gerçekten depreme dayanıklı yapılar oluşturma amacı ile idarenin keyfilikten uzak, yurttaşa el konulan arsa veya yıktırılan konutuna karşılık nasıl bir yapı verileceğini, büyüklüğünü, niteliğini, yurttaşın daha sonra nasıl bir parasal yükümlülükle karşı karşıya kalacağının kendisine anlatılması, bu konuda bir anlaşmaya varılması ve sözleşmenin imzalanmasından geçer. Bu hususlar yerine getirilmediği takdirde yapılan yasaya uygun bile olsa Anayasa'ya aykırı olacaktır. Ve bu durum halk arasındaki tabirle mülkiyete çökme olur” şeklinde konuştu.