Gazze'deki Çocuk Katliamı İnsanlığın Vicdanına Darbe Vuruyor

Gazze'de yaşanan soykırım ve çocuk katliamlarına dikkat çeken İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aslan, 'Dünya siyaset sistemi, eğer gerçekten insanlığın vicdanını temsil etseydi, bu kadar büyük bir vahşete göz yummazdı' diyerek yaşanan duyarsızlığa tepki gösterdi.

İşgalci siyonistler, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaptığı soykırımda en az 3 bin 838 katliam işledi. Bu katliamlarda toplamda 43 bin 972 Filistinli şehit olurken, 11 bin kişi yıkılan binaların enkazında kaldı ve 104 bin 8 kişi de yaralandı. Şehit edilenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuklardan oluşurken, en az 17 bin 492 çocuk ve 11 bin 979 kadın katledildi.

Katledilen çocuklardan 211'i yeni doğan bebek ve 825'i 1 yaş altı çocuklardan oluşurken, en az 35 bin 60 çocuk ebeveynlerinden birini veya her ikisini de kaybetti ve yaklaşık 3 bin 500 kişi kronik yetersiz beslenmeden muzdarip.

Bombardıman sonucunda 130'a yakın eğitim kurumu tamamen yıkıldı, 340'tan fazlası da bombardıman nedeniyle ciddi hasar gördü. Yaklaşık 785 bin öğrenci derslere ve eğitimlerine devam etme imkanından mahrum kaldı.

İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Acil Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aslan, "Dünya Çocuk Hakları Günü" münasebetiyle İLKHA Muhabirine önemli açıklamalarda bulundu.

"Çocuklar, yeryüzündeki masumiyetin, temizliğin ve yaşam umudunun sembolleridir"

Başta Gazze'de olmak üzere dünya genelindeki çocukların yaşadığı eşitsizliklere dikkat çeken Prof. Dr. Aslan, "Çocuklar, sadece aileler ve toplumlar için değerli değil, dünyanın geleceği, toplumların geleceği ve ailelerin geleceği için de çok büyük bir öneme sahip. Bu sebeple çocuklarla ilgili sorunları, 'Dünya Çocuklar Günü' gibi bir güne sığdırmak, onları sadece bir günle anmak yetersiz kalır. Çocuklar, yeryüzündeki masumiyetin, temizliğin ve yaşam umudunun sembolleridir." diyerek çocukların korunmasının hayati önem taşıdığını belirtti.

"Bazı çocuklar en iyi olanaklara sahipken, bazı çocuklar bombaların altında!"

Çocuklar arasında yapılan eşitsizliğe dikkat çeken Aslan, "Bazı çocuklar, en iyi eğitim olanaklarına sahipken, diğer bazı çocuklar bombalar altında büyüyor. Haksızlıklarla karşılaşıyorlar ve yaşam hakları ellerinden alınıyor. Şu an yer yüzünde haksızlığa ve zulme en çok maruz Gazzeli, Filistinli çocuklardır. Bu noktada, Gazzeli ve Filistinli çocukların yaşadığı zulüm, tüm insanlık için bir utançtır. Bu, bizim yüreğimizi yakıyor, gözlerimizi yaşartıyor. Filistinli çocukların bu kadar büyük bir zulme uğraması, insanlığın vicdanına büyük bir darbe vuruyor." dedi.

"Bu zulmü gerçekleştirenler bir gün insanlık ve tarih tarafından hesap verecek"

Prof. Dr. Aslan, Filistinli çocukların yaşadığı zulmün "soykırım" olduğunu ve bu tür vahşetlerin hiçbir din, hukuk sistemi ya da savaş ahlakı tarafından haklı çıkarılamayacağını belirterek, "Bunu hiçbir insan meşrulaştıramaz, hiçbir insan bunu kabul edemez. Bu, insanlığa ve insanlığın geleceğine yapılmış büyük bir darbedir. Filistin'deki zulme tanıklık eden bizler de büyük bir vebal altındayız. israil'in bu vahşi barbar duruşunu kabul etmiyoruz. Ancak bu zulmü gerçekleştirenlerin bir gün insanlık ve tarih tarafından hesap vereceğinden ümit ediyorum." diye belirtti.

"Dünya siyaset sistemi, eğer gerçekten insanlığın vicdanını temsil etseydi, bu kadar büyük bir vahşete göz yummazdı"

Dünya siyasetinin bu tür vahşetlere engel olamayacak kadar zayıf kaldığını belirten Prof. Dr. Aslan, dünya genelindeki örgütlerin ve siyasilerin bu duruma karşı gür bir ses çıkaramadığını, çıkaranların da seslerinin etkisiz olduğunu ifade ederek, "Dünya siyaset sisteminin iflas ettiğini düşünüyorum. Dünya siyaset sistemi, eğer gerçekten insanlığın vicdanını temsil etseydi, bu kadar büyük bir vahşete göz yummazdı. Ancak maalesef bugüne kadar bu konuda etkili bir adım atılmadı" diyerek, mevcut dünya düzenine eleştirilerini dile getirdi.

"Dünya genelinde tepkiler zayıf kalıyor"

Zulme karşı çıkan ve bu konuda tepkisini ortaya koyan tüm insanları takdir ettiğini, ancak bu tepkinin dünya genelinde yeterince güçlü ve etkili olmadığını vurgulayan Aslan, "Dünya genelinde tepkiler zayıf kalıyor, sanatçılar, yazarlar, şairler yeterince güçlü bir ses çıkaramıyorlar. Dolayısıyla burada bütün insanoğlunun vicdanını kaybettiğini düşünüyorum. Yüksek sesle, cesur bir duruş sergilemek çok önemli. Biz, insan olarak bu zulme karşı durmalıyız. Tabi istisnai sesleri, vicdanları, eylemleri, boykotları çok anlamlı çok özel buluyorum." şeklinde konuştu.
"Yeryüzünde yaşam hakkı olan tüm varlıkların korunması, insanlığın sorumluluğudur"
Prof. Dr. Aslan, çocukların, hayvanların ve doğanın yaşama hakkına saygı gösterilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Hiçbir millete, hiçbir gruba yeryüzünü kirletme hakkı tanınamaz. Bu hak hiçbir millette, israillilerde, Amerikalılarda, Avrupalılarda da yoktur. Hep birlikte bu dünyayı korumak zorundayız. Çocukların, hayvanların, bitkilerin yaşam haklarını savunmalıyız. Yeryüzünde yaşam hakkı olan tüm varlıkların korunması, insanlığın sorumluluğudur." dedi.

"Bu vahşete karşı kararlı bir duruş sergilenmesi gerekir"

Aslan, "Kendi evlatlarıma vasiyetim; bu kanı, bu kansızlığı, bu zulmü hiçbir şekilde unutmamaları, kendi nesillerine anlatmalarıdır. Bizim gücümüz şu an sadece sözlü ve fiili boykotlarla sınırlı. Ancak devletimiz yarın fiili bir durum ortaya koyarsa buna da bütün varlığımızla destek veririz. Bunun dışında bizim bundan sonra israille hiçbir şekilde, hiçbir zeminde dostluğumuz ve birlikteliğimiz olmayacaktır. Bu vahşete karşı kararlı bir duruş sergileyerek, bu zulme sahip çıkan insanlarla da bir paydaşlığımız olmayacaktır. Bu zulmü kabul etmiyoruz, bunu reddediyoruz." dedi.
"Yeryüzü ancak çocuklar, hayvanlar ve tüm yaşam hakları korunarak temiz bir nefes alabilir"
Prof. Dr. Aslan, dünya çapında hayvanların, bitkilerin ve insan çocuklarının yaşam hakkına saygı gösterilmesi gerektiğine inandığını belirterek, tüm insanları bu vahşete karşı durmaya ve temiz bir dünya için çaba göstermeye çağırarak, "Yeryüzü ancak çocuklar, hayvanlar ve tüm yaşam hakları korunarak temiz bir nefes alabilir. Bizim görevimiz, tüm bu varlıkları korumak ve bir daha böyle bir zulmün yaşanmaması için gayret etmektir." diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bakmadan Geçme