Kaliteli ustalar yetiştirilmeli
Malatya Sanat Sokağındaki Tespih Atölyesi'nde unutulmaya yüz tutan mesleğe yaptığı tespihlerle hayat vermeye çalışan Tespih Ustası Ensar Güler, Malatya'da tespih sanatı yeterince ilgi olmadığından dert yandı. Tespih ustası Güler'in, en büyük arzusu Malatya'da kaliteli ustaların yetişmesi.
Osmanlı coğrafyasında el işçiliğiyle sanat eserine dönüştürülen ve Türk kültüründe önemli bir yeri olan tespih, kültürümüzün, inancımızın temel taşlarından biridir. Malatya'da tespih ustası olan Ensar Güler, tespih yapımının kültürümüzdeki yeri ve fiyatları hakkında bilgiler verdi. Güler, tespih sanatıyla 7 senedir uğraştığını, gelecek nesillere aktarmak için usta yetiştirme gayreti içerisinde olduğunu belirtti.
Mesleğimi severek yapıyorum
Tespih sanatının içerisindeyken tespih yapmanın farklı alanları olduğunu dile getiren Güler, "Oyma, Gümüş İmame, Nakkaş, Gümüş Çakın dediğimiz kalemler var. Türkiye'de Dünya'da doğayen isimlerden Nakkaş Süleyman Gürsoy ustamızla tanışmamız kısmet oldu. Yaptığı çalışmalardan dolayı Dünya'daki sayılı ustalardan biridir. Mesleğimi severek yapıyorum çünkü mesleğimin asıl sırrı sevgi. Tespih sanatını öğrencilerimize öğrendiklerimizi biran önce aktarma çabası içerisindeyiz. Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Daire Başkanlığı bünyesinde tespih atölyemizi geçen yıl aştık. Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan başkanımızın destekleri ve büyük çabasıyla kaybolmaya yüz tutmuş bu sanatı yaşatmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Organik malzemeler kullanılmalı
Kültür Bakanlığı'nda Geleneksel El Sanatları Sanatçısı olan Güler, "Tespihleri yaparken mümkün olduğunca doğal, organik malzemelerden yapmaya çalışıyoruz. Damla kehribar, Mamut dişi, Kekik ağacı, Öd ağacı, Kuka, Pelesenk gibi malzemelerden, materyallerden yapıyoruz. Aslında sıkma ateş, zar kehribar dedikleri kehribarlar var ama bunları pek fazla tercih etmiyoruz. Doğal olmadıkları için tercih etmiyoruz. Genellikle doğal olan malzemelerle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Tespih kültürümüzün temel taşı
Osmanlı Dönemi'nde tespih kültürümüzün ve inancımızın temel taşlarından biri olduğunu söyleyen Güler, "Osmanlı kehribar diye adlandırılan kehribar, Aslında Osmanlı Dönemi'nde Osmanlı Devletinin kendi bünyesinde yaptığı bir kehribar türü değil yalnız bizim ustalarımız Almanların, Amerikaların, Fransızların, İtalyanların dökmüş olduğu Galalith, Katalin kehribar diye adlandırdığımız malzemelerin tesbih haline dönüştürdüğü için ismi Osmanlı kehribarı olarak bize gelmiştir. Osmanlı kehribarının şuanda formülü bilinmiyor. Piyasada maalesef o ürünü bulmak çok zor. Kuka tespih ise, saray hekimlerinin kullandığı tespihtir. Kuka tespih eldeki mikrobu ve zehri kırma özelliğine sahip antiseptik özelliği var. Aynı zamanda kararır, kararmasının sebebi ise elde bulunan kirlenmelerden dolayıdır. Kuka aynı zamanda ziyarete gelen elçilere verilmektedir" dedi. Tespih yapımında genelde Ardıç ağacını kullandıklarını, Malatya'daki Yeni Cami'nin altının komple ardıçla kaplı olduğunu belirten Güler, ardıçın Osmanlı döneminde oda parfümü olarak kullanıldığını anımsattı.
Şifası bilimsel olarak ispatlandı
Tespih yapımında kullanılan damla kehribarının faydaların arasında bebekler diş çıkartırken salgıyı düzenlediğini, tiroit hastalarına da faydalısının olduğundan bahseden Güler, "Bir damla kehribar oluşumu yaklaşık 2 milyon yılla, 50 milyon yıl arasında sürüyor. Damla kehribar ise çam ağacının reçinesinin zaman içerisinde fosilleşip, kaya haline gelmesiyle meydana geliyor. Tabi ki biz bunların satışını yaparken hekimlerin tavsiye ettiği ilacı bırakın demiyoruz ama şifası bilimsel olarak ispatlanmıştır" diye konuştu. Güler, Malatya'da tespihe olan ilginin yeterli bir seviyede olmadığını kaydetti. Tespih sanatının yanı sıra ahşap oyma sanatı ile de uğraşan Güler, oyma sanatındaki yeteneğini tespihe aktarmaya çalıştığını anlattı.
Ağaçtan yapılan tespihler kullanmalı
Tespih alırken nelere dikkat edilmesi hakkında bilgiler veren Güler, tespihin ustasından alınması gerektiğini vurgulayarak, "Tavsiyem ağaçtan yapılan tespihleri kullanmaları, doğal, organik olan ürünleri kullanmaları yani damla kehribar, ağaç ve hayvansal malzemelerden yapılan tespihleri kullanmalarını tavsiye ederim" ifadelerine yer verdi. Tespihin yararları olduğu gibi, zararlarının da olduğunu söyleyen Tespih Ustası Güler, tespih yaparken solunum açısından zararlı kimyasal maddelerin olduğunu, Sıkma, Ateş, Zar kehribarlarının kimyasal işlemden geçen malzemelerden oluştuğunu, insan vücuduna herhangi bir faydası olmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tespih yaptım
Bu işi severek ve isteyerek yaptığını belirten Güler, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tesbih yaptım. Bakanlarımıza da tesbih yaptım. Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin en büyük koleksiyoneridir. Tesbihten anlar kendisi. Sevdiği model olan zeytin dalından yaptık. Kısa sürede bir tesbih daha Selahattin Gürkan Başkanımız Cumhurbaşkanımıza takdim edecek. Cumhurbaşkanımız inşallah kullanır çeker. Tesbih süt proteininden galalithten yüzde 90'ı sütten oluşan bir malzemeden yaptık. Kaizen proteini olarak geçiyor. 1940'lı yıllarda dökülen bir malzeme Fransızların, İtalyanların, Almanların genelde döktüğü bir malzeme çok ilgi gören, organik bir malzemedir" diye konuştu.