'İnsanın Ölümsüzlük Arayışı'
Malatyalı yazar Nihat Karademir tarih alanında verdiği eserlerden sonra rotasını daha farklı bir alana çevirerek İnsanın Ölümsüzlük Arayışı'nı yatırmış masaya. Birkaç kitaplık bir seri olan İnsanın Ölümsüzlük Arayışı ilk kitabında dinler, mitolojiler ve kahramanları anlatıyor okuyucuya.
İnsanoğlunun bu dünyaya geldiği günden itibaren karşı karşıya olduğu ilk ve en büyük problem her zaman için ölüm olmuştur. Teknoloji ilerlese de, bilimsel bilgi tüm zamanların zirvesine çıksa da henüz bu en büyük hatta tek sorunun üstesinden gelemediği sürece bir anlam ifade etmiyor. İnsan yine ölüm sorunuyla karşı karşıya. Bu sorunu karşılama biçimleri din, kültür, zaman gibi değişkenlere göre farklılıklar arz etmiş binlerce yıldır.
İnsanın ölüm karşısındaki çaresizliği anlatılıyor
Yazar araştırmalarını Tekvin ile başlatmış. Yahudilerin kutsal metinlerine göre insanın yeryüzüne gelişi ve karşı karşıya olduğu imtihan ölüm ekseninde incelenmiş. Yer yer Yeni Ahit'e de değinilen bu ilk bölümün ardından Kuran'da insanın ölümsüzlük arzusu ve ölüm karşısındaki çaresizliği anlatılmış. İlk günah, Âdem kıssası ve İslam'da beka anlayışı incelenmiş ve diğer kutsal kitaplarla Kuran Âdem kıssası bağlamında karşılaştırılmış.
Uzakdoğu dinlerine de yer veriliyor
Kitabın üçüncü bölümü Uzakdoğu dinlerine ayrılmış. Hinduizm, Caynizm, Budizm, Zerdüştlük, Taoizm ve diğer birkaç din bu bölümde incelenmiş. Bu dinlerin ölüme karşı yaklaşımları ve ölümü karşılama biçimleri detaylı bir şekilde okuyucuya sunulmuş. Bu arada şu noktayı ihmal etmeyelim, Karademir bu kitabı yazmak için yüzlerce farklı kaynaktan istifade etmiş. Faydalanılan kaynaklar dipnotlarla işaretlenmiş ve kitabın sonundaki kaynakçada da ayrıca hepsinin adı zikredilmiş. Meraklı okur buradan ilgisini çekenlerle yoluna devam edebilir tabi ki bu seriyi bitirdikten sonra.
Okuyucunun ilgisini çekecek
Dördüncü bölümde ölümsüzlük arayışının mitolojideki yansımaları var. Mitoloji, ölümsüzlük kavramı için çok zengin bir kaynak. Mezopotamya mitolojisinden başlayarak Hint, Mısır, Yunan ve Türk mitolojileri incelenmiş. İyi bildiğimiz Deli Dumrul hikâyesi konu ekseninde yeniden yorumlanmış. Kitabın beşinci bölümünde simyacılardan itibaren ölümsüzlüğü arayan bilimsel yaklaşımlar araştırılmış. Burada da okuyucunun ilgisini çekecek çok enteresan şeyler var. Simyacıların bugünkü torunları kendilerini dondurarak ölümsüzlüğe erişmeyi hedefliyorlar. Transhümanizm diye bir kavramla ben bu kitapta karşılaştım. Ölüm gibi gereksiz bir şeyi bilimle yok etmeye çalışmanın adıymış transhümanizm. Kitabın altıncı bölümü kudretlerini sınırlayan ölüme de meydan okumak isteyen kralları anlatmış. Büyük İskender'den Cengiz Han'a kadar acı sona koşarken "ben de mi?" diyerek ölümü kendine yakıştıramayan kişilerin bu uğurda yaptıklarının karşılığını Azrail Aleyhisselam vermiş: "Evet, sen de".
Raflarda kitap okurların ilgisini bekliyor
350 sayfalık bu enteresan kitap bu netameli konuya girmek istemeye hevesli çok yazar bulunmayacağından türünün nadir bir örneği. Serinin sonraki kitaplarında konu ilginçleşmeye devam edecek. Lejand Yayınları tarafından basılan kitap okurların ilgisini bekliyor raflarda. Sevgili Nihat Karademir'in entelektüel birikimini büyük bir cömertlikle okuyucusuna sunduğu bu eser hararetle tavsiye edilmeye değer. Haber: Mehmet Zeki Dinçarslan