Kayısıda hasar yüzde 80
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son günlerde Türkiye'de yaşanan doğal afetlerden zarar gören üreticiler ve ürünler hakkında yaptığı açıklamada, eldeki verilere göre, bu yıl kayısı üreticisinin önemli bir kayıpla karşı karşıya olduğunu bildirdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üreticilerin beklentilerini dile getirdiği basın açıklamasında, FAO verilerine göre, Türkiye'nin, 2020 yılında dünya kayısı üretiminin yüzde 24,4'ünü, ihracatının ise yüzde 57'sini gerçekleştirerek ilk sırada yer aldığını belirterek şu bilgilere yer verdi: “ Türkiye, 2021 yılında, 90 bin 325 ton kuru kayısı ihraç ederek, 347 milyon 204 bin dolar, 69 bin 959 ton taze kayısı ihraç ederek ise 61 milyon 838 dolar döviz girdisi elde etti. Kayısı üretiminin merkezi olan Malatya'da bu yıl, kayısı ağaçları Nisan ayına geldiğimiz bugünlerde çiçek açtı ve meyve tuttu. 10 Nisan 2022 tarihinden beri soğuk havanın etkili olduğu Malatya il genelinde, 13 Nisan'ı 14 Nisan'a bağlayan gece zirai don olayı yaşandı. Gece saat 4'te etkili olan soğuk hava Malatya Ovası'nda bin 400 rakıma kadar olan alandaki kayısıyı ciddi oranda etkiledi. Malatya Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, hasar oranı yüzde 80 civarındadır. Kayısı havzası olarak bilinen bölgede Malatya ile birlikte Elazığ'ın Baskil ilçesinde yüzde 70, Sivas'ın Gürün ilçesinde yüzde 60 ve Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde yüzde 80 civarında hasar vardır”.
Ordu, Giresun ve Trabzon illerinde özellikle 19 Mart tarihinde gerçekleşen don hadisesi sonrasında, fındıkta yüzde 5 ile 15 arasında hasar gerçekleştiğini söyleyen Şemsi Bayraktar, TARSİM tarafından yapılan hasar tespiti sonuçlarından, poliçelerin 3'te 2'sinde don hasarı oluşmadığı tespit edildiğini bildirdi.
Mersin'in Akdeniz ilçesinde 19 Mart gecesi meydana gelen don afetinde sert çekirdekli meyveler ve tüm sebzelerin zarar gördüğünü söyleyen Şemsi Bayraktar,“ Yaşanan don afeti nedeniyle şeftali, nektarin, elma, erik gibi ürünlerde çiçeklenme olmadı. Örtü altında yetişen domates, biber, patlıcan, salatalık gibi sebzeler yandı. Limon bahçelerindeki genç limon ağaçları kurudu. Öte yandan meyve vermeyen ağaçlar üreticiler tarafından kesildi. Seralarda ise neredeyse domates ve biber kalmadı. “Manisa Saruhanlı'da 15-16 Nisan tarihlerinde üzüm bağlarında 1500 dönümlük bir alanda don zararı görüldü. TARSİM bölgede hasar tespit çalışmalarına başladı. Giresun ve Keşap'ta kuvvetli esen lodos, fındık ağaçlarında yaprak ve meyve dökülmelerine yol açtı. Fırtına, seralara önemli ölçüde zarar verdi. Manavgat'ta çıkan hortum zarara yol açtı ve ürünler zarar gördü. Hortumda 10 sera zarar gördü. Amasya'da etkili olan fırtına sonrası Kızılca köyündeki seralarda ürünler zarar gördü. Nevşehir Ürgüp'te 50, Gülşehir'de 35 ve Avanos'ta 20 sera meydana gelen fırtına sonucu zarar gördü” ifadelerini kullandı.
Buğday, arpa ve kırmızı mercimek üreticisi yağış bekliyor
“Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre 1 Ekim 2021 ile 31 Mart 2022 dönemini kapsayan 2022 su/tarım yılı yağışlarını değerlendirdiğimizde; Bu dönemde Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yağışlarda, normaline göre yüzde 26 azalma meydana geldiğini, yağışlar 2021 su/tarım yılı dönemi civarında gerçekleşti” diyen
Bayraktar kuraklık konusunda şu bilgileri verdi:
“Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 2021 Ekim'den 2022 Mart'a kadar olan 6 aylık kuraklık analizlerine göre Şanlıurfa, Diyarbakır, Şırnak ve Mardin illeri önemli ölçüde kuraklığın etkisinde kaldı. Bu illere ek olarak kuraklık riski taşıyan iller ise Kütahya, Uşak, Iğdır, Hakkâri, Kilis ve Batman'dır. Bu iller Türkiye buğday üretiminin yüzde 28'ine, arpa üretiminin yüzde 15'ine ve kırmızı mercimek üretiminin ise yüzde 86'sına sahiptir. Sahadan edindiğimiz bilgilere göre, Nisan ayının ilk yarısında yağışlar yetersiz kaldı. Nisan ayındaki bu yağış yetersizliğinin Nisan'ın sonuna kadar devam etmesi halinde, özellikle Güneydoğu'da yetiştirilen buğday, arpa, kırmızı mercimek gibi ürünlerde önemli kayıp yaşanmasına sebep olacaktır. Diğer bölgelerde bu durumdan etkilenecek ve kuraklıktan etkilenen il sayısı artacaktır. Üreticimizin üretimde kalmasını sağlamalıyız, ülke olarak buna çok ihtiyacımız var. Geçen yıl olduğu gibi bu yılda Mayıs ayı başlarında yapacağımız kuraklık riski açıklamaları ilk tahminler açısından daha sağlıklı olacaktır.”