'40 yıl camisiz üniversiteler oldu'
İnönü Üniversitesi İlahiyat Camisi ve İslami İlimler Kütüphanesinin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, üniversitelerin içerisinde camileri gördüğümüz zaman yüreğimize bir sıcaklığın indiğini belirterek, 'Onun yokluğunu çok çektik. 40 yıl camisiz üniversiteler oldu memlekette. Şimdi geçmişi, geçmişin sıkıntılarını konuşmak bir fayda vermez, bugüne bakalım' dedi.
İnönü Üniversitesi kampusu içerisinde yapımına 3 yıl önce yapımına başlanan İnönü Üniversitesi İlahiyat Camisi ve İslami İlimler Kütüphanesi, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın katılımı ile Cuma namazı ile ibadete açıldı. Törene Malatya Vali Vekili Mustafa Şahin, AK Parti Malatya milletvekilleri Bülent Tüfenkci ve Hakan Kahtalı, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay ile çok sayıda davetli, akademik personel ve öğrenciler katıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ile Ak Parti İl Başkanı İhsan Koca'nın, protokol konuşmalarından sonra törene gelerek sadece açılışa katılmaları dikkat çekti.
Maliyeti 20 milyon 112 bin 255 TL
Programın açılışında İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Karaman, selamlama konuşması yaptı. İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay da, 3 katlı caminin alt katının İslami İlimler Kütüphanesi olduğunu, camiye Diyanet İşleri Başkanlığının yanı sıra yurdun pek çok yerinden hayırsever iş insanlarının destek sağladığını söyledi. Kızılay, "Camimiz 3 katlı olarak inşa edildi. 4 bin metre kare kapalı alana sahip, bunun bin 175 metrekaresi ana ibadet mekânı, 440 metrekaresi son cemaat yeri ve avlusu, 300 metrekaresi alt kat avlu alanıdır. Bin 60 metrekare alt katta İslami ilimler kütüphanesi, hemen onun yanında çalışma atölyeleri okuma salonları, ayrıca kitap kafe tarzında öğrencilerin zaman geçirecekleri mekânlar bulunmaktadır. Böylece tüm bu mekânların ibadet alanları ile bütün olarak kullanılabilmesini tasarladık. Geniş yarı açık avlularıyla birlikte camimiz, bir rekreasyon ve yaşam alanına dönüştü. Camiimizin inşaatına başladığımız günden bu güne kadar, Malatya İlahiyat Vakfına ayni ve nakdi yardımlar ile Camii Külliyemizin toplam maliyeti 20 milyon 112 bin 255 TL'yi buldu. Bu miktarın 3 milyon 450 bin TL'si Diyanet İşleri Başkanlığımız bize farklı zamanlarda aktardı. Onun dışındakilerin hepsi iş adamlarımız, kendi idari ve akademik personelimiz ayrıca diğer illerden 4 binin üzerinde hayırseverimiz hesaplarımıza para yatırdı. Camimizin hali hazırda tüm mekânları tamamlandı. Şu anda 1 milyon 720 bin TL, borcumuz kaldı. İnşallah bunu da ramazanın bereketiyle önümüzdeki süre içerisinde bitireceğiz diye ümit ediyorum" diye konuştu.
Camiler birlik ve beraberliğinin sembolü
Camilerin sadece ibadet yeri değil toplumun birlik ve beraberliğinin de sembolü olduğunu ifade eden, AK Parti MKYK üyesi ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de, "Camilerimiz, sadece Allah'ı anma terleri değil aynı zamanda eğitimin ve öğretimin yapıldığı yerlerdir. Onun için eğitim ve bilim yuvamızın üniversitemizin içerisinde Allah'ın anıldığı mekânlarda eğitimin ve bilimin birlikte yapılmasını çok önemsiyoruz. Bunun için 4 bine yakın bağışçısıyla, çeşitli illerdeki hayır sahiplerinin buraya katkılarıyla bu güzel eserin inşa edilmesi, Malatya adına bizleri onurlandırdı ve sevindirdi. Rabbim hayır sahiplerinin hayırlarını kabul etsin. Türk ve Müslüman beldelerinin en önemli özelliği mabetleri, camileri ve bayrağımızdır. Dolayısıyla bayrağımız inmesin, ezanımız dinmesin, Rabbim birliğimizi ve beraberliğimizi devam ettirsin" şeklinde konuştu.
Malatya'mız için büyük kazanım
Malatya Vali Vekili Mustafa Şahin ise, açılışı yapılan eserlerin, beton yığını olma ötesinde önemi İslam medeniyetinin temel unsuru olduğuna dikkat çekerek, "Allah'ın evi, Kabe'nin bir şubesi cami ve kütüphaneler haftasında açılışıyla anlam kazanan cami külliyesi içerisinde anlam kazanan kütüphane olmasıdır. Bugün açılışı yapılan iki eserin Malatya'mız için büyük kazanım olduğunu düşünüyor, cemaati ve öğrencisiyle daha da bir hayat bulmasını temenni ediyorum" dedi.
Cami ayrım yapmıyor
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'na güzel bir dua koyduğunu ve bunun da "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli, değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli, bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli." olduğunu ifade ederek, bu yılın İstiklal Marşı, Mehmet Akif Ersoy Yılı olduğunu anımsatarak, milli şairi rahmetle andı. Cami ve camia kelimesinin yakınlığına dikkat çeken Erbaş, "Cami ibadet edilen yer, aynı zamanda yüce rabbimizin Esma-ül Hüsna'sından birisi. O merhametiyle nasıl bütün varlıkları kuşatıyorsa, camide sıcaklığıyla bütün müminleri içinde kucaklıyor adeta. Sınıf, renk ayrımı yapmadan, zengin fakir demeden bütün statü ve sınıfları sıfırlayan bir özelliği var caminin. Öyle zannediyorum ki, Malatya'daki üniversitemizde, Türkiye'nin 81 ilinden öğrenci vardır. Farklı etnik kökenden hatta yurt dışından olduğunu biliyorum. Yurt dışından gelen 200 bin civarında misafir öğrencimiz var. Ne güzel elhamdülillah. İşte hepsini burada camide, cami onları kuşatacak. Cami, El Cami arasındaki birlik beraberliği anlatmak. Şimdi de cami ve camia arasındaki yakınlığı anlatmak. Camia üniversitenin Arapça karşılığıdır. Üniversite ve cami isim olaraktan, fiziksel olarak da yakışıyor" şeklinde konuştu.
40 yıl camisiz üniversiteler oldu
'Üniversitelerimizin içerisinde camilerimizi gördüğümüz zaman içimizi şöyle bir sıcaklık yüreğimize iniyor Elhamdülillah' diyen Erbaş, "Onun yokluğunu çok çektik. Bu memlekette, 40 yıl camisiz üniversiteler oldu. Şimdi Elhamdülillah biz geçmişin sıkıntılarını konuşmak bize bir fayda vermez. Bugüne, geleceğe, istiklale bakalım. Bugün Elhamdülillah bütün üniversitelerimizde camilerimiz yükseliyor. Çoğu tamamlandı, 30 civarında üniversitede tamamlanmak üzere camilerimiz var. Göreve geldikten sonra bu camimizin temelini attık, bundan sonra Tunceli Munzur Üniversitesi'nin içerinde çok güzel bir cami Elhamdülillah oda bitmek üzere. Edirne Üniversitesi'nin, Bandırma Üniversitesi'nin Yalova Üniversitesi'nin temeli attık yükseliyor. Yani bu şekilde cami ve camia arasındaki yakınlık ortaya çıkmış oluyor. Camilerimizin fonksiyonlarını hepimiz biliyoruz. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum; Özellikle üniversitelerimizde camilerimizin en önemli özelliği mektep oluşu, suffe oluşu. Sevgili peygamberimizin Medine'ye geldiğinde ilk yaptığı işin mescit olduğunu biraz önce dekanımız ifade etti. Şunu bende ilave edeyim, Mescid'i Nebevi kurulduktan sonra peygamber efendimizin yaptığı ilk iş suffeyi kurmak oldu. Suffe nedir? Mektep, yani mescit içerisinde öğretmeni peygamber olan öğrenciler yetişti. İnşallah bu camimizde binlerce öğrencimiz, hocamız ellerine kitap alıp bir köşeye oturacaklar, kitap müzakeresi yapacaklar. Bunu bekliyoruz. Bütün camilerimizin bu yönünün öne çıkmasını istiyoruz" dedi.
Kur'an-ı Kerim okumayı emrediyor
Bu camide binlerce öğrencinin, hocaların eline kitap alıp bir köşeye oturacağını ve kitap müzakeresi yapacağını, bütün camilerin bu yönünün öne çıkmasını istediklerini vurgulayan Erbaş, "O yüzden cami dersleri faaliyetlerini başlattık. Ülkemizde 90 bin camide, cami derslerimiz tabi salgın öncesi sayımız epey artmıştı ama şuan salgın itibariyle yapamıyoruz ama dijital ortamda yapıyoruz. Ayasofya Cami'nde; Kuran-ı Kerim, fıkıh, ilmihal, tefsir dersleri yürüyor. Camilerimizin bu yönünü öne çıkarmaya çalışıyoruz. Ben imamlara diyorum, öğretmenlik vazifeniz camilerde imamlık vasfınızın önüne geçmeli çünkü Allah Teala ne buyurdu; ben muallim olarak gönderildim. Getirdiği kitap Kuran-ı Kerim, onun en büyük mucizesidir. İlk inen surenin, ilk ayetlerine baktığınız zaman, 'ikra bismirabbikellezi ğalek' diye başlıyor. Okumayı emrediyor. Öğrenmekten, öğretmekten bahsediyor. İkinci inen süre kalem süresi. O zaman diyoruz ki, bu medeniyetin çocuklarının elinden kitabın, kalemin düşmemesi lazım. Biz medeniyet olarak, kaleme, kitaba, okumaya, kütüphane önem verdiğimiz sürece hep yükselmişiz. Cenap-ı hak camimizi hayırlara vesile eylesin" ifadelerini kullandı. Açılışın ardından Erbaş ve katılımcılar, kütüphaneyi gezdi. Erbaş daha sonra açılışını yaptığı camide cuma namazını kıldırdı ve hutbeyi irat etti.