Mesele yüksek kat değil

'Malatya'da Deprem Gerçeği' Çalıştayı' düzenlendi. Çalıştay'da konuşan, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Türkmen, TOKİ gibi taşıyıcı sistemi çok daha güçlü olan tünel kalıp sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayarak, 'Mesele yüksek kat değil ondan korkmayın. Depreme dayanıklı, yapı teknolojilerine uyduğunuz takdirde istediğiniz kadar binayı yükseltin hiç sorun yok' dedi.

Yeşilyurt Belediye'sinin ev sahipliğinde Kongre ve Kültür Merkezi Fahri Kayahan Salonunda gerçekleşen, ‘Malatya'da Deprem Gerçeği' Çalıştayı'nda, çok sayıda uzman, deprem ve diğer doğal afetlerin oluş nedenleri, afet yönetimi, alınacak önlemler ve çözüm metotları ile ilgili bilgiler paylaştı.

Hasar tespiti yapılan bina sayısı 27 bin 143

Çalıştayının açılış töreninde konuşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, Malatya'nın birinci derecede deprem kuşağında yer alması nedeniyle doğal afetlerin yıkıcı etkilerini azaltmak adına alınması gereken tedbirler ve çözüm yollarının bilimsel verilerle ön plana çıkartmak açısından örnek bir eğitim programına ev sahipliği yaptıklarını söyledi. 12 Şubat 2020 tarihli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerini paylaşan Çınar, "Malatya'da kesin hasar tespiti yapılan bina sayısı 27 bin 143, bağımsız bölüm sayısı 86 bin 931'dir. İlçemizde ise 157'si ağır hasarlı,34'ü orta hasarlı,523'ü az hasarlı, 2.010 hasarsız bina vardır. Bu depremde maksimum ölçülen ivme değeri Elazığ Sivrice'de Doğu-Batı bileşeninde 292,77 GAL olarak ölçülmüştür.1999 Gölcük Depreminde ise 396 GAL olarak ölçülmüştü. Yeşilyurt İlçemiz, Doğu Anadolu fay hattına Pütürge ve Çelikhan düzleminde yakınlık göstermektedir. Gözlemsel ve Kesin Hasar Tespitlerinde, ilçemizde ve kentimizde yapılan ön değerlendirmeye göre, 2007 Deprem Yönetmeliği ve 2000 yılından sonra yapılan yapılarda, proje ve hesap değerleri bakımından ciddi sıkıntılar gözlenmemiştir. Gözlenen sıkıntılar ise uygulama hatalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz. İlçemizde jeolojik zemin taşıma gücü olarak Güney doğrultudan Kuzey'e doğru gidildiğinde azalma görüldüğünü söyleyebiliriz” diye konuştu.

‘Kentsel Dönüşüm Projemizi' başarıyla tamamladık

Yeşilyurt Belediyesi olarak deprem ve doğal afetlere karşı toplumsal bir bilinç oluşturmak adına örnek ve marka yatırımlar yaptıklarını ifade eden Çınar, “ Olası bir deprem anında, sırasında ve sonrasında neler yapılması gerektiğini teorik ve pratik olarak anlatılmasını sağlayan, deprem şiddetinin bire bir yaşatıldığı simülasyon odasıyla Türkiye'nin sayılı Deprem Merkezlerinden bir tanesi olan Deprem Eğitim Simülasyon ve Bilim Atölyesini Yeşilyurt'umuza kazandırmıştık. AFAD'tan gelen uzman ekiplerin gözetiminde öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve mahalle muhtarlarımıza verdiğimiz deprem eğitimlerini toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştıracağız. Kentlerin yeniden yapılandırılması ve depreme dayanıksız binaların yenilenmesi için gerekli olan ‘Kentsel Dönüşüm' projelerimize tüm hızıyla devam etmekteyiz. İlçemizin bütün yerleşim alanlarının sağlıklı ve güvenilir olması, eski yapıların yıkılarak yerlerine kaliteli yaşam alanları kazandırmak adına ilk olarak Yeşiltepe'de başlattığımız Kentsel Dönüşüm Projemizi başarıyla tamamladık. Yeşilyurt'un farklı bölgelerinde Kentsel Dönüşüm Projelerimize devam edeceğiz. Uzmanların ortaya koyacakları tespit, analiz ve çözüm metotları, bizim bundan sonra atacağımız adımlar ve alacağımız kararlara ışık tutup, yol gösterici olacaktır. Deprem kuşağında olan ilimizde olası depremleri zararsız bir şekilde atlatabilme adına çalışmalarımız sürecektir” şeklinde konuştu.

Biz artık depremle yaşamalıyız

İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Türkmen ise, depreme karşı dayanıklı yapı tasarımı 1975'de ülke gündemine girdiğini hatırlatarak, sonraki süreçte yönetmeliklerle iyileştirilmeler yapıldığını belirtti. Depremde hasar alan yapılara değinen Türkmen, "Var olan hasarların tek bir nedeni var. Dikkatsiz kontrolü zayıf proje tasarımına uymayan yeterli denetimlerin yapılmadığı bir nevi kusurlu dediğimiz yapılar. O açıdan deprem aslında korkmamız gereken bir durum değil. Deprem ülkemizin bir gerçeği deprem gerçeği ile yaşamak zorundayız. Dünyanın her tarafına baktığımızda aşağı yukarı belli fay hatları var. Allah bir şekilde yaratmış. Aslında yer küresinin bir elmaya bir şeftaliye benzetin ortada çekirdek var 6 bin derece sıcaklıkta bir çekirdek. Onun etrafında bir katman var. Sıva bir katman binlerce derece sıcaklıkta bir kabuk var kuru katı dediğimiz üzerinde yaşadığımız kabuk bu da elmanın şeftalinin kabuğu gibi nice bir tabakada yaşıyoruz. Bu parçalanmalar olmasa bu enerji boşalmaları olmasa dünya yaşayamaz büyük bir enerji ile darmadağın olur. Bu fay hatları var olacaklar ve kıymete kadar bu devam edecek. Depremlere şöyle bir baktığımızda Türkiye'nin bir son yüzyılına bakın Hakkari'den Van'dan İzmir'den İstanbul'dan Erzincan'dan Erzurum'dan Malatya'dan Elâzığ'da birçok yıkıcı dediğimiz birinci derece deprem dediğimiz 6 şiddetinden 6.8 şiddetinde 7 şiddetinden 7.3 şiddetinden 1939 depremi çok büyüktü gece 01: 57 de meydana geliyor. Erzincan'da 40 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti. Gece vurduğu için çok az kişi hayattan kalıyor Erzincan adeta yerle bir oldu, yeniden imar edildi. Tabi artık şunu görmemiz gerekiyor biz artık depremle yaşamalıyız deprem ülkemizin gerçeği dünyanın pek çok yerinde oluyor, sadece Türkiye'de olmuyor. Deprem fay hatlarının olduğu yerlerde özelikle inşaat mühendislerinin üzerine çok görev düşüyor " dedi.

Dünyanın her tarafı fay hatlarından nasibini alıyor

Türkmen, Doğu Anadolu Fay Hattı'nın Malatya'nın güneyinden geçtiğine dikkat çekerek, "Çelikhan'dan Hatay'a kadar uzandığını biliyorum. Geçtiğimiz günlerde Elâzığ Sivrice'de oldu. Geçtiğimiz yıllara baktığımız 1513 yılında Sürgü-Çelikhan civarında yüksek bir deprem oldu. Ondan beri çok oynamadığını biliyoruz. Dünya haritasına ve fay haritasına baktığımızda dünyanın her tarafı fay hatlarından nasibini alıyor. Bazı yerlerde az bazı yerlerde uzak geçiyor. Dünya var oldukça çeşitli depremlerin olduğunu söyleyebilirim" ifadesini kullandı. 'Binaların hasar oranı ne civarda binalarımız zarar gördü mü görmedi mi? Bunlar merak ediliyor' diyen Türkmen, "Yapılarımızı yerel zemin özeliklerini sismik kaynaklarını dikkate alarak projelendirmelerin yapılması gerekiyor. 14 katlı 15 katlı binaları yapıyoruz çoğu bodrum katın yapılmadığının çoğu yerde görüyoruz. Özellikle bu tip yüksek yapılarda bir katının yere gömülmesi temel derinliğine inmemiz gerekiyor. Sağlam zeminlere inilmesi zemin etüt ayarlarının doğru olarak yapılması lazım. Deprem için en önem verdiğimiz şeyler bunlar. Deprem sonrası biz birçok yapıya gittik. Bazen eleştiriyorlardı bizi ya geldiniz 5 dakika gezdiniz hiçbir hasar yok diye bize söyleyip gittiniz ya böyle deprem mi olur cihazlar var aletler var siz geldiniz şöyle bir gözle baktınız hiç bir şey yok dediniz gittiniz ben bunu kabul etmem bu doğru bir bakış açısı değil siz eksik baktınız diye bizi de eleştirinler oldu" şeklinde konuştu.

Mesele yüksek kat değil

Türkmen, TOKİ gibi taşıyıcı sistemi çok daha güçlü olan tünel kalıp sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayarak, "Sertifikasız kişileri inşaatlarda çalıştırmamak gerekiyor. Bütün kurallara uyduğunuz takdirde istediğiniz kadar binayı yükseltin arkadaşlar hiç sorun yok. Dünyanın pek çok yerinde, mega kentlerinde bin metre, beş yüz metre, altı yüz metre yüksekliğinde binalar yapılıyor. Türkiye'de İstanbul bölgesinde şunu söyleyebilirim Marmara depreminde Maslak'taki gökdelenlerin hiç birinin camı bile kırılmadı ama Avcılarda ki çoğu 4 katlı 5 katlı yapılar yerle bir oldu. Mesele yüksek kat değil ondan korkmamıza gerek yok depreme dayanıklı yapı teknolojilerine göre o binalar yapıldıysa sorun olmuyor" yorumunda bulundu. Çalıştaya, İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Türkmen, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar, TSO İnşaat Komitesi Başkanı İnşaat Mühendisi Mehmet Gündüz, Yapı Denetim Birliği Başkanı İnşaat Mühendisi Nurettin Sevim, Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Jeoloji Mühendisi Erkan Özgür ile İnşaat Mühendisi Alper Eryılmaz, sivil toplum ve meslek örgütlerinin başkanları, kurum müdürleri, belediye meclis üyeleri, akademisyenler, muhtarlar ile vatandaşlar katıldı.

Bakmadan Geçme