Kaşıkçı cinayeti konuşuldu
Yeşilyurt Belediyesi, yayımlandığı andan itibaren dünyada büyük yankı uyandıran 'Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları-Diplomatik Vahşet' kitabının yazarları Ferhat Ünlü ve Nazif Karaman'ı Malatyalılarla buluşturdu.
Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar'ın daveti üzerine geldikleri Malatya'da, cinayet sırasındaki yaşananlar ve perde arkasında yatan gerçekleri Sabancı Kültür Merkezinde düzenlenen, ‘Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları-Diplomatik Vahşet' konferansında anlatan araştırmacı-gazeteci Ferhat Ünlü ve Nazif Karaman, ilginç açıklamalarda bulundular. Konferans öncesinde konuşan Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcısı Erkan Dikenli, “Dünya gündemine yerleşen Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili merak edilen tüm ayrıntıları, ses kayıtları ve infaz listesini yayımlayarak araştırmacı gazetecilik alanında örnek bir çalışmanın altına imza atan Ferhat Ünlü ve Nazif Karaman'ı hemşehrilerimizle buluşturmaktan onur duyuyoruz. Bu vahşi cinayetin aydınlatılması ve asıl hedefin ne olduğuna yönelik tüm bilgi ve belgeleri dünyayla paylaşan gazetecilerimizin cesaretli ve kararlı duruşunu takdirle karşılıyoruz. Bu vahşi olay mutlaka aydınlatılmalı, suçlular adalet önünde hesap vermelidir. Ülkemizi kendi çirkin hesaplarına alet etmek isteyen iç ve dış hainlerin oyununu bozmak için her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe, ülkemizi savunmaya ihtiyacımız var. Kurulan hain tuzakta hayatını kaybeden Gazeteci Cemal Kaşıkçı'ya Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileklerimi iletiyorum” dedi.
Cemal Kaşıkçı Türkiye sevdalısıydı
Cemal Kaşıkçı cinayetinin Türkiye üzerine kurulan bir komplo olduğunu ifade eden Gazeteci Ferhat Ünlü, “Cemal Kaşıkçı Türkiye sevdalısıydı, kesinlikle kendi vatanının haini değildi. Türkiye'yi İslam Ülkelerine rol model olarak gösteren bir insandı, kendi devletini iyi tanıyan bir adam, geçmişte devletine istihbarat danışmanlığı yapmış olmasıyla birlikte birazda bu yüzden hedef seçilmişti. Suudiler, bu olayı planlarken Türkiye'nin bu tür operasyonlara karşı koyma gücünü hafife aldılar ve Türkiye'yi düşük profilli bir ülke zannettiler, 15 kişilik infaz timi devletin jetiyle buraya gönderip her tarafa kamera görüntüsü bırakıp bir süreç işlettiler. Türkiye ciddi bir diplomasi yürüttü, bu süreci başarıyla götürdü. Bu olay kesinlikle Türkiye'nin üzerine kalmamıştır, Türkiye üzerine bir kumpas ve komplo kurulmak istendiğini ortaya koyan çok sağlam doneler ve göstergeler vardır. İstanbul Polisi 3.500 saatlik kamera kayıtlarını inceledi ve geriye doğru analizleri yaptı. Türkiye'nin buraya gelen timin bütün fotoğraflarıyla an be an ne yaptıklarıyla, bu operasyonun tüm ayrıntılarıyla araştırması bu operasyonun gözler önüne serilmesine neden oldu ve ciddi bir istihbarat başarısı elde edildi. Fakat bunu dünya kamuoyuna anlatmak çok temel bir meseleydi. Tabii ki bu olayda Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla belirlenen stratejiyle İletişim Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının ürettiği bilgiler, bunların analiz edilmesi ve dünya gündemine sunulması önemliydi. Bütün süreçler iletişim stratejisi ve istihbarat diplomasisi ekseninde yürüdü. Bu olay Suudi Kralı Muhammed Bin Selman'a kadar gittiği aşikardır. Türkiye'nin elindeki istihbarat kanıtları bunu gösteriyor. Diploması tarihinde böyle bir cinayet yoktur, bir başkonsolosluğun suç mahaline dönüştüğü bir olay yoktur. Gizli servisler üzerine uzun yıllardır çalışıyorum hayatımda böyle bir şey ne operasyonel olarak gördüm ne romanlarında okudum ne de hunharca bir terör eylemi olarak kurgulanmış ve Türkiye'ye komplo olarak tasarlarmış bir operasyon görmedim. Dünya'da başka bir örneği olmayan bu cinayetin çözümü anlamında da örneği yoktur. CIA Başkanının MİT Başkanı Hakan Fidan'a ‘İstihbarat tarihinde bir ilk' dediği bu operasyonun ayrıntılarına kitapta yer verdik” ifadelerini kullandı.
Para insana yersiz bir özgüven verebilir
Gazeteci Ünlü, Suudi Arabistan Kralı Muhammed Bin Selman'ın siyasi tecrübesi olmayan, dışarıdan desteklenen bir anlayışla sahip olduğunu iddia ettiği konuşmasında, “Bin Selman, 32 yaşında, siyasi tecrübesi yok, halk desteği yok, dışarıdan destek alıyor ve parası var. Para insana siyaseten yersiz bir özgüven verebilir, Bin Selman'da bu durum itibariyle agresifce davrandığı kanısındayım. Cumhurbaşkanımızın Washington Post'ta yazdığı yazıda ‘ Eğer bu operasyon deşifre olmasaydı yani Kaşıkçı cinayeti Türkiye'nin üzerine kalsaydı, cinayetler devam edecekti' sözü çok önemlidir. Muhammed Bin Selman eğer bir insiyatif kullanıp başarıya ulaşsaydı suikastların devam edeceği, Kaplan Timi'nin daha fazla çalışacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanımızın Washington Post'ta yazdığı yazıda ayrıca ‘Bir daha hiç kimse NATO Üyesi bir ülkede böyle bir cinayete cüret etmemeli' demesi altı çizilmesi gereken önemli bir mesajdı. 10 ayrı hücreye bölünmüş 30 kişilik infaz timindekiler kaçtılar, istihbarat operasyonlarındaki başarı işi kurtarmak başarmak kadar muhatabın gizli imzayı bilmesi ama kendilerinin deşifre olmamasıdır. Suudilerin yargılandığına da asla inanmıyorum, eğer yargılanıyorlarsa Kaşıkçı'yı hunharca öldürdükleri için değil başarısız oldukları içindir. Muhammed Bin Selman ilk operasyonunda duvara toslamıştır. Türkiye'nin sürülebilecek bir tarla olmadığını artık görmüş oldu, bu açıdan bizim lehimize dönmüş bir olaydır. Böylesine hassas ve ülkemizi yakından ilgilendiren bu olayın tüm boyutlarıyla Malatyalılara anlatma ve aktarma fırsatını veren, bizleri sizlerle buluşturan Yeşilyurt Belediye Başkanımız Mehmet Çınar'a ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerine yer verdi.
Türkiye'ye yönelik bir kumpas ve komplo tespit ettik
Cemal Kaşıkçı cinayeti üzerinden Türkiye'ye bir komplo kurulmak istendiğini kanıtlayan sağlam doneler olduğunu dile getiren Gazeteci Nazif Karaman ise, “Bu cinayette Türkiye'ye yönelik bir kumpas ve komplo olduğunu kriminal anlamında sağlam dayanaklarını tespit ettik. Dublör olayıyla birlikte Suudlar ‘İşte bakın Cemal Kaşıkçı Konsolosluğa girdi çıkmadı diyorsunuz ama arka kapıdan çıkmış işte kıyafetleri, pantolon aynı, ceketi aynı hatta gömleğin içinden belli olan siyah atlet bile aynı bir tek ayakkabı benzemiyor' yaklaşımları, ayrıca oğluna attırılmak istenen mesaj söz konusu, eğer Cemal Kaşıkçı oğluna o mesajı atsaydı oğlu ne diyecekti ‘ Babam bana mesaj attı, babam en son İstanbul'daydı' diyecekti. ‘Cemal Kaşıkçı Konsolosluğun arka kapısından çıktı ve oğlu da İstanbul'da olduğunu' söyleyecekti, akabinde de ‘Kaşıkçı'yı Türk Devleti ve Türk İstihbaratı ortadan kaldırdı, Türkiye güvenli bir ülke değil, Türkiye, bir Amerikan gazetesinde yazan dünyaca ünlü Suud gazeteciyi ortadan kaldıran bir ülke, Türkiye yolgeçen hanı' diyeceklerdi. Allah korusun eğer planları hayata geçseydi bütün dünya Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerine çökecekti, o dönem birde doların zirve yaptığı, Türkiye'nin ekonomik açıdan zor bir dönemden geçtiği günlerdi birde bu belayı ülkemizin başına saracaklardı. Ama ne oldu, Cumhurbaşkanımızın kararlılığı, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, Türk Polisinin ve Türk İstihbaratının çalışmalarıyla bu olay çözüldü, Türkiye'nin başına geçirilmek istenen çuval Suud'ların başına geçirildi. Bugün bu enkaz Muhammed Bin Selman'ın üzerine çökmüştür” şeklinde konuştu.
15 kişilik temizlik ekibi geliyor
Cemal Kaşıkçı'nın öldürülme talimatını Suudi Arabistan Kralı Muhammed Bin Selman'ın verdiğine yönelik sağlam kanıtlar olduğunu sözlerine ekleyen Karaman, “ Viyana sözleşmesi gereği ‘ bunlar diplomat kimliği olan kişiler, gözaltı işlemi uygulanamaz, uygulandığı takdirde Suudi Arabistan'da bir refleks göstereceği' bence değerlendiriliyor. Başkonsolosun odasında yaşanan bir cinayet ve Başkonsolosta olaydan 10 gün sonra ülkesine gönderildi hakkında her hangi bir gözaltı veya bir işlem yapılmadı. Başkonsolosta bu olayın içerisindedir. Diplomatik pasaporta sahip olmaları ve kimlikte olmalarına olaya bağlıyorum.10 Ekim'de alanında uzman toksikolok ve kimyagerden oluşan 15 kişilik temizlik ekibi geliyor, her gün sabahtan akşama kadar burada çalışıp genel bir temizlik yapıyorlar. Adli Tıp bünyesinde oluşturulan özel bir ekibin burada yaptığı incelemelerde 273 ayrı DNA alınıyor, bunların hiçbirinden Cemal Kaşıkçı'nın DNA'sı elde edilemiyor yani adamlar profesyonel bir şekilde temizlik yapmışlar. İki tane devlet jetiyle albaylar, yarbaylar ve adli tıp kurumu başkanı olmak üzere uzman isimlerin buraya gelmesi şunu gösteriyor; bu devlet eliyle işlenmiş bir cinayet ve adamlar göze parmak yapmışlar, Türkiye'yi ve istihbaratımızı hafife almışlar. ‘Türkiye nasıl olsa bu olayı çözemez, biz devletimizin uçağına devletin adamlarını doldururuz, adli tıp kurumu başkanın eline veririz testere adamı orda kestiririz, valizlere koyar ortadan kaybederiz' diyerek Türk Devletinin aklıyla alay edercesine, şaşılacak şekilde devlet eliyle işlenmiş bir cinayetin fotoğrafını ortaya koyan doneler vardır. En tepeden bir talimat verildiğini tüm bu ortaya çıkan doneler bunun göstergesidir, devletin uçağı, devletin generalleri, devletin adli tıp kurumu başkanı, devletin konsolosluk binası, devletin rezidansı, devletin konsolosluk aracı, Başkonsolosluk çalışanları o gün izne çıkartılıyor, Türk şoförünü izne gönderiyorlar yani her şey Suudi Kralı Muhammed Bin Selman'ı işaret ediyor” diye konuştu. Davetlilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Gazeteci Ferhat Ünlü ile Nazif Karaman, 'Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları-Diplomatik Vahşet' kitabını imzalayıp, bol bol fotoğraf çektirdiler. Konferansı, AK Parti Malatya İl Başkan Yardımcısı Mahmut Üner Özer, Yeşilyurt Belediye Başkan Yardımcıları ve çok sayıda vatandaş takip etti.