Keşmir halkı karar vermeli
Anadolu Gençlik Derneği Adıyaman Şube Başkanı Bedrettin Beyazkaya, Keşmir ile ilgili açıklamada bulundu.
Dernek binasında basın açıklaması yapan Bedrettin Beyazkaya, Keşmir'in geleceğine Keşmir halkının karar vereceğini belirterek, Keşmir'in 24 Ekim 1945'de kurulan Birleşmiş Milletlerin “Çözülmemiş Sorunlar” listesinde yer aldığını söyledi.
Başkan Beyazkaya, “Keşmir sorunu nedeniyle Pakistan ve Hindistan arasında bugüne kadar 3 kez savaş yaşanmıştır. Bugün Keşmir topraklarının büyük bir kısmı Hindistan işgali altındadır. Son günlerde yaşanan sıcak gelişmelerle Keşmir'de insani bir kriz kapının eşiğindedir. İşgal altındaki Keşmir'de Müslüman halk için zaten şartlar çok zordu, Hindistan'ın kabul edilemez uygulama ve kararlarıyla Keşmir bir ateş hattı olmak yolunda ilerlemektedir. Keşmir sorunu, II. Dünya Savaşı sonrası İngiltere'nin çekildiği topraklarda bıraktığı üç sorundan biridir. Keşmir 8. Yüzyılda İslam'la tanışmıştır. Keşmir, 14. Yüzyıldan itibaren de yoğun bir şekilde İslamlaşmıştır” dedi.
Beyazkaya açıklamasının devamında, “Keşmir sorununun çözümü için öncelikle Keşmir halkı bir nesne olarak görülmemelidir. Keşmir'in geleceğine ve statüsüne Keşmir halkı karar vermelidir. Birleşmiş Milletlerin aldığı kararlar gereği ‘plebisit' yapılmalı, sandıktan çıkan sonucu bölge ülkeleri ve küresel güçler kabul etmelidir. Keşmir sorunun bölgede birden çok ülkenin içinde yer alacağı büyük bir savaşa dönüşme ihtimali göz ardı edilmemelidir.
Her durumda başta Hindistan ve Pakistan olmak üzere taraflar arasında diyalog kanalları açık tutulmalı, nükleer ya da konvansiyonel her türlü savaştan kaçınılmalıdır. Hindistan, Keşmir halkına rağmen bölgede asker bulundurma tutumundan vazgeçmelidir. Aynı şekilde işgalci Hindistan yönetimi Keşmir halkına karşı kullandığı orantısız şiddete son vermelidir. Halkın insani hak talepleri karşısında güvenlik güçlerinin hukuksuz uygulamalarına fırsat vermemelidir. Hindistan, aynen İsrail gibi Keşmir'deki demografik yapıyı lehine çevirme girişimlerinden vazgeçmelidir. ABD başta olmak üzere küresel güçler, Keşmir'de meydana gelebilecek çatışma ve gerilimler üzerinden çıkar hesapları yapmayı bırakmalıdır. Türkiye hükümeti, Keşmir halkının sesine ses olmalı, Keşmir halkıyla dayanışma imkanlarını artırmalı, bölgede çözüme dair daha etkin bir politika izlemelidir. Keşmir halkının hak ve adalet taleplerinin ve bu yöndeki gösterilerinin Hindistan ya da başka aktörler tarafından terör faaliyeti olarak gösterilmesine engel olunmalıdır. Camilerin ve mescitlerin Hindistan tarafından terör yuvaları olarak, toplu ibadetlerin terör eylemi olarak lanse edilmesinin önüne geçilmelidir” diye konuştu.