Malatya'yı çaresizlik kuşatmış
DEVA Partisi Malatya İl Başkanı Sinan Akıncı, Malatyalı vatandaşların büyük bir umutsuzluk içinde yaşamaya çalıştıklarını dile getirerek, 'Çaresizlik bütün deprem bölgesiyle birlikte Malatya insanını da kuşatmış durumda' dedi.
DEVA Partisi Malatya İl Başkanı Sinan Akıncı, Malatya'nın sorunlarına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Akıncı, Malatyalı vatandaşların büyük bir umutsuzluk içinde yaşamaya çalıştıklarını söyledi.
Sorunları daha da içinden çıkılmaz hale geliyor
Şehrin yeniden imar edilmesini beklediklerini dile getiren Akıncı, “Şehrimiz yeniden imar edilmeyi beklerken, bunun yereldeki birikimle olacağını düşünmüştük. Mimarlar odası, mühendisler odası, esnaf örgütlenmeleri, belediyeler planlamanın dışında tutularak tek adam sisteminin sonucu “Ankara'dan” hâl edilmeye çalışılıyor. Bunun aklımıza siyasi iktidarın yandaş müteahhitleri kollamasını getireceğini ifade etmeliyim” dedi. Akıncı, merkezi idarenin Ankara'dan organize etme tutumunun sorunlara neden olduğunu söyleyerek, “Merkezi idarenin, her şeyi Ankara'dan organize etme tutumu, var olan sorunları daha da içinden çıkılmaz hâle getiriyor. Yerel aktörlerin fikirlerinin alınmaması ben yaptım oldu aklı, ileride daha büyük sorunlara yol açacaktır. Malatyalı şehrinin geleceğinde inisiyatifsiz bırakılamaz. Bakın Atabey İskelesi parkı 2019 yılında, sahada yeterince analiz yapılmadan ve yerel uzmanlara danışılmadan yapılmıştı, sonuç ne oldu? Park su seviyesinin altında kaldı. Bugün ise Sürgü Barajı'nın gövdesinin yanına konteyner kent kuruluyor. Yarın buralar yapılaştığında daha büyük felaketlere yol açabilir. Projeleri onaylanmış az katlı yapılara inşaat izni verilmezken, ki aynı bölgede TOKİ eliyle inşaatlar devam ediyor, tarım arazilerinde şimdilerde gecekondu yapılaşmaları hızla gelişiyor. Yerel yöneticilerin hiç suçlu(!) bulunmadığı depremde bütün suç müteahhitlere yıkılmıştı. En azından onaylanmış az katlı inşaat projeleri devam ettirilmelidir. Malatya'da Şire Pazarı, Bakırcılar Çarşısı, Balıkçı ve Kasaplar pazarı, Kadayıfçılar, Şarküteriler, Yöresel ürün satışı yapan küçük esnaf yerle bir olmuş durumda. 20 bini bulan yıkılmış işyerlerinin yanında, adı geçen ticaret merkezlerinin de ruhunu kaybedeceğiz bu gidişle” diye konuştu.
28 Şubat'ın sahipleri bugün neredeler?
28 Şubat konusuna da değinen Akıncı, sözlerine şöyle devam etti: “En genel tarifiyle, milletten yetki almamışların milletin değerlerine savaş açmalarıydı. Antidemokratikti. Acımasızcaydı. O dönemki TSK içinde yapılanmış bir gurubun yanında, siyasetçisinden gazetecisine, odalardan iş ve medya çevrelerine birtakım güçler dindar insanlara hayatı zehir etme gayretindeydiler. Başörtülüler, İmam Hatipliler, çeşitli dini guruplar, bazı medya organları ve partiler, yine birtakım demokrat yazarlar hedefteydiler. Dönemin iktidarına istikamet çiziyor, toplumsal mühendislik projeleriyle halka tepeden dayatmalarda bulunuyorlardı. Liberal düşünceyi savunanlar da psikolojik baskıdan paylarını alıyorlardı. Tutuklanan teröristlerin ifadeleri değiştiriliyor andıçlar tertip ediliyordu. Binlerce üniversite öğrencisi eğitimini yarım bırakmak zorunda kalıyordu. Silahlı kimi bürokratlar başına buyruk açıklamalar yapıyor hatta bu sürecin bin yıl süreceğini iddia ediyorlardı. Malatya'mızda bir protesto eylemi bahane edilerek yüzlerce insanımıza gözaltı yapılmıştı. İdamla yargılananlarımız oldu. Yakın zamana kadar cezaevinde tutulan saygın kanaat önderlerimiz oldu o dönemden. Yeri gelmişken ifade edeyim ki, Ak Parti'nin ilk döneminde de bu hukuksuz uygulamalar sürdü. İslami davalardan hapsedilenler vardı. İşte o dönem Malatya'da aynı davadan yargılananlardan bazısı Ak Parti'den milletvekili oldular. Ancak beraber yargılandıkları arkadaşları hapis damlarındaydılar. Yine o dönem insan hakları komisyonu üyesi olan CHP milletvekili abimiz, ittifak adayımız Sn. Veli Ağbaba cezaevlerindeki mağdur İslamcıları ziyaret edip sorunlarını gündem yaparken, Ak Parti milletvekilleri oralı değillerdi. (Tehlike! Geçtikten sonra su yolu ettiklerini de belirtmeliyim) Bugün Veli Ağbaba'dan gecikmeli teşekkürümü kabul etmesini rica ediyorum. Şimdi siz değerli hemşerilerimin vicdanlarınıza seslenmek istiyorum: 28 Şubat'ın sahipleri bugün neredeler? Kurumsal siyaset; MHP, ANAP, Vatan Partisi son olarak da DSP o dönemin en hızlı despotik savunucularıydı kurumsal olarak. Bugün AK Parti'nin ortakları. Figürler; Seyhan Soylu (Sisi lakaplı travesti) Fatih Çekirge, Erdal Şafak, Emin Pazarcı, Soner Yalçın, Hulki Cevizoğlu, Metin Feyzioğlu, Hakan Bayrakçı, Yaşar Hacısalihoğlu, Mehmet Ali Çelebi, Muharrem İnce gibi hafızalarımızdaki yerler belli kişiler bugün AK Parti'nin milletvekili, rektörü, büyükelçisi, medyacısı, anketçisi, derin solcusu oldular. O menfur günlerde dindar halka zulmeden bu kadrolar AK Parti ile kol kola girmiş seçimlere girerken, bizlere CHP ile yaptığımız seçim ittifakı dolayımında söz söylemek vicdanlara sığar mı? CHP kurumsal olarak 28 Şubat'ın içinde olmamıştır baktığınızda. O dönemki yapısı içinde anti demokratik uygulamaları destekleyenler olduysa da yukarda ifade etmeye çalıştığım gibi Veli Ağbaba gibi isimler de vardı. Hacı Bektaş'ı Veli'nin deyimiyle “Dini, dili, ırkı ne olursa olsun iyiler iyidir” İyiliği kendine ilke edinen herkese teşekkür ederim.”