Malatya'nın sesini duyurmaya devam edeceğiz

Yeni seçilen Başkan ve yönetimini kutlayan Ağbaba, CHP olarak meslek örgütlerine çok önem verdiklerini ifade ederek, “Demokrasinin olmazsa olmazı siyasi parti deniliyor ama tabi ki bunun yanında demokrasinin olmazsa olmaz koşulu meslek odalarıdır, sivil toplum kuruluşlarıdır. Meslek odaları bir ülke de ne kadar güçlüyse, ne kadar ne kadar etkinse, ne kadar kararlar içerisindeyse, demokrasinin o kadar geliştiği söylenebilir. Dünyadaki demokrasiyle ilgili ölçütlerden birisi de budur.” ifadelerini kullandı.

Türkiye kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi

Farklı seslere tahammül edilmeyen bir dönemden geçildiğini vurgulayan Ağbaba, “Doğal olarak siz mesleğinizi, meslek üyelerinizi savunmak zorundasınız. Türkiye'yi ve tarımını savunmak zorundasınız. Bu nedenle yapmış olduğunuz iş çok önemli. Türkiye tarım olarak son derece kötüye gidiyor. Bizim eskiden okulda öğrendiğimiz ilk şeylerden birisi, Türkiye'nin dünyada kendine yeten 7 ülkeden biri olduğuydu. Bunu öğrendiğim için gurur duyardım. Fransa ile beraber dünyada 7 ülke ithal etmeden kendine yetebiliyordu. Şu an da herhalde ithal etmediğimiz ürün kalmadı. Samanı, eti, mercimeği, pirinci, fasulyeyi her şeyi ithal eder duruma geldik. Umarız kendi memleketimizdeki kayısıyı ithal etmeyiz ki zaman zaman onunla da ilgili ithalat oluyor. Bu da hükümetin tarıma bakışını gösteriyor.” dedi.

25 yaşındaki bir tosuncuk insanlarımızı kandırdı

Sözlerine Çiftlik Bank dolandırıcılığını hatırlatarak devam eden Ağbaba, “Çiftlik Bank Türkiye'nin resmi. 1980'lerin en ünlü markası Banker Yalçın'dı. 18 yaşında bir çocuk Türkiye'yi dolandırmıştı. Şimdi de 25 yaşındaki bir tosuncuk insanlarımızı dolandırdı.” Dedi. Çiftlik Bank ile on binlerce kişiyi dolandıran Mehmet Aydın'ın Uruguay'a gittiğini ifade eden Ağbaba, 2015 ve 2016 yıllarında Uruguay eski Devlet Başkanı Pepe Mujica'yı Türkiye'de misafir ettiklerini hatırlatarak, “Sayın Mujica Uruguay'ın tarımını, ekonomisini, balıkçılığını anlatmıştı. Müthiş etkileyici bir hikâyedir. Tarım sayesinde çok gelişen bir ülke. Gelir gelmez hemen hayvan sayısını arttırıyor. Gelir gelmez balıkçılığı ve tarımı arttırıyor ve ülke hemen kalkınmaya bağlıyor. Dünyadaki güzel örneklerden birisidir. Son dönemlerde tarımla kalkınan ve gelişen, kişi başına düşen milli geliri arttıran ülkelerden birisidir. Bizde maalesef ismini bilmediğimiz ve ilk kez duyduğumuz ülkelerden ithalat yapmaya başladık. Konya'dan daha küçük Sırbistan'dan et ithalat eder hale geldik. Dünyanın her ülkesinden her türlü şey ithalat etmeye başladık. Bir taraftan ithalatı arttırırken bir taraftan da o ithalatın yapıldığı alanlarda da ekonominin küçülmesine yol açıyor.” ifadelerini kullandı. Daha önce gerçekleştirilen özelleştirmeleri hatırlatan Ağbaba, “Et Balık Kurumunu kapattık eti ithal ediyoruz. TEKEL'i kapattık tütünü ithal ediyoruz. SEKA'yı kapattık kâğıdı ithal ediyoruz. Yem Fabrikalarını kapattık samanı ithal ediyoruz. Şimdi de şeker fabrikaları kapanacak ki şekeri ithal edelim. Bunun savunulması bile korkunç bir şey. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin karşısında durmaya devam edeceğiz.” dedi.

Malatya'nın sesini Türkiye'ye duyurmaya devam edeceğiz

Malatya'nın tarımla ilgili sorunlarını dile getiren Ağbaba, “7-8 yıllan beri Meclis'te ve bulunduğumuz her ortamda haykırıyoruz. Malatya'daki sulama suyuyla ilgili problemleri, zaman zaman afetle ilgili problemleri, son zamanda yaşamış olduğumuz kardan dolayı yaşanan sorunu gündeme getirmeye çalışıyoruz. Birileri duymasa da biz sesimizi tüm Türkiye'ye duyuracağız, duyuruyoruz da. Bundan sonra da görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Biz hem yerelde hem de genel de siyasetimizi yapacağımız işleri mutlaka o alanda ki meslek odalarıyla görüşerek yapmaya çalışıyoruz. Malatya'yla ilgili de yapacağımız işlerde sizlerin destekleri de görüşleri de bizler için belirleyici olacak.” ifadelerini kullanarak yeni seçilen Başkan ve yönetimine görevlerinde başarılar diledi.