Malatya'da İhracat Geriledi: Deprem ve Hukuk Sorunu Ekonomiyi Vurdu!
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, 6 Şubat depremlerinden önce 455 milyon dolarlık ihracat yapan Malatya'nın, 2023'teki ihracatı yüzde 13'lük bir düşüşle 392 milyon dolara gerilediğini belirtti. Ekonomide hukukun önemine de değinen Sadıkoğlu, hukukun güvenilir olmadığı ülkelerin dış yatırımcıları çekemediğini ve bu durumun ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyledi.
Malatya'da, Daha İyi Yargı Derneği ve Ekonomi Gazetesi işbirliğinde "Ekonomi ve Hukuk Buluşmaları" programı düzenlendi. Programa, Malatya Ticaret ve Sanayi Odasının ev sahipliğinde düzenlenen programın açılışında, Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yasemin Açık, Malatya Baro Başkanı Avukat Onur Demez, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, depremden etkilenen illerde yaşanan hukuksal ve ekonomik konulara değindi.
İlk olarak konuşan TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yasemin Açık, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketinin (TUSAŞ) Kahramankazan yerleşkesine yapılan terör saldırısını kınadı.
Açık, toplantıda yaptığı konuşmada, 11 ilin etkilendiği deprem felaketinin bölge insanının hayatını ve ekonomisini derinden sarstığını vurguladı. Açık, "Bu felaketin yalnızca can kayıpları değil, aynı zamanda bölgenin ekonomisine de büyük darbeler vurduğunu görüyoruz. Ekonomik sorunları çözmek için sadece fiziksel yatırımlar yeterli değil, topluma ve insana yapılan yatırımlar da önemli" dedi.
Eşitlik olmadıkça ekonomi ilerlemez
Kalkınmanın sürdürülebilir olması için hukukun üstünlüğü, yargının tarafsızlığı ve demokratik bir ortamda adil paylaşımın gerekliliğine de değinen Açık, "Cumhuriyetin bize kazandırdığı mirası gelecek nesillere aktarmak ve daha iyi bir gelişim sağlamak için üç önemli dönüşüme ayak uydurmalıyız: dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşüm" diyerek, bu üç dönüşümün önemine vurgu yaptı.
Dijital dönüşümün artık her alanda hissedildiğini belirten Açık, "Yapay zeka, tüm şirketlerin işleyişine kadar girmiş durumda. Yine yeşil dönüşüm kapsamında aslında yaşadığımız iklim krizlerinin ortaya çıkardığı seller, fırtınalar, kasırgalar toplumun yaşamında önemli zorluklar oluşturuluyor. Toplumsal dönüşüm sağlanmadıkça yani toplumun her kesimine eşit düzeyde eğitim götürülmedikçe, gelir dağılımı eşit olmadıkça, yine gelişmenin sağlanmadıkça ekonominin ilerlemesinin mümkün olmayacak" dedi.
1 yılda yüzde 13’lük ihracat kaybı
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da deprem sonrası Malatya’nın karşılaştığı göç sorununa dikkat çekti. Şehirdeki konut açığı nedeniyle nitelikli iş gücünün göç verdiğini söyleyen Sadıkoğlu, "Organize sanayi bölgelerimizde çalışan, yıllardır emek veren personelimiz şehri terk etti. Bu durum, üretim kapasitelerini düşürdü ve şehrin ihracatını olumsuz yönde etkiledi" dedi.
Sadıkoğlu, deprem öncesinde 455 milyon dolarlık ihracat yapan Malatya’nın, 2023’te yüzde 13’lük bir düşüşle 392 milyon dolara gerilediğini belirtti. Ayrıca hukukun güvenilir olmadığı ülkelerin dış yatırımcıları çekemediğini ve bu durumun ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyledi. Sadıkoğlu, "Hukukun önemi, halk ve bireyler için ne kadar etkinse, işletmeler ve büyüyen şirketler için de o kadar önemlidir" dedi.
İyi ekonomi için iyi adelet
Malatya Baro Başkanı Avukat Onur Demez ise hukuk ve ekonomi arasındaki derin ilişkiye dikkat çekerek hukuk alanındaki reformların ekonomik büyümeyi ve toplumsal refahı beraberinde getirdiğini ifade etti.
Hukuk alanındaki reformların ekonomik büyümeyi ve toplumsal refahı beraberinde getirdiğini belirten Demez, “İyi bir ekonomi için her zaman önce iyi bir adalet diyoruz. Adaletin ne kadar iyiyse ekonomimiz de o kadar iyi. Adaletimiz ne kadar kötüyse, ekonomimiz de o kadar kötü. Öncelikli olarak adaleti doğru bir şekilde memlekette sağlamalıyız ki devamında da aynı şekilde o ekonomiyi istikrarlı bir şekilde devam ettirebilelim” dedi.
Demez, yatırımcıların adaletin varlığına en çok önem verdiğini vurgulayarak, "Yatırımcılar, adil bir yargılama sisteminin olup olmadığını sorguluyor. Bu, birçok üçüncü dünya ülkesinde hakların gasp edilmesi nedeniyle önem kazanıyor" dedi. Son olarak, hukukun toplumsal ve ekonomik refahın temeli olduğunu belirterek, "Bu anlayışı içselleştirdiğimizde, birçok sorunun çözüme kavuşacağı aşikardır" ifadesini kullandı.