Malatya'dan Dünyaya Umut Çağrısı: 'Sizi Bekliyorlar'
Malatya'da, Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Lübnan, Yemen, Afganistan ve Somali gibi savaşın ortasında kalan milyonlarca insana dikkat çekmek amacıyla Sivil Toplum Kuruluşları Platformu bir araya geldi.
Savaşın ortasında kalan milyonlarca insana yardım elini uzatan Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları, Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Lübnan, Yemen, Afganistan ve Somali gibi savaşın yıkımına uğramış ülkelere barınma desteği sağlayarak yüz binlerce insanın temel ihtiyaçlarını karşılamak ve onlarca insani yardım tırı hedefi olduğunu hatırlatarak sivil-resmi tüm kuruluşlarına destek olma çağırısında bulundu.
Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları, Malatya Kongre Kültür Merkezi arkasındaki basın konteyner kent'inde yaptığı açıklamda, Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Lübnan, Yemen, Afganistan ve Somali gibi savaşın yıkımına uğramış ülkelere insani yardım çağrısı yaptı.
"Sizi Bekliyorlar” projesiyle insanlara umut olmaya devam ettiğini söyleyen Malatya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu adına Hüseyin Söylemez, "Savaşın ve krizlerin oluşturduğu insani trajediler, dünya genelinde milyonlarca insanı temel ihtiyaçlardan yoksun bırakıyor. Türkiye’nin önde gelen çok sayıda sivil toplum kuruluşu, “Sizi Bekliyorlar” projesiyle güçlerini birleştirerek bu zor durumdaki insanlara umut olmaya devam ediyor" dedi.
Savaşın sürdüğü 8 ülkeye yardımlarını devam ettiğini belirten Söylemez, "Türkiye'deki sivil toplum kuruluşları, bugüne kadar savaş ve kriz bölgelerinde yürüttükleri çalışmalarıyla milyonlarca hayatı etkileyen projelere imza attı. Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Lübnan, Yemen, Afganistan, Somali gibi çatışma ve krizlerin sürdüğü bölgelerde ve savaş dolayısıyla göç eden insanların sığındığı topraklarda, insanların en temel ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir özveriyle çalışmaktadır" şeklinde konuştu.
Ailesini kaybetmiş çocuklar için yetimhaneler inşa edip, bakımlarını üstlendiklerini söyleyen Söylemez, "Barınma desteği sağlayarak yüz binlerce insanın soğuk ve olumsuz hava koşullarından korunmasını amaçlayan çadır kentler, konteyner evler ve geçici barınma alanları kurmuşlardır. Acil ihtiyaçları karşılamak adına milyonlarca ton gıda yardımı ulaştırılmış, mobil klinikler, sahra hastaneleri ve ilaç yardımlarıyla hasta ve yaralıların tedaviye erişimi sağlanmıştır. Çatışmalardan en çok etkilenen çocukların eğitimlerine devam edebilmesi için okullar inşa edilmiş, eğitim materyalleri temin edilmiş ve ailesini kaybetmiş çocuklar için yetimhaneler inşa edip, bakımlarını üstlenmiştir" dedi.
Çocuklar için terapi merkezleri kurulmuş ve rehabilitasyon programları başlatıldığını belirten Söylemez, "Savaşın travmatik etkilerine maruz kalan bireyler, özellikle çocuklar için terapi merkezleri kurulmuş ve rehabilitasyon programları başlatılmıştır. Bu çalışmalar, yalnızca fiziksel ihtiyaçları karşılamakla kalmamış, aynı zamanda insanların güven ve umut duygularını yeniden inşa etmeye katkı sağlamıştır" ifadesini kullandı.
İyilik Gemisinin savaş ülkerine ulaştığını söyleyen Söylemez, "Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları, insani yardım çalışmalarını yalnızca kara yoluyla değil, denizler aşarak da ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır. Türkiye sivil toplum kuruluşları geçmişte birçok projede savaş ve kriz bölgelerine, ortak çalışmalar ile mazlumlara umut oldu. Örneğin: 9 sivil toplum kuruluşunun başlattığı “Lübnan İçin Hemen Şimdi Yardım Seferberliği” kampanyasıyla hazırlanan bin ton yardım malzemesi taşıyan gemi Lübnan’a ulaşmıştır. Gemide gıda, hijyen, kıyafet ve barınma gibi temel ihtiyaçlara yönelik malzemeler yer almış ve yardım malzemelerinin dağıtımı hala devam etmektedir. Benzer şekilde, Sudan’a gönderilen, 150 konteyner insani yardım malzemesi taşıyan "İyilik Gemisi", Port Sudan Limanı’na ulaşmış ve iç savaşın gölgesinde umutsuzluk içerisinde olan Sudan halkına umut olmuştur. Bu tür yardımlar, insanlığın dayanışma ruhunu güçlendirerek kriz bölgelerine umut taşımaya devam etmektedir" dedi.
Filistin
Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları, "Suriye, Filistin, Doğu Türkistan, Lübnan, Yemen, Afganistan ve Somali gibi savaşın yıkımına uğramış ülkelere insani yardımların ulaştığını söyleyen Söylemez, "Gazze’de devam eden saldırılar, 45 bine yakın Filistinlinin hayatını kaybetmesine, 101 bin 827 kişinin yaralanmasına yol açtı. Bombardıman nedeniyle binlerce aile yok oldu, yüzbinlerce ev kullanılamaz hale geldi. Filistin’de savaşın yıkıcı etkisi, özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde derin izler bırakıyor.
Doğu Türkistan
Çin hükümetinin, Uygur Müslümanlarına uyguladığı baskılar ve zorunlu eğitim kampları gibi politikalar uluslararası toplumda endişe ortamı oluşturmaktadır. İnsan hakları ihlalleri ve dini özgürlüklerin kısıtlanması devam etmektedir.
Lübnan
Ekim 2023'ten itibaren Lübnan, İsrail’in saldırılarıyla sarsıldı. 6 bin 000'i aşkın saldırı sonucu 3 bin 287 kişi hayatını kaybederken, 14 bin 222 kişi yaralandı. Binlerce ev tamamen yıkıldı, yüz binlercesi hasar gördü. Ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerin pençesindeki Lübnan’da göç dalgası ve altyapı yetersizlikleri, halkın yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.
Sudan
15 Nisan 2023’te başlayan iç savaş, Sudan’da büyük bir insani kriz oluşturdu. 8,3 milyon kişi yerinden edildi, 12 milyon insan göç etmek zorunda kaldı. 20 binin üzerinde sivil hayatını kaybederken, 50 binden fazla kişi yaralandı. Kolera vakaları, açlık ve eğitim imkanlarının yokluğu, Sudan halkını derin bir umutsuzluğa sürükledi.
Yemen
Yemen’deki çatışmalar neredeyse 10 yıldır devam ediyor ve insani kriz her geçen gün derinleşiyor. Yaklaşık 23,4 milyon insan yardım bekliyor. 377 bin kişi hayatını kaybederken, savaş nedeniyle 4,3 milyon kişi temel yaşam ihtiyaçlarına erişemiyor. Çocuk ölümleri ve hastalıklar, ülkedeki krizin en trajik boyutunu oluşturuyor.
Suriye
2011 yılında başlayan savaş, Suriye’de derin bir insani krize yol açtı. 600 binden fazla insan hayatını kaybederken, en az 7 milyon kişi ülke içinde yerinden edildi, 6,1 milyon kişi ise başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Savaş, altyapının büyük ölçüde yok olmasına, sağlık ve eğitim hizmetlerinin çökmesine neden oldu. Ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluk, halkın yaşam koşullarını daha da kötüleştirirken kadınlar ve çocuklar krizin en savunmasız gruplarını oluşturuyor. Şu anda 15 milyondan fazla insan Suriye içerisinde insani yardıma muhtaç durumda hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Diğer Kriz Bölgeleri
Bangsamoro, Patani ve Arakan gibi bölgelerde de insanlar çatışma, baskı ve insan hakları ihlalleriyle mücadele ediyor. Milyonlarca kişi, güvenli bir yaşam sürmek için uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç duyuyor.
Savaş ve krizlerin etkilediği bu bölgelerdeki insanlar, yalnızca hayatta kalmak için değil, aynı zamanda daha iyi bir gelecek inşa edebilmek için de desteğe ihtiyaç duymaktadır. Türkiye’nin sivil toplum kuruluşları, tüm zorluklara rağmen bu çağrıya yanıt vererek savaşın ve krizlerin yarattığı karanlık tabloyu değiştirmek için çaba sarf etmektedir" dedi.
Dünyanın dört bir yanında bizi bekleyen mazlumlara umut olmaya, devam edeceklerini söyleyen Söylemez, "Zorlu koşullara rağmen, savaş bölgelerine ulaşmak, yardımları ulaştırmak ve en kritik alanlarda faaliyet göstermek, sivil toplum çalışanlarının fedakarlığı ve dayanışma ruhunun bir göstergesidir. Yıkımın ve acının en derin hissedildiği anlarda bile, barınma, sağlık, gıda ve eğitim gibi temel ihtiyaçları karşılayarak insanlara yalnızca yardım değil, aynı zamanda umut da taşımaktadırlar. Bu özverili çalışmalar, savaşın izlerini silmek, mağdurların hayatlarını yeniden kurabilmelerine destek olmak ve insanlığın vicdanını canlı tutmak için yürütülmektedir.
Türkiye’deki ve Malatya'mızdaki sivil toplum kuruluşları olarak, dünyanın dört bir yanında bizi bekleyen mazlumlara umut olmaya, devam edeceğiz" şeklinde konuştu.