İklim Değişikliği Kayısıyı Olumsuz Etkileyecek: Coğrafi İşaret Gidebilir!
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, iklim değişikliğinin tarım ve hayvancılık üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, coğrafi işaretli ürünlerin geleceğinin risk altında olduğunu belirtti. Bu durum Malatyalı kayısı üreticilerini de endişelendirdi.
Son yıllarda yaşanan kuraklık tüm Türkiye’de etkisini göstermeye başladı. Birçok gölde sular çekilirken, biyoçeşitlilik azaldı.
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, iklim değişikliğinin tarım ve hayvancılık üzerindeki olumsuz etkilerine dair değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, iklim değişikliğinin Türkiye’deki tescilli ürünleri de etkileyeceğini söyledi. Yılmaz’ın ifadelerine göre, iklim değişikliği başta Malatya kayısısı olmak üzere birçok tescilli ürün için alarm veriyor.
Fabrikalarda üretilecek ve coğrafi işareti olmayacak
Türkiye'nin 81 ilinde tescilli 1609 coğrafi işaretli ürün bulunurken 600 başvurunun değerlendirme süreci ve işlemleri devam ediyor.106 ile en çok coğrafi işaretli ürüne sahip Gaziantep'i, 76 ürünle Konya, 57 ürünle Diyarbakır, 55 ürünle Erzurum, 50'şer ürünle Malatya ve Afyonkarahisar, 48 ürünle Şanlıurfa, 44 ürünle İzmir, 41 ürünle Ankara ve 37 ürünle Balıkesir takip ediyor. Türkiye'nin, "coğrafi işaretli ürün" kavramıyla 10 yıl önce tanıştığını ifade eden Yılmaz, "Biz coğrafi şartlara uygun olarak ne kadar sağlam bir depolama yapabilirsek, yani İzmir'de üzümü, Aydın'da inciri, Malatya'da kayısıyı, Gaziantep'te biberi araziye sererek kurutabilirsek coğrafi işaretli olur. Kayseri'deki pastırma Erciyes Dağı'ndan esen rüzgarla kurursa tadına ulaşır. Şartlar uygun değilse bu ürünleri fabrikalarda, makine ortamında yapmak zorunda kalacaksınız ve aynı tadı vermeyecek, coğrafi işaretli olmayacak." dedi.
Gelecekte hava durumunun nasıl olacağını bilemediklerini ancak geçmişteki istikrarın bozulduğunu kaydeden Yılmaz, şunları aktardı:"Gelecek hava durumunun nasıl olacağını bilmiyoruz ama şu anda baktığımızda geçmişteki istikrarın bozulduğunu söyleyebiliriz. Küresel ısınma, 200-300 yıllık hava olayları takibi sonucunda üretilen ürünlerin istikrarını bozuyor. Önümüzdeki yıl ne kadar kar yağacağını hatta yağıp yağmayacağını bile bilmiyoruz, gelecek yıl havanın ne kadar sıcak olacağını da bilmiyoruz."
Coğrafi işaretli Karaman'ın Divle obruk tulum peynirinin keçe tulumların içinde kışın karla dolan obrukta saklanarak yapıldığını anlatan Yılmaz, kar yağmaması durumunda bu coğrafi işaretli ürünün olmayacağını söyledi.Samsun'un coğrafi işaretli ürünü olan Bafra kaymaklı lokumunu da örnek gösteren Yılmaz, "Türkiye'de manda popülasyonun en fazla olduğu alan Bafra. Buradaki mandalardan elde edilen süt, süt kaymağına, kaymak ise Bafra lokumuna dönüşüyor. Bu yıl kurak gitti, sular azaldı, mandalar bölgeden çekildi, kuraklık ve yağış eksikliği bu şekilde mandanın yaşam alanını daralttığı için Bafra kaymaklı lokumu üretimi de azaldı. Buradaki yerel kuraklık sadece Samsun'da olan coğrafi işaretli Bafra kaymaklı lokumunu etkiliyor." diye konuştu.
Yağmurun yağacağı ve toprağın sürüleceği mevsimin, çiftçinin beynine kazınan rutin bir bilgi olduğunu ifade eden Yılmaz, mevsimlerde ve yağışlarda yaşanan istikrarsızlık nedeniyle çiftçinin geleceği göremediğini, ekim ayında hazırlık yapsa da kuraklık nedeniyle sertleşen toprağa ekim yapamadığını, aşırı yağış olduğunda da toprağı süremediğini ve bozulan istikrarın önce çiftçiyi, sonra ekilen mahsulü ve ardından bu mahsulden elde edilen coğrafi işaretli ürünü etkilediğini anlattı.
Kuraklıkla meralarda ot örtüsünün azaldığını, hayvancılığı doğrudan ilgilendiren bu durumun da coğrafi işaretli et ve süt ürünlerinin üretimini olumsuz etkilediğini sözlerine ekleyen Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Şu anda Türkiye'nin tamamında coğrafi işaretli ürünler risk altında çünkü kuraklık güneyden başlayarak kuzeye doğru ilerliyor. Bu durum iklim göçüne sebep olacak çünkü şu anda bizim gözlemlediğimiz daimi kar sınırı 1800-2000 bin metreden 200-300 metre daha yukarı çıktı, sıcaklık arttıkça bu yukarı çıkıyor. Bu durum insanları daha serin yer arayışına itiyor ve gelişi güzel yapılaşmadan dolayı tarım ürünlerini dolayısıyla coğrafi işaretli ürünlerin üretimini etkiliyor, suları kaynağında kirletiyor."