İnsanlık Suçları Karşısında Sessiz Kalınamaz!
MAZLUMDER Malatya Şube Başkanı Bahattin Anıl, insan hakları evrensel bir ilke olmasına rağmen dünya genelinde yaşanan soykırım, zulüm ve işkence gibi ihlaller endişe verici boyutlara ulaştığını belirtti.
MAZLUMDER Malatya Şube Başkanı Bahattin Anıl, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nde yaptığı açıklamada; özellikle Ortadoğu ve Uygur Türklerinin yaşadığı bölgelerde yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekti. Gazze'de İsrail'in yaptığı saldırılar sonucu onlarca bin insan hayatını kaybetti, yaralandı ve evsiz kaldığına dikkat çeken Anıl, Lübnan, Suriye, Yemen, Sudan ve Arakan gibi ülkelerde de benzer vahim durumların yaşandığını vurguladı.
Anıl, 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler, “Bütün insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler; birbirleriyle kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” ilkesini İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1. maddesi olarak yazdığını anımsatarak şu ifadeleri kullandı; “Bu madde bağlamında, kültür, ırk, inanç, zaman ve mekân tanımaksızın tüm insanlar eşit haklara sahiptir. Bu haklar kısıtlanamaz veya ertelenemez. Herkes eşittir ve kimse haksızlığa maruz bırakılamaz.
İnsan hakları tanımları böyleyken, içinde bulunduğumuz çağda maalesef soykırım, zulüm, işkence ve her türlü insan hakları ihlalleri artarak devam etmektedir. İşgalci İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımda 50 binden fazla insan hayatını kaybetmiş, bir o kadarı da enkaz altında çıkarılmayı beklemektedir. 100 binden fazla kişi yaralanmış, binlerce insan ise yerinden yurdundan edilmek istenmiştir. Gazze’de özellikle kadın ve çocukları öldürmek için hedef alan askerler görülmüş; bitki ve hayvan dâhil hiçbir canlının yaşamasına izin verilmemiş ve katliam yapılmıştır.
Lübnan’da ise ekim ayından bu yana işgalci İsrail’in saldırılarında 3.500 kişi hayatını kaybetmiş, 15.000 kişi yaralanmış ve şehirler harabeye dönmüştür. Zaten ekonomik zorluklarla boğuşan Lübnan, büyük bir krizin eşiğine getirilmiştir. Suriye’de ise bir milyona yakın insan yaşamını yitirmiş, birçoğu sakat kalmış ve milyonlarca kişi yerinden yurdundan edilmiştir. Ülke nüfusu, 25 milyondan yarıya düşmüştür.
Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yaptığı zulüm, işkence ve katliamlar hâlen devam etmektedir. Kapalı bir kutu olan Çin’deki bu baskılar, uluslararası kamuoyunda ciddi bir endişe ortamı oluşturmaktadır. Bu baskı ve zulümler sadece bu ülkelerle sınırlı kalmamaktadır. Yemen, Sudan, Somali, Arakan gibi ülkelerde de zulüm tüm hızıyla devam etmektedir.
Dikkat edilecek olursa, katliama, soykırıma ve zulme maruz kalan halkların çoğunlukla Müslüman olduğu görülmektedir. Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, işgalci İsrail ve Batı’nın bu zulümlerine sessiz kalmış ve kamuoyunda güvenilirliğini yitirmiştir. BM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İsrail ve Batı’nın haklarını korumak için kurulmuş örgütler hâline gelmiştir. Uluslararası kamuoyunun vicdanına sesleniyoruz: Katliama uğrayan ülkelere sahip çıkmak, insani bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı.