Ağır işkenceler gördüm
28 Şubat 1997 gerçekleşen, 'Postmodern Darbenin' mağdurlarından Mehmet Balkı, gözaltı sürecinde polislerin kendisine, 'Senin kimyanı bozacağız' dediklerini vurgulayarak, 'Kimyamın bozulduğunun doğru olduğuna inanıyorum, sürekli ilaçlarla ayakta duruyorum ağırlaşınca çalışamıyorum' dedi.
Malatya'da 28 Şubat mağdurlarından olan Berber Mehmet Balkı, o karanlık dönemde yaşadıklarını gazetemize anlattı. Balkı, “28 Şubat sürecinde Peygamberimizin hayatına, Kur'an, siyer ve fıkıh derslerine hassasiyetimiz vardı. Bu konuda kendi çevremizdeki gençlerle ilgileniyorduk. Evlerimizde, camide tamamen dinimizin ilmihal boyutunda ders yapıyorduk. Camide çocuklarla ilgilenirken polis baskın yaptı. Biz o dönemde dilekçemizi Diyanet'e vermiştik resmi bir şekilde derslerimizi yapıyorduk, ama birilerinin şikayeti üzerine hocayı rahatsız ettiniz diye polis baskın yaptı. Çocuklara yazdığımız deftere baktılar ilmihal boyutunda peygamberleri, abdesti, dini anlatan şeyleri görünce polisler şunu söylediler. Bunda aykırı bir şey yok. Buna rağmen bizi karakola götürüp bir komiser bizi dövdü. Biz ısrar ettik. İkinci gün tekrar gidince, tekrar polisler geldi bana dediler ki sen camide namaz kılma sadece evinde namaz kıl. Esnaflık yapıyorum o dönem birileri gelip işte başörtülü bacılarınızı dövüyorlar dediğinde ben Müslümanım nasıl gitmeyeyim, dedim. İşin mağduriyet kısmı bir gece sabaha doğru evimin kapısı çaldı evin camını kırdılar kapıyı kıracaklardı biz durun üstümüze giyinelim dedik. Kapıyı açtık kış günü bizi o zaman yere yatırdılar. O zaman çocuklarım 8, 10 yaşlarındaydı. Namlulu silahlarla yere yatırıp, bütün evi panzerlere çevirdiler çocuklar bu durumdan korktular” diye konuştu.
15 sene neden boşu boşuna yatayım?
Çeşitli kumpaslar, zorla ve işkenceyle belgelere imza attırılmak istendiğini dile getiren Balkı, “Gözlerimi kapatıp ısrarla bir kâğıt imzalamak istiyorlardı, imzalamadım. Ya gözümü açın okuyacağım, ya da imzalamayacağım dedim. Polis bana işkence yaparken, ara verdiğinde eğer imzalamazsan kimyanı bozacağız, ölene kadar sağlığın bozuk bir şekilde dolaşacaksın en iyisi buraya imza at git 15 sene yat 15 seneden sonra çık git hizmet et. Ben de dedim ki ben 15 sene neden boşu boşuna yatayım. Bunun içinde açın gözlerimi okuyayım, ondan sonra imzalayın dedim. Yemin ediyoruz biz bilmiyoruz komutan bizden bu imzayı atmanı istiyor, sonra imzalamayınca gidip evde ailemi getirdiler. Ailemi soymakla tehdit ettiler. Ondan sonra öyle şeyler yaptılar ki utanıyorum anlatmaya beni soyup resimlerini çekip bütün esnafa göstermekle tehdit ettiler. Ben yine de imzalamadım. Sonraki süreçte 18 sefer mahkemeye çıktık. Her mahkemeye çıktığınızda sürekli bizi suçladıkları şey Kur'an okumak, namaz kılmak ve çocuklara Kur'an öğretmek, başka da hiçbir suçlama yok” dedi.
Umutlarım, heyecanım, inancım ve hayatım çalındı
28 Şubat sürecinde gördüğü işkenceden dolayı kimyasının bozulduğunu kaydeden Balkı, “22 yıl üzerinden geçmesine rağmen ben halen ilaç kullanıyorum. Kimyamın bozulduğuna inanıyorum, sürekli ilaçlarla ayakta duruyorum ağırlaşınca çalışamıyorum. Cezaevinden çıktıktan sonra müşterilerim de dahil hiç kimseye dükkanıma dahi uğramadı. Beraber camiye gittiğimiz insanlar dahil herkes bizden kaçıyordu. Resmen aç aldık ailem bu durumdan çok etkilendi. Çok zor süreç geçirdik çocuklarıma bir hafta on gün kahvaltıda yiyecek bir şey bulamadık. Hatta yakın bir arkadaştan yardım istedik reddetti. Yakın akrabalarım dahil hiç kimseden destek göremedik. Hatta insanlar bizimle göz göze gelmemek, için kaçıyorlardı. Benim bütün umutlarım, heyecanım, inancım, hayatım çalındı. Aslında bir davam vardı davam çalındı, bu İslam'ın suçu değil bu Müslümanların suçu. Ama şunu görüyoruz sanki bütün suçu İslam'a çıkarmaya çalışıyorlar. Hayata küsmüşüm, her haliyle bitkin bir haldeyim. Şunu söyleyebilirim yaşayan bir ölü gibiyim. Ben artık ümitsizliğe düştüm. Müslümanlar davayı bıraktılar adeta Müslümanlar bitti. Yani Müslümanların o günkü mücadelesi, teslimiyetleri, inançları bence hiçbir yerde kalmadı. O gün dava uğruna mücadele edenler bugün tam tersine dönmüş durumdalar. 28 Şubat süreci başarılı olsaydı sonumuz bugün Mısır gibi olurdu. 28 Şubat karanlıkta kalmasın, o gün bize işkence edenler yargının karşısına çıkıp yargılansın ve 28 Şubat mağdurlarının maddi manevi hakları iade edilsin. Halen 28 Şubat'tan dolayı cezaevlerinde bulunan mağdurlar yeniden yargılansın” şeklinde konuştu.