Mağduriyeti unutamıyor
Türkiye tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen ve 'bin yıl süreceği' iddia edilen 28 Şubat sürecinde, başörtüsünden dolayı gördüğü baskılar nedeniyle görevinden istifa etmek zorunda kalan 5 çocuk annesi Zeliha Kartal, yaşadığı mağduriyeti unutamıyor.
Süleyman Demirel Üniversitesinden mezun olduktan sonra Malatya Belediyesinde işe başlayan Kartal, işe girdiği günden istifasına kadar geçen süreci anlattı. Lisede başörtüsünü çıkararak sınıflara girebildiklerini belirten Kartal, o dönemde üniversiteyi kazanarak özgürce inançlarının gereğini yerine getirmenin hayalini kurduklarını söyledi.
"Yakınlarıma zarar gelmesin diye istifa ettim"
Üniversiteye başladıklarında bir mescitlerinin bile olmadığını, kendi imkanlarıyla okulun arşiv bölümünde mescit yaptıklarını dile getiren Kartal, şöyle konuştu: "Isparta'da Süleyman Demirel Üniversitesinden mezun oldum. Daha sonra İlahiyat Lisans Tamamlama sınavlarına girmek için İzmir'e geçiş yapmak istedim ancak başörtüsünden dolayı okulu bırakmak zorunda kaldım. Malatya Belediyesinde işe başladım. Beni çok etkileyen dönem orada başladı. Çalıştığım iş yerine başörtüsü nedeniyle uyarılar geldi ve tutanaklar tutuldu. Kendim, ailem ve kurumda çalışan müdürlerime zarar gelmemesi ve hakkımda dava açılmaması için istifa ettim."
O dönemde insanların inançlarından dolayı Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinden yargılanmasının trajikomik olduğunu ifade eden Kartal, tanıdığı birçok kişinin bu nedenle cezaevinde yattığını, çok büyük sıkıntılar yaşadığını aktardı.
"Cezaevinde başıma ne gelir bilmiyordum"
Hakkında dava açılmasından korktuğunu anlatan Kartal, "Cezaevinde başıma ne geleceğini bilmediğim için işimden ayrıldım. Evlendim, Muş'a yerleştim ve bu süreçte eşimle ticaret yaptık. Yaşadıklarımızı korkunç ve büyük bir zulüm olarak değerlendiriyoruz. O süreci çok planladılar. 28 Şubat darbesi tutsaydı, onların dediği gibi bin yıl sürseydi, 15 Temmuz darbe girişimine gerek kalmayacaktı. 15 Temmuz olduğunda insanlar çok şaşırdı. Eşim ve büyük oğlum sokağa çıktı. Ülkemizin geleceğine sahip çıkmak için herkes tek yürek oldu."
"Biz o gün kimliğimizin, kişiliğimizin gereği olarak örtünüyorduk, bugün de aynı gaye için örtünüyoruz." diyen Kartal, şöyle devam etti: "2002 yılında rahatsızlığımdan dolayı Diyarbakır'da tedavi görüyordum. Doktorumuzu beklerken fakülteyi gezmek için içeri girdik. Hiç unutmuyorum güvenlik görevlisi eşime 'Sen girebilirsin ama hanımefendi giremez örtülü çünkü.' dedi. Eşim de 'onu almıyorsanız ben de girmiyorum.' diyerek tepki gösterdi. Bir müze ve fakülteye girmek istediğimizde örtümüz ya da kıyafetimizden dolayı almıyorlardı. Kişiliğimize ve inancımıza bir saldırı vardı. Bugün geldiğimiz noktada bu sıkıntı yok. 1998'de Malatya Belediyesinden işten ayrıldım, 2017'de Muş Belediyesinde işe başladım. Yasakların gevşemesiyle eğitim hayatıma devam ettim. İlahiyat ve kamu yönetimini bitirdim. O dönemde kaybettiğimiz enerjimizi, zamanımızı ve ömrümüzü hiç kimse veremez."