Ege Depremlerinde Uzmanlar Çelişiyor: Tehlike Var mı Yok mu?
Ege Denizi'nde son günlerde art arda yaşanan depremler, bölgedeki vatandaşları tedirgin ederken, deprem uzmanları arasında çelişkili açıklamalar gelmeye devam ediyor. Bazı uzmanlar korkulacak bir durum yok yorumunda bulunurken, bazıları ise büyük bir deprem tehlikesinin sinyallerini veriyor.
6 Şubat depremlerinin korkusunu henüz üzerlerinden atamayan vatandaşlar, son günlerde Ege Denizi'nde artan depremler, bölgedeki vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 28 Ocak 2025 itibarıyla başlayan ve yoğunlaşan depremlerin sayısının 400'ün üzerine çıktığını açıkladı.
En yüksek şiddetteki deprem ise 4.9 büyüklüğünde ölçüldü. Bu artan sismik aktivite, bölgedeki halkın endişelerini artırırken, gözler uzmanlara çevrildi. Depremlerin ne anlama geldiği ve gelecekteki olası gelişmeler konusunda kafalarda birçok soru oluştu. Uzmanlar arasında ise çelişkili açıklamalar vatandaşlar arasında paniği artırıyor.
Uzmanları Çelişkiye Düştü
Ege Denizi'ndeki artan depremler, bazı uzmanlar tarafından büyük bir tehlikenin habercisi olarak görülürken, diğer uzmanlar ise bu durumun normal olduğunu ve halkın paniğe kapılmaması gerektiğini belirtti.
Bu belirsizlik, halkın daha da fazla endişelenmesine yol açarken, depremlerin devam edeceği ve özellikle İzmir, Muğla, Aydın ve Çanakkale gibi illerde artçı sarsıntıların devam etme olasılığı, bölgedeki günlük yaşamı etkileyen bir durum haline gelmiş durumda. Ancak uzmanlar arasındaki bu görüş ayrılıkları, bölge halkının paniğe kapılmasını engellemek adına daha fazla açıklama ve bilgi talebine yol açıyor.
Bulutlar Etkileyebilir
Deprem uzmanı Ahmet Ercan, Ege bölgesinde yaşanan deprem sonrasında, “Depremlerin ana kaynağı magma. Magma yükselirken çevresindeki bütün taşları koparır. Bu taşları bacasından püskürterek atar.
Bu olduğu zaman gökten başınıza kızgın taş yağar. Rüzgar bu bulutları Türkiye'ye yönlendirirse bu bulutlar benzer şekilde burayı da etkileyebilir. Benim en çok korktuğum bulutlardır” paylaşımında bulundu.
Dört İl’e Uyarı
Prof. Dr. Süleyman Pampal ise, Marmara'daki Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey sınır hattında, Helen Yayı üzerindeki depremlerin ise Anadolu'nun güney sınırında meydana geldiğini belirterek, "Bu iki fay sisteminin doğrudan bir bağlantısı yok. Ancak, Helen Yayı üzerinde gerçekleşecek 8 ila 8,5 büyüklüğündeki bir deprem, Anadolu'nun genel sismik aktivitesinde artışa sebep olabilir.
Örneğin, 6 Şubat depremlerinden sonra bölgedeki artçı sarsıntılar ve bağımsız depremler artış göstermiştir. Benzer bir durum burada da yaşanabilir" şeklinde konuştu. Pampal, İzmir, Muğla, Aydın ve Çanakkale gibi şehirlerin bu depremlerden etkilenebileceğine dikkat çekerek, ancak en büyük hasarın Yunanistan'da yaşanabileceğini vurguladı.
Büyük Deprem Riski Çok Düşük
Yaşanan depremleri Hidrotermal Kökenli Deprem Fırtınası olarak nitelendiren Paleosismolog Ramazan Demirtaş da, “Amorgos havzasını KB'dan sınırlayan Santorini-Amorgos adaları arasında uzanan KD-GB normal fayda olan depremler Hidrotermal Kökenli Deprem Fırtınası.
Amorgos havzasını KB ve GD'dan sınırlayan normal faylarda (1956 7.8 7.2) büyük deprem riski çok düşük.Santorini ile Amorgos adaları arasında uzanan sağ yanal doğrultu atım bileşenli normal fay boyunca kümelenen 4.0-4.8 arası depremlerin odak/fay çözümü KD-GB gidişli normal faylanma vermiştir Bu depremler 10-14km derinlikte sokulum yapan magma (ergiyik) kaynaklı” diye konuştu.