Depremle Sınandı, Leblebiyle Hayata Tutundu!
Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Malatya'dan Ağın ilçesine yerleşen 2 çocuk annesi Damla Yandımata, zor günleri geride bırakmak için devraldığı leblebi tesisinde yılda tonlarca leblebi üretiyor. Hayata yeniden tutunan Yandımata, bölge ekonomisine katkı sağlarken, aynı zamanda kadınlara da örnek oluyor.
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında Malatya'da bulunan 2 çocuk annesi Mali Müşavir Damla Yandımata (49), depremin ardından memleketi Elazığ'ın Ağın ilçesine yerleşti. İlçede ne iş yapabileceğini düşünen Yandımata, bir leblebi tesisini devralmaya karar verdi. Tesiste 3 kişiye istihdam sağlayan Yandımata, coğrafi işaretli Ağın leblebisi üretmeye başladı.
Geçen yıl 35 ton leblebi üreten Yandımata, bunları ülke genelinde perakende olarak sattı. Bu yıl 70 ton nohut işlemek hedefinde olan Yandımata, ekibiyle birlikte aralıksız çalışıyor. Kadınların her şeyi başarabileceğini vurgulayan Yandımata, memlekete kötü bir şekilde döndüklerini ve bu şekilde planlamadıklarını belirtti.
“Depremden sonra Ağın'a geldik”
Damla Yandımata, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Depremden sonra memleketimiz olan Ağın ilçesine geldik. Ne yapabilirim diye düşündüm. Mali müşavirdim ve Malatya'da bir firmada çalışıyordum. Bu tesisin devredildiğini duyunca, 'Yapabilir miyim?' diye düşündüm ve 15 gün içerisinde devraldım.
Bir yıldır işletiyorum. Geçen yıl 35 ton nohut işledik. Türkiye'nin her yerine satış yapıyoruz, kargo ile gönderiyoruz. Ankara, İstanbul, Elazığ ve Malatya'ya perakende satışımız var.”
“Hala depremin izleri var”
Yandımata, 3 personelinin olduğunu belirterek, “Kadının gücü var. Kadın bir şeye el atarsa onu başarır. Ben de kadın personel çalıştırmaya daha çok önem veriyorum; onların daha özenli çalıştığını düşünüyorum. Şu an 2 kadın bir erkek çalışıyoruz. Depremde bir şekilde kurtulduk.
Yavaş yavaş alışmaya başladık, ancak hala izleri var. Çok şükür can kaybımız olmadı, ama memleketimize kötü bir şekilde geldik. Böyle gelmeyi planlamamıştık. Zaten amacımız Ağın'a yerleşmekti, ancak yaklaşık 5 sene sonra planlıyorduk. Biraz erkene almış olduk. Umarım bir daha yaşamayız. Çok kötü günlerdi.”