Çalıştay Raporu Açıklandı| Deprem Sonrası Göç Aile İçi Çatışmaları Artırdı
Malatya'da düzenlenen 'Deprem Sonrası Göçün Psikososyal Etkileri' çalıştayı sonuç raporu yayımlandı. Raporda, deprem sonrası göçün aile ilişkilerinin gerilmesine ve aile çatışmalarına neden olduğu belirtildi.
Malatya Valiliği, Malatya Büyükşehir Belediyesi, Malatya Kent Konseyi Genel Sekreterliği, İnönü Üniversitesi ve Malatya Turgut Özal Üniversitesi işbirliğinde deprem sonrası göçün sosyal, kültürel, ekonomik, psikolojik üzerine olan etkilerini belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek amacı ile başlatılan “Deprem Nedenli Göçün Malatya İline Etkileri” çalıştaylar dizisin “Deprem Sonrası Göçün Psikososyal Etkileri” sonuç raporu yayımlandı.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nden Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Sağır, Psikoloji Bölümü Arş. Gör. Hakan Sarıyıldız, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Araştırma Merkezi’nde Uzm. Klinik Psikolog Menekşe Baloğlu’nun katıldığı çalıştayda deprem sonrası göçün yol açtığı sosyal dışlanma, eğitimde eşitsizlik, aidiyet kaybı ve psikolojik travmalar gibi sorunları tartışarak, bu konulara yönelik çözüm önerileri geliştirdi.
Depremzedeler uyum sürecinde zorlandı
Raporda, deprem sonrası farklı şehirlere göç eden vatandaşların aidiyet duygularında kopuş yaşandığı vurgulanırken, eski yaşam alanlarına duydukları özlemin toplumsal kabul görme süreçlerini zorladığı belirtilerek, “Depremzedelerin gittikleri şehirlerde "depremzede" kimliğiyle anılmalarının uyum süreçlerini zorlaştırmaktadır. Göç eden bireylerin yaşadıkları psikolojik baskılar, aidiyet duygusunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunun giderilmesine yönelik olarak göç alan yerlerdeki bireylere afet mağdurlarına yaklaşım konusunda eğitimler verilmesi büyük önem taşımaktadır.” ifadelerine yer verildi.
Göç sürecinde giden vatandaşlar kadar Malatya’da kalan vatandaşların da olumsuz etkilendiği kaydedilen raporda, şunlar aktarıldı:
“Göç süreci yalnızca göç eden bireyleri değil, Malatya’da kalanları da derinden etkilemiştir. Şehirde kalan bireyler, mahallelerin boşalması nedeniyle yalnızlık hissi yaşamaktadır. Deprem sonrası sosyal yapının değişmesi, toplumsal bağların zayıflamasına da neden olmuştur. Mahalle bazlı etkinlikler, kültürel festivaller ve geleneksel buluşmalar düzenlenmesi, ortak yaşam alanları oluşturularak insanların bir araya gelmesi teşvik edilmelidir.”
Raporda uzmanların ortaya koyduğu tespitler ve önerilerin özeti ise şu şekilde belirtildi:
“Psikososyal destek hizmetlerinin düzensizliği nedeniyle bireylerin ihtiyaçlarının karşılanamadığı belirtilmiştir. Psikososyal destek organizasyonlarının etkinliği yetersiz bulunmuştur. Örneğin, okullarda düzenlenen bilgilendirme toplantılarının çok kalabalık gruplara hitap etmesi, bireysel desteğin sağlanmasını zorlaştırmaktadır. Öğretmenler, afet sonrası travma yaşayan çocuklara duyarlı eğitim yöntemleri konusunda eğitilmeli ve psikolojik ilk yardım teknikleri ile desteklenmelidir. Ruh sağlığı uzmanlarının sahada daha aktif görev alması sağlanmalıdır. Mahallelerde psikososyal destek merkezleri kurulmalıdır. Grup terapileri ve destek grupları düzenlenmelidir.
Aile ve öğretmen iş birliğinin güçlendirilmesi noktasında öğrencilerin akademik ve sosyal uyumlarını desteklemek amacıyla aileler ve öğretmenler arasında etkili bir iletişim mekanizması oluşturulmalıdır.
Zorunlu göç nedeniyle aile bireyleri arasındaki ilişkiler gerilmiş ve aile çatışmaları yaşanmıştır. Aile çatışmalarının önlenmesi amacıyla aile terapistlerinin sayısı artırılmalı.
Konteyner kentlerde güvenlik önlemlerinin artırılması noktasında polis memuru sayısı artırılmalı, güvenlik kameraları güçlendirilmeli ve düzenli denetimler gerçekleştirilmelidir.
Toplumsal dayanışmanın artırılması için mahalle meclisleri kurularak bireylerin sorunlarını paylaşabileceği platformlar oluşturulmalıdır. Mahalle içi dayanışma programları ve komşuluk ilişkilerini güçlendiren projeler hayata geçirilmelidir.
Deprem nedeni ile göç edenlerin tekrar Malatya’ya döndüklerinde onlara rehberlik edecek danışmanlık hizmetleri sağlanmalıdır. Şehre dönen aileler için mahalle içi dayanışma ağları oluşturulmalıdır.
Barınma alanlarında yalnızca temel ihtiyaçlar değil, aynı zamanda psikososyal destek birimleri ve rehabilitasyon merkezleri bulunmalıdır.
İş ve geçim kaynaklarının güçlendirilmesi anlamında ekonomik bağımsızlık sağlamak adına mesleki eğitim kursları ve istihdam programları devreye sokulmalıdır. Depremzede çocukların yeni arkadaşlıklar kurmasını sağlamak amacıyla sanat, spor ve kültürel etkinlikler düzenlenmelidir.”