Malatya'da Asırlardır Sürdürülen Gelenek..! Hayırseverden Gelecek Nesillere Miras…
Yeşilyurt İlçesi Dilek Mahallesi'nde hayırsever Hasan Karaca tarafından düzenlenen aşure etkinliği, bölge halkını bir araya getirdi.
Malatya’nın Yeşilyurt İlçesi Dilek Mahallesi, hayırsever Hasan Karaca’nın düzenlediği aşure etkinliğiyle dolup taştı.
Etkinlikte, buğday, nohut, fasulye, incir, tarçın ve şeker gibi 40’a yakın gıda malzemesiyle hazırlanan aşureler, bolluk, bereket, birlik ve beraberliği simgeleyen bir paylaşım olarak bölge halkına ikram edildi.
Aşure ikramına katılan Şeh Hasanlıyım. Şeyh Ahmet Dede Ocağı Teslim Aptal Kolundan Olan ve Erenler Cemevi Başkanı Aydın Gültekin, aşurenin tarihî kökenlerine ve manevi anlamına değindi. Aşurenin, Kerbela olaylarından bu yana süregelen bir gelenek olduğunu belirten Gültekin, “Aşure bize iki yol haritası bırakıyor; Hüseyin'in duruşu mu, Yezid’in duruşu mu? Mazlumdan mı, zalimden mi yana olacağız? İmam Hüseyin, Yezid'in zulmüne karşı durarak insanlık için bir duruş sergiledi. Onun bu direnişi, bizlere adalet ve doğru yolda olma mesajını miras bıraktı” dedi.
Gültekin, İmam Hüseyin’in Yezid’e biat etmeyerek zulme karşı durmasının, sadece kendisi için değil, tüm ümmet için önemli bir duruş olduğunu, aşurenin yas dönemlerinde yapılan bir şükür lokması olarak da önem taşıdığını ifade etti. Gültekin, aşurenin, Hazreti Hüseyin’in soyundan gelenler tarafından, şükür ve birlik duygularını pekiştirmek amacıyla hazırlandığını belirtti.
Gültekin, aşure etkinliklerinin sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir inanç ve kültür paylaşımı olduğunu, toplumsal birlikteliği güçlendirdiğini ve inanç değerlerini yaşattığını belirterek, “Bu tür etkinlikler, hem geçmişimizi hatırlatır hem de kültürel ve manevi bağlarımızı güçlendirir. Aşure, birlik ve beraberlik lokmasıdır. Kerbela’da yaşanan zulümler ve 72 kişinin haksız yere şehit edilmesi, aşurenin sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bir anlam taşıyan bir ritüel olduğunu gösteriyor. İmam Zeynel Abidin’in soyundan gelen diğer imamların da günümüze kadar devam ettirdiği şükür lokması, bu geleneksel bağlamı güçlendiriyor” ifadelerini kullandı.
Gültekin, aşurenin kökenlerine değinerek, “Nuh’un Gemisi’nin tufandan kurtulmasının ardından yapılan çeşitli lokmalar da aşure olarak kabul edilir. Bu gelenek, günümüze kadar devam eden bir kültürel ve inanç mirasıdır. Aşure, sadece bir tatlı değil, aynı zamanda inanç ve kültür değerlerimizi paylaşmanın, kaynaşmanın en güzel yollarından biridir” şeklinde konuştu.
Aşurenin, toplumsal birlikteliği ve huzuru artırdığını belirten Gültekin, “Lokmaların hak katında kabul ve makbul olması için dualar ediyoruz. Rabb’im bizleri zalimlerin şerrinden korusun ve adalet anlayışını bizlere miras bıraksın” dedi.
Gültekin, aşure etkinliği sırasında Alevi inancında düzenlenen diğer lokma etkinliklerine dair bilgiler verdi: “Alevi inancında, yılın belirli dönemlerinde çeşitli lokmalar yapılır. Örneğin, Şubat ayında 13, 14 ve 15 tarihlerinde Hazreti Hızır’ın üç günlük orucunu takip eden lokmalar yapılır ve kömbeler hazırlanır. Bu dönem, Kuran-ı Kerim’de de geçer ve Hazreti Hızır aşkına cemler ve oruçlar tutulur. Mayıs ayında 5-6 tarihlerinde Hıdırellez Bayramı kutlanır. Bu bayramda, barış ve birlikteliği simgeleyen lokmalar yapılır ve herkes küsler varsa barıştırılır. Mart ayında 21 Mart’ta Nevruz Bayramı, baharın gelişini ve Hazreti Ali Efendimizin dünyaya gelişini kutlamak için lokmalar yapılır. Ayrıca, 10 Ekim’de Hazreti Hüseyin’in şehadeti nedeniyle 12 gün süren oruçlar tutulur ve aşure lokmaları yapılır. Kış aylarında ise Abdal Musa birlik lokması düzenlenir” ifadelerini kullandı.
Gültekin, bu geleneklerin Alevi inancının ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, “Yıl boyunca bu lokmalar, inanç ve kültür değerlerimizi yaşatmanın, paylaşmanın ve toplumsal barışı sağlamanın yollarından biridir. Yapılan lokmalar, hem manevi bir değere sahip hem de toplumsal birlikteliği güçlendiren önemli bir gelenektir” dedi.
Aşure ikramını düzenleyen Hayırsever Hasan Karaca, geleneksel aşure dağıtımını 2019 yılından bu yana sürdürdüğünü belirtti. Karaca, "Toplumun bir araya gelmesi, kaynaşması için bu geleneği devam ettiriyoruz. Gelecek nesillerin de bu geleneğin anlamını ve önemini daha iyi kavrayabilmeleri için sürdürmeye devam edeceğiz" dedi.
Aşure geleneğini sürdürmenin mutluluğunu yaşadığını dile getiren Zeynel Yıldırım ise, “Aşure, sadece bir tatlı değil, aynı zamanda birlik ve beraberliğin sembolüdür. Bu geleneği yaşatmanın bizler için büyük bir mutluluk olduğunu düşünüyorum. Bu tür etkinlikler, aramızdaki dostluğu ve dayanışmayı artırıyor. Aşurenin tarihi ve manevi değeri, hepimizi bir arada tutan güçlü bir bağdır” şeklinde konuştu.