Önce telefonunu satmış
Malatya'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin davada, örgüt içerisinde TSK mensuplarından sorumlu 'mahrem imamlık' yaptığı iddiasıyla 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan eski kamu personeli hakkındaki gerekçeli kararda, sanığın delil olarak değerlendirilmesi muhtemel cep telefonunu yakalanmadan önce sattığı bilgisi yer aldı.
Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan Melih F. hakkındaki gerekçeli karar açıklandı.
Sanık savunması, tanık beyanları, delil değerlendirmesi gibi bölümlerin yer aldığı gerekçeli kararda, FETÖ/PDY'nin amacı, stratejisi, yapılanması, işleyişi ve faaliyetleri hakkında ayrıntılara yer verildi.
Kararda, sanığın FETÖ/PDY ile bağlantısı bulunduğu gerekçesiyle hakkında soruşturmaya başlandığı belirtilerek, hakkındaki soruşturmayı öğrendikten sonra firari eden sanığın yol uygulamasında yakalandığı ifade edildi.
Sanığın kendi beyanına da yansıdığı üzere yakalanmadan önce hayatın olağan akışına aykırı olacak şekilde cep telefonunu yok ettiği dile getirilen kararda, sanığın bu hareketinin delilleri yok etme kastı taşıdığının düşünüldüğü belirtildi.
Gerekçeli kararda, sanığın örgüt içerisinde TSK mensuplarından sorumlu "mahrem imamlık" yaptığına ve örgüt içerisindeki faaliyetlerine dair tanık beyanları ile evrak bulunduğu aktarıldı.
Etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde ifade veren bazı tanıkların aleyhteki beyanlarının da yer aldığı gerekçeli kararda, sanığın Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde subay olarak görev yapan T.A'dan sorumlu olduğu bildirildi.
T.A'nın, sanıkla, kendisi gözaltına alınana kadar 3-4 kez görüştüğünü ve "mahrem imam" olduğunu söylediği anlatılan kararda, şu bilgiler yer aldı:
"Sanık hakkında soruşturma başladıktan sonra firari olarak aranmıştır. Sanık savunmasında üzerine atılı suçlamaları reddetmiş, 2012-2013 yılı mart ayları arasında Ankara Bahçelievler'de bulunan bir FETÖ evine ücreti karşılığında özel ders vermek amacıyla gittiğini, örgütün kendisinin verdiği ilanı görerek ulaştığını, hakkında arama kararı olduğunu bildiğini, uçak parasını karşılamak için telefonunu 400 lira karşılığında sattığını ve gözaltına alınırken yalnız kalmak istemediğinden ailesinin yanına gitmeye çalışırken yakalandığını söylemiştir."
Subaylarla ilgilenmiş
Gerekçeli kararda, sanığın el konulan dijital materyallerinde yapılan incelemede soruşturma konusuyla ilgili herhangi bir veriye rastlanılmadığı bildirilerek, şunlar kaydedildi:
"Sanığın tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere, örgütle bağlantısının olduğu, örgüt adına mahrem imam sıfatıyla ülke güvenliği için önem arz eden Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde subay olarak görev yapan şahıslarla ilgilendiği anlaşılmıştır. Sanığın, hakkında başlatılan soruşturmadan haberdar olmasına rağmen bir süre firari olarak kaldığı, bu süreçte delil olarak değerlendirilmesi muhtemel cep telefonunu elden çıkardığı, bu haliyle örgütün gayesini bilerek ve benimseyerek örgüte katılmayı, bağlanmayı ve hiyerarşik gücün emrine girmeyi kabul ettiği anlaşılmıştır."
Kararda, sanığa verilen temel cezanın ülke güvenliği için önem arz eden ve subay rütbesi taşıyan askeri personelle örgüt adına mahrem imam sıfatıyla azami gizlilik içinde görüşmesi nedeniyle suç kastının yoğunluğu ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek teşdiden belirlendiği anlatıldı.