'90 bin binayı dönüştüreceğiz'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, '(Yarısı Bizden kampanyası) Önümüzdeki günlerde bunun şartlarını açıklayacağız. 90 bin binayı da inşallah böyle dönüştüreceğiz' dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Bağcılar Yeni Mahalle 1538. Sokak'taki "Kentsel Dönüşüm Kapsamında Toplu Yıkım Töreni"nde yaptığı konuşmada, Bağcılar Belediyesinin 884 riskli binayı yıkıp, yeniden yapılmasını sağladığını kaydetti.

Deprem ülkesi Türkiye'de belediye başkanlarının yapacağı işlerin başında kentsel dönüşümün geldiğini söyleyen Özhaseki, tüm zorluklarına rağmen bu çalışmaları yapan belediye başkanlarına teşekkür etti.

Özhaseki, Himalayalar'dan Alpler'e doğru giden çizgide 5 riskli ülke yer aldığına, bunlardan birinin de Türkiye olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Topraklarımızın yüzde 66'sı ve burada yaşayan nüfusun da yüzde 70'den fazlası ki neredeyse 60 milyon insana tekabül eder, 6 ve üzerinde şiddette depremin olabileceği birinci ve ikinci derecede deprem bölgesindedir. Yani birinci ve ikinci derecede şiddette deprem bölgesine tabi olan topraklarımızın ortalama büyüklüğü neredeyse yüzde 60'ın üzerinde. Bu coğrafyada son 100 yıl içerisinde, denizlerimiz dahil olmak üzere 226 büyük deprem meydana gelmiş. Ana karamızda ise 60 deprem meydana gelmiş. Yani ana karamızı sadece kastedecek olursak 1-1,5 senede bir yıkıcı deprem olmuş ve bu depremler neticesinde ülkemizde 130 binden fazla insanımız ölmüş. Oradaki maddi hasarı soruyorsanız, söylemeye gerek yok; yüz milyarlarca dolar. Yani hepimizin bilmesi gereken bir deprem ülkesinde yaşıyoruz."

Bilim insanlarının tarih boyunca depremlerin nerelerde hareket halinde olduğunu tespit ettiğini belirten Özhaseki, birinci derecede en önemli fay hattının Kuzey Anadolu Fay Hattı, ikincisinin Doğu Anadolu Fay Hattı, üçüncüsünün de Ege Bölgesi olduğunu aktardı.

Özhaseki, 1999 Erzincan depreminde 30 binden fazla kişinin toprağa verildiğini, 2-3 sene sonra Niksar'da, 1-2 sene sonra Tosya'da, Bolu'da, Abant'ta, Gölcük'te meydana gelen depremlerle sarsıntının Marmara'ya uzandığını, doğudan başlayan ikinci bir fay hattının da Akdeniz'e doğru inerek yine can almaya devam ettiğini söyledi.

Tarih boyunca bu iki çizgi üzerinde yüzlerce deprem meydana geldiğine dikkati çeken Özhaseki, bütün bunlardan ders alınması gerektiğini vurguladı.

"Bin yıl boyunca bundan daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalmadık"
Bakan Özhaseki, 6 Şubat'taki Kahramanmaraş merkezli depremlerin 18 ili etkilediğini ve 14 milyondan fazla insanının zarar gördüğünü, 680 bin evin, 170 bin civarında da iş yerinin ya yıkıldığını ya da yıkılmayı beklediğini aktardı.

Binlerce evin yıkılmasının maddi hasarın yanında manevi olarak da herkesin içinde büyük bir acı oluşturduğunu dile getiren Özhaseki, "Aslında yüzyılın afeti deniliyor. Tarih okumaları yapan bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Bin yıllık bizim bu coğrafyadaki medeniyetimiz boyunca başımıza gelebilecek en büyük bela buydu. Bin yıl boyunca bundan daha büyük bir felaketle karşı karşıya kalmadık. Ama Allah'a hamdolsun ki başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, sonra resmi kurumlarımız, arkasından 85 milyon bu millet o günden itibaren ayağa kalktı, nöbet tutmaya başladı." diye konuştu.

Özhaseki, o dönemde AK Parti'de belediyelerden sorumlu genel başkan yardımcısı olduğunu ve Türkiye'deki 810 AK Parti belediyesinin tamamının depremzedelerin yardımına koşmak üzere harekete geçtiğini, bu belediyelerin hala da orada çalışmaya devam ettiğini anlattı.

Sadece AK Partililerin değil, tüm milletin depremzedeler için seferber olduğunu hatırlatan Özhaseki, "Böyle bir milletin ferdi olmak hepimiz için bir şereftir. Elhamdülillah biz de bu şereften payımızı alıyoruz." ifadesini kullandı.

Deprem bölgesindeki çalışmalar

Deprem bölgesinde 200 binden fazla konutun ihalesine başladıklarını, bir taraftan köy evlerinde çelik model geliştirdiklerini anlatan Özhaseki, bu çalışmaları en kısa sürede bitireceklerini ve kısa süre içerisinde yaraları saracaklarını söyledi.

Binaları kentsel dönüşümle depreme dayanıklı, sağlıklı ve güvenilir hale getirmek zorunda olduklarının altını çizen Özhaseki, son 20 yılda TOKİ'nin yaptığı yaklaşık 1 milyon 300 bin konutta bir tane bile yıkılan bina olmadığını vurguladı.

Özhaseki, kentsel dönüşümün üç ayağı olduğuna dikkati çekerek, Bakanlığın şemsiye kuruluş, ikinci ayağının belediyeler, üçüncü ayağının da vatandaş olduğunu kaydetti.

Kentsel dönüşüm çalışmaları yapmayan belediye başkanlarına tepki gösteren Özhaseki, şöyle konuştu: "Ne yazık ki bir kısım belediye başkanlarımız hiç bu dallara basmıyorlar, hiç bu taraklarda bezleri yok. Sanki onların orası emniyetli bir yer. Dışarıda gidiyor, çiçekle böcekle uğraşmaya, akşama kadar düğün dernek gezmeye devam ediyor. Değerli kardeşlerim, bu işin üçüncü ayağı sizseniz, en önemli ayağında siz varsanız, ne olur belediye başkanlarını sıkıştırın. 'Niye kentsel dönüşüm yapmıyorsun, bizim evler riskli, sen neredesin.' deyin. Gelsinler bütün semtlerde onlar da uğraşsınlar. Vatandaşlarla bu işin hesabını, planlamasını yapsınlar. Sonra bakanlığa gelsinler, hangi partiden olursa olsun sonuna kadar kapımız açık çünkü bu memleket bizim, bu insanlar bizim. İnşallah bu gayretle de biz devam edeceğiz zaten. Haliyle önümüzde bizim de bir yol haritamız var."

İstanbul'a özel kentsel dönüşüm

Bakan Özhaseki, kentsel dönüşümü hızlandırmak istediklerini belirterek, İstanbul'da 188 yerde dönüşüm olduğunu, buralarda binlerce konutun dönüşeceğini, 600 bin civarında konutun değişimi ve dönüşümünün ise sağlandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim öncesinde açıkladığı "Yarısı Bizden" kampanyasını hatırlatan Özhaseki, şunları kaydetti: "Önümüzdeki günlerde bunun şartlarını açıklayacağız, nasıl devam edeceğini söyleyeceğiz. Bir milyondan fazla vatandaşımız buna müracaat etmiş. Onlar içerisinde toplam bina sayısı da 90 bin. 90 bin binayı da inşallah böyle dönüştüreceğiz. Biz onlara hibe para vereceğiz. Bir kısmına kendileri katlanacaklar, bir kısmını da biz vereceğiz. İnşallah bir taraftan da hızla bu dönüşmüş olacak. Bir taraftan da yasal olarak İstanbul'da nasip olursa yeni bir başkanlık kurarak özel İstanbul'daki kentsel dönüşümü devam ettirmek istiyoruz. Şu anda bir genel müdürlük bünyesinde 81 vilayetimizde olduğu gibi İstanbul da bir parça olarak devam ediyor. Ama İstanbul'u yeni bir genel müdürlüğe dönüştürüp kendi içinde bütçesi olan, sadece İstanbul'la uğraşacak olan, gece-gündüz demeden 'İstanbul'u nasıl dönüştürürüm' diye uğraşacak bir birim kuruyoruz. Buna uygun da hazine arsalarını değerlendirdiğimiz, oradan elde ettiğimiz gelirleri burada tutup sadece ve sadece kentsel dönüşüm için kullanacağımız bir birim kuruyoruz. Bir taraftan da hazırladığımız rezerv alanlarda Allah nasip ederse 350 bin civarında konutu da biz yeniden, sıfırdan yapmış olacağız. En riskli yerleri buralara taşıyıp boşalan yerleri de o ilçemizin sosyal donatısı olarak kullanılmak üzere ilçe belediyelerimize bırakacağız. İstanbul için de böyle bir hazırlığımız var."

Bağcılar'da 19 bin 946 bağımsız birimin yıkımı yapıldı

Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ise büyük bir alanı kapsayan dönüşüm hamlesi başlattıklarını belirterek, çalışmalar bittiğinde hak sahiplerine yeni yuvalarını teslim edeceklerini söyledi.

Protokol konuşmalarının ardından aynı anda Büyük Özlem, Cihankent, Atabek, Topakent ve Yeşil Yuvam siteleri, Kemalpaşa Mahallesi 1474. Sokak ,15 Temmuz Mahallesi 1466. ve 1467. Sokak'ta yıkım başlatıldı. Yıkımın başladığı bölümlerin yerine güvenli, modern ve konforlu konutlar inşa edilecek.

Öte yandan, 2012'den beri Bağcılar'da 19 bin 946 bağımsız bölümün yıkımının gerçekleştirildiği, şu anda ise 1236 bağımsız bölümün onay ve tebligat süresi devam ederken, 737 bağımsız bölümün yıkım çalışmasının sürdüğü bildirildi.

Yorumlar 1
Hakim 03 Ekim 2023 10:07

Yapılan her olumlu iş için emeği geçen herkes varolusun.ancak sade ve yolu yordamı belli olan işlerde dahi liyakatsizlik örneği sergileyerek her şeyi sürüncemede bırakıp çaresizliğe mahkum ettiniz.ekonominin canına ot tıkayan sizler,imkanı olmayıp da tek çıkar yolu evini onarmak olan insanların 8 ayını Reisi Cumhurla bir olup ziyan ettiniz.iktidarlarınız döneminde millete dayattığınız liyakatsiz kişiler tarafından son 20 yılımız bilim dışı ve bir sırtlan anlayışıyla imar çalışmalarında depreme aykırı yol alınmasından dolayı oluşan ranta her gelen başkanın da rezilce ve talan yaklaşımından dolayı, canlarımızın kaybından sonra,maddi olarak büyük çöküşle çaresizliğe gömülmemize sebep olan sizler değilseniz kim o zaman.öyle bir politika sergiliyorsunuz ki iblis parmaklarını ısırıyor bu kıvrak zeka karşınsında.99 depreminden sonrası bir fiil ülkeyi yöneten sizler değil misiniz.Cumhur başkanımız tarafından 99 depreminde yaşananlara bizzat kader diyenlere çıkışıp bu millete yapılanlar revamı dediği günleri bilmiyormuyuz sanıyorsunuz.şimdi de çıkıp güzelleme yapın.onbinlerce canımız gitsin onlarca yılın birikimi yok olsun.kusura bakmayın da sorumluluğunuzun yüzünüze çarpılacağı gün de gelecek.bu garabet düzen de değil maalesef.Mahşerde. 99 depremi sonrası haklı ve doğru eleştiriden sonra.. Kader olur mu ihmal basiretsizlik kabiliyetsizlik de sonra sen gel ülkeyi 20 yılın üstünde kesintisiz yönet ve Elazığ,İzmir,6 Şubat depremlerine kader de.Maden kazalarına varıncaya kadar yaşanan acılara yönetimin liyakatsizliklerini örtercesine kaza de.sen gel ülkenin son 20 yılını aşkın çoğu belediyelere, millete liyakatsizleri seçtirerek şehirleri devasa rant kapılarına çevir ve sonra her şehrin Bostanbaşıları gibi yerlerin yok olmasına sessiz kal ve ardın sıra depremlerde yıkılan zayi olan yapıların ? dan fazlası için 2000 öncesi döneme ait diyerek günah çıkar.bakan bey de böylece yukarıdaki güzellemeleri politika gereği şen şakrak bir keyifle Robin hut hükümetinin ferdi olarak beyan edip milletten alkış beklesin.önce yıkım kan, göz yaşı, rant,israf,yolsuzluklar, kişiye göre işleyen imar çalışmalarında şehrin imarının katliamlarına 20 yıla aşkın ses çıkarmadan kim yapabilirse her türlüsü mubah anlayışı ekseninde milletin zamanını kör et,israf et ve 6 Şubat depremlerinde de şehirlerin yok olmasına kaderi ilahi de.sonra da zaruriyettin zaruriyeti nedeniyle oturulabilecek şekilde evleri millete reva gör ve kendilerin oturmaya haya edeceği bir çalışmanın ürününü millete öve öve bitiremeyip kendine politikaların şahını sergile.... şehirler gayri ahlaki inşa edilmesinde yıllarca, dolaylı veya direkt, çanak tutup hayatı öneme sahip deprem gerçeğine karşı vurdumduymaz bir ulusal yerel politika anlayışıyla günün sonunda millete kan göz yaşı hediye et sonra çıkıp hiç bir ülke bu denli afet karşısında bu hızda inşaat yapamaz de.halbu ki depremi şiddetli yaşayan ülkelere kıyasla neredeyse en ilkel anlayışa sahip ülkelerin başında geleniz.öve öve bitiremedikleri konut hızı furyası neden ve niye adamlarin böyle bir hızda konut yapma ihtiyacı oluşsun ki.işi usulüne göre yapan imar işine ranta yolsuzluklara milletin birikimini talana kurban etmeyen bir yönetim anlayışı niye yıkım yaşayıp milletini niye tokilere mecbur bıraksın ki.üstelik yıllarca şiddetli depremlerin olabilme bağrışmaları Elazığ deprem sonrası ayyuka çıkmışken, hokkabazlık örneği sergileyerek hiç bir şey olmamış gibi bakın bakın bu ölçekte depremlerle dünyada kim başedebilir diyerek kendilerini öve öve bitiremeyenler liyakatsizliğinin heva heveslerinizin sebep olduğu yıkımlarda vefat edenlere ve devasa maddi kayıplara karşı sonuna kadar sorumlu olduğunuz gerçeğini hokkabazlıklarınız buralarda perdeleyecek elbet ama ötelerde mağdur olan herkesin eli yakanız da olacak.çünkü madem bu kadar Mahirdiniz niye illa yıkımları beklediniz.zaten yönetim kalitenizle devasa maddi kayıplar sebep oldunuz.bari öncesi bir deprem duyarlılığı gösterilecek bilgelik olsaydı insanlarımız yaşardı..halen aynı liyakatsizlikte milletin imkanı var yok demeden orta hasarlı yapıları dilinize dolayarak günah keçisi ilan ettiniz.oysa ki bilimsel analizler ve düşük maliyetler mümkünken ve üstelik yeniden yapma imkanı yokken.evsizlik sorununu biran önce çözüp maffetiginiz ekonominin neden olduğu çaresiz sorunlarla boğuşmaya devam edecek insanlara azap oldunuz.kış geldi çattı.yerinde dönüşümü elbet imkanı olan yapmak için beklerdi.bari tek yolu mecbur evini onarması gerekenlere niye dert oldunuz.niye mi bütün mesele burda.kanaate göre şahsi fikirlere göre yönetilen ve bilim mi şahsi fikrim mi deyip şahsi fikirlere göre yönetilen biz milletin sonu göz yaşı.ilkel ve insanlık dışı yönetilmenin sebep olduğu vefat edenlere Allah rahmet eylesin ve geride kalan bizlere Allah sabır versin.

Bakmadan Geçme