Malatya'da Günden Güne Artıyor: Uzmanlar Çözüm İçin Uyarıyor
6 Şubat 2023'te meydana gelen depremlerden etkilenen Malatya'da ekonomik koşulların hırsızlık vakalarını artırdığını ifade eden Hukukçu Zeki Taşkıran, caydırıcı önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Hayat pahalılığı günden güne vatandaşları zorlamaya başladı. Buna bağlı olarak da hırsızlık vakalarında artış gözlemlendi.
Özellikle 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerden etkilenen Malatya’da, depremlerin ardından hırsızlık vakalarının katlanarak arttığını ifade eden Hukukçu Zeki Taşkıran, vakalarının artış nedenleri ve önlenmesine yönelik yapılacak çalışmalara dair değerlendirmelerde bulundu.
Eğitim Aile İçinde Başlar
Hırsızlık vakalarının artmasındaki en büyük sebeplerden birinin aile içi eğitim ve öğretim eksikliği olduğunu vurgulayan Taşkıran, çocuklara daha fazla zaman ayrılması gerektiğini belirterek, "Aile içinde çocuklar bilinçli bir şekilde maalesef günümüzde yetiştirilmiyor. Eskiden anne babalar çocuklarına zaman ayırır, manevi eğitimlerine değer verirlerdi. Değer yargılarıyla yetişen çocuklar vardı. Günümüz batılılaşmasının etkisiyle çocuklar maalesef ahlaklı bir eğitim ve öğretim alamıyor. Bu nedenle çocuklar eğitim alamadıkları için toplumda da bu eğitim verilmediği için, Milli Eğitim sistemimiz de maalesef bu eğitimi vermediği için çocuklarımız sıkıntılı bir şekilde yetiştirilmekte ve bundan dolayı hırsızlık vakaları artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Ekonomik Koşullar Vakaları Artırıyor
Ekonomik koşulların hırsızlık vakalarının artmasında önemli bir etken olduğunu dile getiren Taşkıran, "Türkiye'nin ekonomisi maalesef çok da iyi bir durumda değil. Hazır tüketmeye alışmış bir nesil yetişmekte ve bunlar da çalışmadan rahat bir hayat sürdürmenin hevesine girmiş durumda. Bundan dolayı hırsızlık vakaları çoğalmış durumda." diye konuştu.
Ceza Miktarı Düşük
Hırsızlık veya dolandırıcılık davalarında verilen cezaların çok düşük olduğunu kaydeden Taşkıran, hukuk sistemindeki cezaların caydırıcı olmadığını söyledi. Taşkıran, "Maalesef hukuk sistemimizde cezalar hiç caydırıcı değil. Özellikle de hırsızlık ve dolandırıcılık davalarında cezalar çok cüzi düzeyde kalmakta ve caydırıcılığı asla olmamaktadır. Ceza miktarları düşük, infaz rejimi sıkıntılı. Cezaevi koşulları da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Parlamentosu'nun sunduğu koşullara göre çok fazla iyileştirilmiş durumda." dedi.
Cezaevleri De Caydırıcı Değil
25 yaşında bir kişinin, 25 suçu olabildiğini aktaran Taşkıran, infaz rejiminin de sorunlu olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Cezaevi koşullarında televizyonundan tutun, sosyal ortama kadar bütün imkânlar sağlanmış durumda. 25-30 yaşında bir gencin 25-30 tane sabıkası olabiliyor. Bu, cezanın hiçbir caydırıcılığı olmadığını açıkça gösteriyor."
AB’nin Dayattığı Koşullar Engel
Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı koşullar nedeniyle cezaların caydırıcı olamadığını aktaran Taşkıran, "Cezaların getirilmemesinin en büyük sebeplerinden birisi Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye dayattığı Avrupa Birliğine alınma süreciyle ilgili koşullar. Diğeri de siyasi nedenlerdir. Eğer caydırıcı ceza olmuş olsa bugün cezaevlerinde dörtte bir oranına kadar hükümlü, tutuklu sayısı düşecek." ifadelerini kullandı.
Malatya’da Durum
Malatya'da deprem sonrası hırsızlık vakalarının arttığına dikkat çeken Taşkıran, şunları dile getirdi: "Malatya'da depremden dolayı insanların ekonomik durumunun kötüye gitmesi ve enkazlarla ilgili hırsızlık vakaları katbekat artmıştır. Yeni yapılacak anayasa çalışmalarında bu durum göz önüne alınmaz ve yeni mevzuat düzenlenmezse hırsızlık vakaları daha da artacaktır. Deprem sonrası insanların ekonomik durumu kötüye giderken, hırsızlık vakaları da artış göstermiştir. Bu durumu önlemek için caydırıcı yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır."
Maneviyat Eğitimi Verilmeli
Taşkıran, hırsızlık vakalarının önlenmesi için ahlak ve maneviyat eğitiminin yanı sıra, caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğini belirtti.
Taşkıran, "Öncelikle ahlak ve maneviyat ile ilgili projeler geliştirilmesi gerekmektedir. Akabinde de cezalarla ilgili kesinlikle caydırıcı cezaların konulması gerekiyor. Bu sadece hapisle olacak bir şey değildir. Bakanlığın teknik ekiplerle, ne tür caydırıcı cezalar getirilebileceğini değerlendirip yeni düzenlemeler yapması elzemdir. Caydırıcı cezalar sadece hapisle sınırlı kalmamalıdır. Gün olarak cezaların fazla olmasının caydırıcılığı da sınırlıdır. Alternatif cezalar düşünülmeli ve İslami kurallar da göz önüne alınarak yeni düzenlemeler yapılmalıdır." diye konuştu.