Hastalara yeni umut
İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Pekdemir, by-pass dışında hiçbir tedavi şansı olmayan yüzde yüz tıkalı kalp damarlarının tedavisinde artık tek çözümün ameliyat olmadığını belirterek, 'Ameliyat edilemeyen ve sadece hastanın göğüs ağrısını azaltmak için birçok ilaç vermek zorunda kaldığımız bu hasta grubunda, ameliyata alternatif olacak yeni teknolojik malzemeler ve yöntemler güzel sonuçlar almamıza imkan sağlamakta. Özel kronik total oklüzyon (CTO) telleri ve kateterleri hastalara yeni bir umut kapısı' dedi.
Kalp sağlığında önemli başarılara imza atan İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Pekdemir, CTO tedavisi ile ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Pekdemir, Koroner damar veya periferik damarların kronik tam tıkanıklıklarında şimdiye kadar ameliyatın tek çözüm olarak sunulduğunu ama artık kronik total oklüzyonlu (CTO) hastalarda ameliyatın tek çözüm olmaktan çıktığını söyledi.
Sonuçlar yüz güldürüyor
Pekdemir, by-pass dışında hiçbir tedavi şansı olmayan yüzde yüz tıkalı kalp damarlarının tedavisinde artık tek çözümün ameliyat olmadığını vurgulayarak, "Ameliyat edilemeyen ve sadece hastanın göğüs ağrısını azaltmak için birçok ilaç vermek zorunda kaldığımız bu hasta grubunda, CTO işlemleri bu hastalara yeni bir umut kapısıdır. Giderek gelişen ve ilerleyen teknolojiye paralel olarak, yeni malzemeler ve yöntemler geliştirilmekte ve bu da hastalarda daha çok yüz güldürücü sonuçlar almamıza imkan sağlamaktadır" ifadesini kullandı.
Kalp dokusu tembelleşebiliyor
Kalbi besleyen arter damarların bazen kalp krizi şeklinde aniden tıkandığına dikkat çeken Pekdemir, "Bazen de yıllar içerisinde yavaş yavaş tıkanabilir. Bu tıkanıklık eğer 3 aydan fazla sürerse bu damarlara kronik tam tıkalı (CTO) damarlar denir. Belli bir süre sonra, CTO gelişen hastalarda günlük fiziksel aktivitelerini engelleyebilecek şekilde yorgunluk veya göğüs ağrısı şikayetleri oluşmaya başlayabilir. Böylece hastaların günlük yaşantılarında ciddi şekilde kısıtlama olabilir. Bu dönemlerde bu damarlara doğru kollateral dediğimiz ince, küçük yan damarlar gelişir ancak yeterli olmaz. Ayrıca zamanla kalbin bu yeterli beslenmeyen bölgesindeki kalp dokusu tembelleşebilir, kasılma kusuru oluşabilir ve kalp yetmezliği gibi ciddi ve hayatı tehdit eden durumlar ortaya çıkabilir. Üç aydan uzun süredir tam tıkalı olan bu damarların yapısı değişir ve damarlar oldukça kireçli, sert, adeta taşlaşmış bir yapıya dönerler. Bu tür tıkanıklıkların tedavisi, yeni tıkanmış veya daralmış ancak tam tıkanmamış damarların tedavisine göre çok zordur. Daha önceki yıllarda daha çok bypass ameliyatı veya ilaç tedavisi uygulanan bu hasta grubu özellikle son 7-8 yıldaki teknolojik gelişmeler sayesinde artık balon ve stent yöntemleriyle de açılabilir hale gelmiştir. Bu tür tam tıkalı kireçleşmiş damarları açabilmek için özellikli bir takım malzemeler (bu işleme göre üretilmiş teller, balonlar ve stentler) kullanarak yapılan bu işlemlere de kısaca CTO (kronik total oklüzyon işlemi) tekniği/yöntemi diyoruz. Yine koroner anjiyografi laboratuvarında, normal stent takma işlemine benzer bir işlemdir, ancak takdir edersiniz ki işlem süresi çok daha uzun ve kompleksdir" dedi.
Başarı oranı yüzde 90'a çıktı
Prof. Pekdemir, CTO yönteminin, gelişen teknoloji ile üretilen özellikli malzemeler ve tekniklerle işlem başarı oranının %90'lara kadar çıktığını dile getirdi. CTO yönteminin, uygulanabilmesi ve işlemin başarılı olması için işlemi yapan kardiyologun deneyimi çok önemli olduğuna vurgu yapan Pekdemir, "Operatörün yani kardiyoloji uzmanının deneyimli olması yetmez, yardımcı personellerin de deneyimli olması şarttır. Bu yeni gelişen ve giderek de gelişmekte olan CTO tekniğinin yapılabilmesi için normal stent işlemi haricinde birçok özel kılavuz kateterler, mikrokateterler, özellikli sert teller, balonlar, stentler ve bu işlem için üretilmiş yardımcı malzemeler gerekir. Bu işlemler için diğer bir olmazsa olmaz da ani bir komplikasyonda, bu komplikasyona müdahale edebilecek ve yönetebilecek ameliyathanenizin ve ekibinizin de hazır ve nitelikli olması gerekir. Bu açıdan Malatya'mız şanslı illerimizden biridir. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji bölümünün 25-30 yılın üzerinde tecrübesi ve hafızası vardır. Türkiye'de bu işi başarıyla yapan ve çevre illere de bu yöntem konusunda eğitim veren birkaç merkezden biriyiz. Kendi kliniğimizde bu alanda kendini geliştirmiş ehil ellerden oluşan çok güçlü bir kadromuz mevcuttur" diye konuştu.
Tam tıkalı damar açılmazsa kalp yetmezliği gelişir
Pekdemir, CTO işlemi için üretilen ileri teknolojik malzemelerin fiyatının oldukça yüksek olduğunu anımsattı. 'Tüm kronik tam tıkalı damarı açmak da bazen hastaya bir fayda getirmez' diyen Pekdemir, "Bu nedenlerle hastaların dikkatli seçilmesi çok önemlidir. Kronik tam tıkalı damarın beslediği kalp kasında canlılık varsa, bu yöntemi uygulamak hastaya fayda sağlar. Yani Kronik tam tıkalı damarın beslediği alanda canlı hücre varsa, damarı açtığımızda o bölgedeki kalp kası tekrar hareket kazanır ve kalbin pompalama fonksiyonu artar. Bu seçilmiş hastalara bu yöntem uygulanmalıdır. Hangi hastaya bu CTO yönteminin uygulanacağının göstergesi yani kalp kasında canlı hücre varlığının en güçlü göstergesi, hastanın göğüs ağrısının varlığıdır. Ayrıca kalpte canlı doku varlığı için kalp sintigrafisi, positron emiyon tomografi (PET), dobutamin stress ekokardiyografi gibi tetkiklerde kullanıla bilir. Canlı doku bulunan kalpte yüzde yüz tam tıkalı damarı açmazsak zamanla kalp yetmezliği gelişir. Hastalığın ilk başlarında yürümekle ya da iş yapmakla çabuk yorulma, son döneminde ise istirahatte dahi rahat nefes alamama, bacaklarda şişme, geceleri rahat uyuyamama gibi şikâyetler gelişir. Hatta tabloya hayatı tehdit eden de ciddi ritm bozuklukları bu tabloya eklenir" şeklinde konuştu.