İşçinin, Yoksulun Dayanacak Gücü Yok!
Türk-İş Malatya İl Temsilcisi Hikmet Kazgan, işçinin yüksek enflasyon karşısında dayanacak gücünün kalmadığını belirterek, 'Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir.' dedi.
TÜRK-İŞ Malatya İl Temsilciliği tarafından "Vergide adalet ve geçinemiyoruz" adlı basın toplantısı çok sayıda işçinin katılımıyla Malatya Tren Garı’nda gerçekleşti. Toplantıda konuşan TÜRK-İŞ Malatya İl Temsilcisi Hikmet Kazgan, işçilerin alım gücünün her geçen gün azaldığını belirterek, açıklanan enflasyon rakamlarının kabul edilir bir yanının olmadığını ifade etti.
İşçinin Dayanacak Gücü Kalmadı
İşçinin yüksek fiyatlar karşısında dayanacak gücünün kalmadığını vurgulayan Kazgan, şunları söyledi: “İşçinin, yoksulun dayanacak gücü kalmadı. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalama 15 bin liranın üzerine çıktı. İnsanlar, yüksek kiralar sebebiyle, sağlıksız ortamlarda yaşamak zorunda kalıyor. Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam gelmeye devam ediyor Geçen ay elektrik fiyatına, bu ay da doğalgaza yüzde 38 zam geldi, Önümüzdeki ay okullar açılacak. Eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hal aldı. Analar, babalar "çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor. İşçiler çocuklarının eğitim masraflarını şimdiden kara kara düşünüyor. Yılbaşından günümüze kadar iğneden ipliğe her şeyin fiyatı 2 katına çıkarken, işçinin emeklinin, yoksulun geliri yerinde saydı.”
Rakamlar Gerçeği Yansıtmıyor
Açıklanan enflasyon rakamlarının gerçekliği yansıtmadığını ve yoksulluğun giderek artığını belirten aktaran Kazgan, “Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilebilir bir yanı yoktur. Yaşanan enflasyon ile açıklanan enflasyon arasında uçurum vardır. İşçilere, emeklilere yapılan düşük zamlar, her geçen gün yoksulu daha da yoksul hale getirmektedir. İşçinin alım gücü hızla düşmektedir. İşçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken işverenlerin payı her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozulmaktadır. Gerçek enflasyon oranları açıklanmazsa bu eşitsizlik daha da artacaktır. Enflasyonun yükselmesinde hiçbir sorumluluğu olmayan işçilerin enflasyonu düşürmek için de fedakârlık etmesi beklenmemelidir.” diye konuştu.
“Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz”
Vergi sisteminde adaletin sağlanması için ülkenin kaynaklarını kullanarak servet elde edenlerin topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmesi ve kazançları oranında vergi ödemesi gerektiğini ifade eden Kazgan, “Çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları acil olarak güncellenmelidir. Çalışanın, emeklinin hakkını arıyoruz. Sokaktaki enflasyonu en iyi biz biliyoruz. Emeğimizin karşılığı olan gelirimizin, enflasyon verilerine kurban edilmesine karşı açık bir tavır alıyoruz. Bir kez daha belirtiyoruz! Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, adaletsiz vergi sistemi, işsizlik, kayıt dışı istihdam, güvencesiz çalıştırma sorunları altında ezilmeyeceğiz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz, 696 sayılı KHK ile kadroya giren işçilerin kanundan doğan haklarını aramaya devam edeceğiz. KİT’lerde ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz, örgütlenmenin önündeki engelleri tek tek aşacağız” şeklinde konuştu.