Ortada kayısı yok!
Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Yunus Kılınç, Malatya'da yaşanan don olayı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Malatya Tarım İl Müdürü'nü sert sözlerle eleştirdi. Kılınç, 'Tarım Müdürü kendini Ticaret İl Müdürü gibi görüyor. Müdür, diyor 'rekoltemiz belli olacak, ihracat kadar ürünümüz olması lazım.' Allah aşkına siz neyin peşindesiniz. Hangi rekolte! Olmayan ürünü kime satacaksınız? Rekolteyi nasıl açıkladığınızı da biliyoruz. Bizi konuşturmayın' dedi.
Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Yunus Kılınç, beraberindeki ziraat odaları başkanlarıyla birlikte Malatya Gazeteciler Televizyoncular Cemiyetini (MGTC) ziyaret ederek, geçtiğimiz günlerde yaşanan don hadisesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kılınç, Malatya Tarım İl Müdürü'nü rekolte açıklamaları üzerinden eleştirdi. Henüz ortada ürün yokken, hasarın boyutu tespit edilmeden, üretici yanan ürünün derdine düşmüşken, rekolte polemiğinin yaşanması, ‘Değirmen sele gitmiş şak şak peşindeler', (asıl büyük zararı görmeyip, ufak tefek işlerle uğraşmak) sözünü akıllara getirdi.
Ürün kaybı 1 milyar dolar
14 Nisan yaşanan don felaketinin 2014 yılında yaşanan donla aynı olduğunu belirten Kılınç, “En büyük varlığımız kayısı ürünümüz. Kayısı ürünümüz geçmiş yıllarda da don afetlerinde dolayı çoğu kez kaybettik. Ama bölgesel kaybettik. Bu dondan Baskil ve Elbistan'da aynı şekilde etkilendi. Bin 400 rakımın üzerinde çiçek açacak olan kayısılarımız kurtuldu. Bunu dışında bazı bölgelerimiz don çukuru olsa bile zara gördü. Yazıhan Kuruçay bölgesi yıllardan beri hiç dondan zarar görmedi bu yıl zarar gördü. Bu durum bütün Malatya zarar gördü. Don bu mevsimde badem, ceviz kayısı erkenci ağaçlara ciddi zararlar verdi. Bu konuda ne yapılabilir. Devletimiz Tarsim sigortasında destek verdi. Herkes yaptırsın dediler. Ama supireme geçti, geçtikten sonra primler yükseldi. Vatandaşımız şimdi Tarsim sigortası yaptıramıyor. Şuanda Tarsim sigortası yaptıran yaklaşık üreticinin yüzde 23'ü, bunun yüzde 6'sı sadece doluya sigorta yaptırmış. Sadece yüzde 17'si sigortadan faydalanacak. Malatya olarak bizim ürün kaybımız 1 milyar doların üzerinde. Bu Malatya'nın Türkiye'nin kaybıdır” dedi.
Alan bazlı destek verilmeli
Kılınç, Malatya'da 10 milyon kayısı ağacında üretim yapıldığını vurgulayarak, “Bu kadar ağacın masrafını hesaplandığı zaman çok ciddi bir rakam. Ziraat Bankası ve Tarım Kredilere çiftçi öyle bir borçlu ki, gübre fiyatlarının yüksek oluşu, ilaç fiyatları uçtu, üretici borçlandı. Yaklaşık dekar başına girdiler bin TL gibi maliyet çıkıyor. 850 bin dekarda bu işi yapıyorsak çiftçinin 850 milyon gideri oldu, bu da yandı gitti. Gerçekten Malatya'nın ekonomisi, fakir fukaranın ekmeği elinden gitti. Biz hükümetimizden ne bekliyoruz; Bu yılki zamları, üretimdeki girdi maliyetlerini anlatmamıza gerek yok. Mazotta, gübrede, ilaçta, elektrikte 4 kat arttı. Eğer bu 10 milyon ağacı kurtaracaksak, gelecek yılki sezona hazırlayacaksak, mutlaka alan bazlı destek verilmesi gerekiyor ve üreticinin Ziraat Bankası ve Tarım Kredilere olan borcunu bir yıl faizsiz ertelemesi gerekir. Bu afetten sonra üretim bununla mümkün olabilir. Malatya olarak tüm vekilleri üreticin yanında olmaya çağırıyoruz. Üreticilere verilecek desteği alacak güce sahipler” diye konuştu.
Vekiller bahçeleri tüccarlarla değil üreticilerle gezsin
Milletvekillerini eleştiren Kılınç, “Çiftçi böyle bir afet yaşamışken, sayın vekillerimiz tüccarla, ihracatçıyla değil, üreten çiftçilerle bahçeleri gezsinler. Tarım İl Müdürü, çiftinin bakanlık temsilcisi. Afet yaşamışız, müdür programa bağlanıyor şunu söylüyor;' don çukurları yandı.' Sayın müdürüm; Hekimhan, Doğanşehir, Doğanşehir don çukur mu? Milletin kayısısı yanmış. Üreticiyi sanki sahtekârlıkla suçlar gibi sosyal medya da yananı tek gösteriyor, yanmayanı göstermiyor. Kendini Ticaret İl Müdürü gibi görüyor, diyor ihracat kadar ürünümüz olması lazım, rekoltemiz belli olacak. Dünyadaki piyasamız bozulacak. Allah aşkına siz neyin peşindesiniz. Hangi rekolte, olmayan ürünü kime satacaksınız. Nasıl rekolteyi açıkladığınızı da biliyoruz. Bizi konuşturmayın, herkesi dürüstlüğe davet ediyorum. Yarın eğer afet tutanakları Tarım İl Müdürlüğünde yazılırken, monilya hastalığında yaşandığı gibi yüzde 2 hasar var derse şaşmam, yapar mı yapar. Aynı kanala bağlandığında diyor ki, ben yüzde 50 dersem beni döverler, yav kardeşim kim seni dövecek, kimin haddine devleti dövmek. Biz üreticiyiz, kaybetmişiz, afet yaşamışız devletimizden destek bekliyoruz. Kimsenin rekoltesi, ticareti bizi ilgilendirmez, tarım il, ilçe müdürlüklerinin hasar tespitini doğru yapmasını, bakanlığa bildirmesini talep ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın daha önce destek verdiği gibi yine destek vereceğini biliyoruz” şeklinde konuştu.