Hububatta verim düştü

Hububatlarda hasat sezonunu değerlendiren Malatya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, hububatta verimin kısmen düştüğünü belirterek, “Bu verim düşüklüğü tabi birçok sebeplerle, özellikle bizim Malatya bölgemizde kıraç alanlarda ağırlıkla hububat yetiştiriciliği olduğu için sulama imkânı fazla yoktur. Tamamen yağış rejimi ile alakalıdır. Buna bağlı olarak verim düştü” dedi.
Oda binasında, hububat hasadı ile ilgili bir değerlendirmelerde bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Fevzi Çiçek, bu yıl verim kayıplarının yaşandığını söyledi.
Yağış miktarı geçmiş yıllara göre yüksek
Dönem değişikliğinin verimlerde kayıp yaşanmasına sebebiyet verdiğini kaydeden Çiçek, “Geçmiş yıllarda üst üste yaklaşık 10 yıldır, dereceleri ve şiddetleri değişmekle beraber sıcak bir periyot yaşadık. Bu yıl tarımsal anlamda yağış miktarları olarak baktığımızda bu kuraklığı yaşamadık. Ancak bu yılda farklı bir sonuçla karşı karşıya kaldık. Aylar içerisindeki dağımı ve yoğunluğu bakımından bazı dönemlerde, ya da bazı coğrafyalarda tarımsal anlamda yeterli yağışı alamadık. Miktar olarak yağış miktarı geçmiş yıllara göre yüksek, ancak özellikle kıraç alanlarda yetişen hububatta alanlarında dönemsel Nisan, Mayıs ayındaki yeterli yağışların alınamadığı için bazı bölgelerimizde verim kayıplarına sebebiyet verdi. Geçmiş yıllarda, özellikle tarımsal kuraklığa bağlı olarak hasat edilemeyen arazimiz bu yıl yoktur. Tamamı hasat edildi. Kısmen verim düşüklüğü söz konusu oldu. Bu verim düşüklüğü tabi birçok sebeplerle, özellikle bizim Malatya bölgemizde kıraç alanlarda ağırlıkla hububat yetiştiriciliği olduğu için sulama imkânı fazla yoktur. Tamamen yağış rejimi ile alakalıdır. Buna bağlı olarak verim düştü. Bunu arttırmanın yollarından bir tanesi kaliteli, verimi yüksek tohum kullanmak. Ancak girdi maliyetleri, yâda çeşitli maliyetlerle çiftçilerimizi bu yolu çokta tercih etmiyorlar. Bundan sonraki süreçte sertifikalı, kıraca, susuzluğa dayanıklı çeşit yapmaları çok çok önemli” diye konuştu.
Kayıp kaçaklarına dikkat
Çiçek, biçerdöverde kayıp kaçaklarına dikkat çekerek, “Hububatta belirttiğimiz gibi 2 tane önemli husus var. Bir tanesi hasat esnasındaki biçerdöverlerdeki kayıp kaçaklardır. Normal şartlarda yüzde 3'e varan kayıplar normal karşılanır. Ama birçok yerde özellikle, biçerdöverlerin ayarlarının doğru yapılmadığı için kayıp kaçaklar vardır. Bu nedenle bu kaçak oranları yüzde 10'lara kadar çıkıyor. Bu basit bir olay değil. İl genelinde çok ciddi anlamda bir verim kayıplarına söz konusu oluyor. Buda çiftçinin zararına olan bir durum. Özellikle çiftçilerimiz, biçerdöverlerle hasat yaptırırken kayıp kaçaklara önem vermeleri ve hassasiyetle takip etmeleri gerekiyor. Kaldı ki, tarım teşkilatındaki arkadaşlarda bunu yakından takip ediyor” dedi.
Kaliteli tohum kullanın
Kaliteli ürün elde edilmesi için mutlaka kaliteli tohum kullanılmasını önerisinde bulunan Çiçek, “Üretim olarak baktığımızda bizim il genelinde yaklaşık 250 Kg dekar başına verim ortalaması alınıyor. Bu tohumu, yeri, sulanma durumuna göre yukarı, ya da aşağı yöne opsiyonları olabiliyor. Ancak Türkiye geneline baktığımızda yaklaşık 400-450 kg civarına kadar çıkabiliyor. Bunun sebebi de kaliteli tohum kullanma, iyi bir tohum yatağı hazırlanma gibi yollardan geçiyor. Artı üreticilerimizin de bizim bölgemizde dekara 300-350 kg almaları. Aksi halde tarımsal üretimde tahılda, hububat üretiminde karlılık tartışılır hale geliyor. Çiftçimiz, girdi maliyetlerinin yükselmesi, dekar başına da verim alınca zarar etmesine sebebiyet veriyor. Bu nedenle çiftçilerimize özellikle kaliteli tohum kullanması ve iyi tohum yatağı hazırlaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Anız yakmak toprağın verimini öldürüyor
Anız yangını ile ilgili üreticileri uyaran Çiçek, anız yakmanın toprağın verimini öldürdüğünü ifade etti. Çiçek, “Hasattan sonra bölgemizde yaygın olmamakla beraber, anız yakma söz konusu oluyor. Anızı yakmakla sadece toprak üzerindeki bitki kalıntılarını, artıklarını yakmıyorsunuz. İçerisindeki bulunan bütün canlı materyalin tamamına zarar vermiş oluyorsunuz. Bir sonraki dönemde ne ürün ekerseniz ekin, onun verimini olumsuz yönde etkiliyorsunuz. Toprak canlılığını kaybettiriyorsunuz. Toprakta bulunan biyolojik dengeyi bozmuş oluyorsunuz. Zaten anız yakmak, kanunen yasaktır. Bizlerde anız yakmayı çok tehlikeli buluyoruz. Anız yakmak hiç bir çiftçiye fayda vermez. Bugün dünyada anız yakmadan, ekim metotları gelişirken, biz halen toprağı tohuma, ekime hazırlayalım diyerek yakmayı pratik bir yol diye algılamamız oldukça yanlış bir durum. Anız yakma işleminin de biran önce terk edilmesi lazım” ifadelerinde bulundu.