Mali krizi hastaya yansıtmadık
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi (TÖTM) Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, 2018 yılı Ağustos ayında dövizde başlayan dalgalanmanın en fazla sağlık sektörünü etkilediğini söyledi. Beytur, ilaçta ve tıbbi sarf malzemede tamamen dışa bağımlı olduğumuza dikkat çekerek, yaşanan sıkıntılara ve hastanenin zarar etmesine rağmen hiçbir hastayı geri çevirmediklerini ifade etti.
Geçen yıl Ağustos ayında başlayan döviz krizinin en fazla hastaneleri etkilediğini vurgulayan Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Prof. Dr. Ali Beytur, zarar edeceklerini bildikleri halde hastaneye gelen hiçbir hastayı çevirmediklerini söyledi. Beytur, “İlaçta ve tıbbi sarf malzemede tamamen dışa bağımlıyız. Bu yüzden döviz artışı maliyet artışına neden oldu ama hastanemizde mali yönde bir sıkıntı, hizmete yansımış durumda da değil. Ameliyat ve tedavilerde herhangi bir aksaklık yok” dedi.
Personel takviyesi mutlaka yapılmalı
Beytur, geçen yıl Ağustos ayında başlayan döviz krizinin en fazla hastaneleri etkilediğini belirterek, “İlaçta ve tıbbi sarf malzemede tamamen dışa bağımlıyız. Bu yüzden döviz artışı maliyete artışına neden oldu. Ama hastanemizde mali yönde bir sıkıntı hizmete yansımış durumda da değil. Ameliyat ve tedavilerde her hangi bir aksaklık yok. Ancak 2018 yılında devreye giren, 'Taşerondan 4d'li personele geçiş yani sürekli işçi kadrosuna aktarma sırasında, günü dolan arkadaşlarımız emekli oldu, ardından da hizmet günü dolanlar emekliye sevk edildi. 112 personelimiz bu şekilde yada istifa nedeniyle eksilmiş durumda. Ayrıca 48 kadrolu personelde gerek tayin, gerek emeklilikle birlikte ayrılmış durumda. Yani Geçen yıla göre 160 kişi eksik çalışmaktayız. Hizmette artış var, ama personelde azalış var. Hizmeti, personellerimizin gayretleri ile sürdürmeye çalışıyoruz. Nereye kadar gidecek onu da bilemiyorum. En kısa zamanda personel takviyesi mutlaka yapılmalı. Şuanda nakil hastanesinde bir yoğun bakım 12 yataklı ve 14 yataklı bir servis, hastane içerisinde de olmak üzere toplam 59 yatağımız boş duruyor. Bütün teçhizat var ama personel olmadığı için açamıyoruz” diye konuştu.
Alacağımız 23 milyon TL
Ameliyatların neredeyse tamamının zararına yapıldığını ifade eden Beytur, “Hastanemizin işleyişi şu şekilde, hastanemizin tedavi ettiği hastalarda SGK kurumu bize ödeme yapar. Bizde bu ödemelerle malzemeleri, ilaçları alırız tedavileri uygularız. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) dediğimiz fiyatlar yılarıdır artmıyor, artsa da düşük düzeyde kalıyor. Yani biz hastayı yatırdığımız anda eksiye düşüyoruz. Ya hastayı tedavi etmeyecek, hizmet vermeyecek, ya da zarar edeceğiz. Biz şuanda hastanın tedavisini seçmiş durumdayız. Ekside de kalsak, zararda etsek, hastalarımız tedavi olsun şifa bulsun. Bu hizmeti sadece Türk vatandaşlarımıza değil, Suriyeli vatandaşlara da yapıyoruz. Suriyeli vatandaşların tedavilerinden dolayı şuanda Sağlık Bakanlığından alacağımız 23 milyon lira. Bu alacakla ilgili Ocak ayı itibariyle de bir kuruş gelmiş durumda değil. Ocak ayında MHP Milletvekili Fendoğlu gündeme getirdi, bir miktar ödeme geldi ve biraz rahatladık, nefes aldık ama şuan borç tekrar artıyor. Hastane 1996 yılında açılan bir hastane. Ekipmanları bazen değiştirmek zorunda kalıyoruz. Buda maliyet artışına neden oluyor. Bu demirbaşların dışarısında ise, tıbbi sarf giderimiz 2 katı. Örneğin bir kalp pili için devletin ödediği 2 bin lira, maliyeti 6 bin lira. Bunu alacağız yani bu hayati şey. Zarar edeceğimizi bildiğimiz halde alıyoruz” dedi.
Giderimiz yüzde 100 arttı
Onkoloji Hastanesinin Temmuz ayına yetişmeyeceğini 2020 yılına sarkabileceğini aktaran Beytur, “217 yataklı onkoloji hastanesi büyük bir ihtiyaç şuan. Kanser tedavisinde yüzde yüze yakın doluluk ile gitmekteyiz. Normal şartlarda 14 Temmuz 2019'da hastane teslim edilmesi gerekiyordu. Ancak Müteahhit, döviz krizini gerekçe göstererek tek taraflı fesih isteminde bulundu. Bizde bunu kabul etmedik. İşini bitirmesini ve süre uzatımına gitmesini istedik. Bu uyuşmazlık şuan Maliye Bakanlığına yansımış durumda. Maliye Bakanlığı kararı ile hareket edeceğiz. İnşaat devam etmektedir. Bitimi yıl sonuna sarkacak gibi duruyor. Kalan işler çok maliyet getiren işler değil. İnşallah uzlaşma sağlanırsa, yılsonuna kadar tamamlanmış olacak. 4d'li personelimizin maaşı genel bütçeden değil, yine SGK'dan bize gelen bu paradan ödeniyor. Yani döner sermayeden veriliyor. Son artış, işte sendikal ödemeler, ikramiyelerin hepsi döner sermayeden ödeniyor. Bunlar genel bütçeye ayrılırsa hastaneye faydası olacaktır. Son olarak elektrik ve doğalgaz giderimiz yüzde 100 artmış durumda. Hastane 156 bin metre kare alan tamamen kapalı klima sistemiyle çalışmakta. Dolaysıyla, sarfiyat diğer hastanelere göre daha fazla” sözlerine yer verdi.