Adliyesi olmayan tek şehir Malatya'dır
Malatya Baro Başkanı Av. Onur Demez, 6 Şubat depremlerinin etkilediği Malatya'da, depremlerin ardından yıkılan adliye binası ve adliye çalışanlarının farklı noktalarda ulunan ek binalara yerleştirilmesiyle ilgili açıklama yaptı. Adliyenin tek binada toplanması gerektiğine değinen Demez, ' Bilinmelidir ki tüm ilgililer için en iyi çözüm, ek binalar değil,tek bina seçeneğindedir' dedi.
6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen Malatya’da, depremlerden ağır hasar alan adliye binasının yıkımı gerçekleşti ve yerine yenisinin yapılmasına karar verildi.Adliye çalışanları ise Malatya'nın farklı bölgelerinde bulunan ek binalara yerleştirildi. Vatandaşların şehir merkezinden 8 ve 10 kilometre uzaklıktaki binalara giderek adalet hizmetinden yararlanmaya çalışması ve yeni yapılacak adliye binası için düzenlenen ihalenin iptal edilmesi, yapılacak adliye binasının akıbetinin belli olmaması Malatya Barosunun tepki vermesine neden oldu. Malatya Baro binası önünde basın açıklaması yapan Malatya Baro Başkanı Av. Onur Demez, yeni yapılacak adliye binasının bir an evvel yapılmasını talep ederken , adliye çalışanlarının ve vatandaşların adalete erişme hakkının kısıtlanmamasını gerektiğini de ifade etti.
"Bölünmüş, parçalanmış ve taşımalı adalete son verilmeli"
Ek binalarda değil tek bir yapıda hizmet vermeyi istediklerini vurgulayan Baro Başkanı Demez, “Bilindiği üzere yaşadığımız 6 Şubat depreminden sonra adliyemizin yıkılması avukatların, yargı mensuplarının, adliye personellerinin ve en önemlisi vatandaşların hali hiç düşünülmeden adliye binalarına ilişkin alınan özensiz kararlar ile Adalete erişim hakkımız fiili olarak kısıtlanmaktadır. Adil yargılanma hakkına ve adalet arayışına ket vuran bu kararlarla birlikte yargısal işlemler ilimizde 6 farklı ek binada hizmet vermektedir. Gelinen aşamada aile ve asliye ceza mahkemelerinin duruşma salonlarının bulunduğu binanın kullanılamaz olduğunun tespit edilmesiyle 7. ek hizmet binası arayışına girilmiştir. Artçı depremler sonrasında kullanılamaz hale gelen bu binanın, şimdiye kadar yargısal faaliyetlere ev sahipliği yapması, adliyeler konusunda alınan kararların ne kadar özensiz olduğunun en bariz göstergesidir. Kullanılamaz hale gelen ek binada duruşmalar hakim odalarında, kalemlerde ve hatta koridorlara taşmaktadır. Bu durum kesinlikle kabul edilemez. Kimsenin burnunun kanamadığı tesellisiyle; kapatılan bu binanın yetkililere ders olmasını umuyor, bölünmüş, parçalanmış ve taşımalı adalete derhal son verilmesi çağrımızı bu vesileyle yineliyoruz” dedi.
Talebimiz görülmemekte
Depremler sonrasında bölünüp çoğalan adliyeler, savunma mesleği açısından çekilmez bir hale geldiğini aktaran Demez, ”Adliyelerin uygun, elverişli ve ulaşılabilir mekanlarda bulunması, yargı faaliyetlerinin mekansal olarak dağıtılmaması; avukatlık hizmetinin etkin ve yeterli sunulması kadar, vatandaşın hak arama özgürlüğü ve adalete erişim hakkının da gereğidir. Her fırsatta söze döktüğümüz adliyelerin tek binada toplanması yönündeki taleplerimiz, maalesef karar verici ve uygulayıcılar tarafından görülmemekte, 21. yüzyıl Türkiye’sinde çoklu binalarda yargısal faaliyetlerin sürdürülüyor olması nedeniyle avukatların ve vatandaşların bina bina, adliye adliye dolaşma çilesi sona ermemektedir. Avukatlar, binalar arasında mekik dokuyarak görevlerini yapabilmesi için insan üstü bir çaba harcamaktadır. Bu hal, zaman zaman adliyeler arasındaki gidiş gelişlerde duruşmaların kaçmasına, dosyaların müracaata kalmasına, zamanında alınmayan duruşmalar nedeniyle duruşma saatlerinin çakışmasına ve hak kayıplarına yol açmaktadır. Mevcut şartlarda ek binalar ile çok sayıda hizmet binasının oluşturulmasının, avukatları adliyeler arasında mekik dokumak zorunda bırakmanın ötesinde, bağlantılı dosyaların adliyeler arasında taşınmasına ve bu nedenle de dosyalarda gecikmeler yaşanmasına yol açacağı tartışmasızdır. Durum, birbirinden bağımsız adliye binaları için işlem yapmak zorunda kalacak olan Adalet Komisyonu, Savcılık ve idari birimler açısından da farklı değildir. Bu sistemde işlerin yürütülmesinde güçlüklerle karşılaşılmaması mümkün değildir. Ayrıca duruşmalara yetişme cabası içerisinde olan meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın başına üzüleceğimiz hadise gelmeden adliye problemimiz bir an önce neticelenmelidir” şeklinde konuştu.
Adliyesi olmayan tek şehir Malatya’dır
Malatya Barosu avukatlarının elverişsiz ortamda şartlarda hizmet vermeye çalıştıklarını kaydeden belirten Demez, şunları söyledi:“Ülkemizin bütün illeri arasında adliyesi olmayan tek şehir Malatya’dır. Depremden zarar gören 11 il arasında fiziki imkansızlıktan adliye faaliyetleri durma noktasına gelen tek şehirde yine Malatya’dır. Bu nedenle, biz Malatya Barosu avukatları olarak elverişsiz şartlarda hizmet veren adliye birimlerini de bir araya gelmesi suretiyle, herkes için en uygun çözümün oluşturulmasını ve bu çileye son vererek yargı hizmetlerinin tek binada toplanması için gerekli işlemlerin ivedilikle yapılmasını umuyor, bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden bu süreç için mücadele edeceğimizi bildirmek istiyoruz.29 Eylül tarihinde yapılan ancak henüz sonuçları açıklanmayan yeni adliye ihalesinin bir an önce sonuçlandırılmasını, Malatya adliye binasının ne zaman inşaatına başlanacağının ve ne zaman bitirileceğinin, projesinin kamuoyuyla paylaşılmak suretiyle şeffaf bir şekilde açıklanmasını istiyoruz. Hızlı bir şekilde inşaata başlanarak bir an önce ilimize yakışır bir adliye binasının tesis edilmesini talep ediyor ve bu sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı ve susmayacağımızı kamuoyuna saygıyla arz ediyoruz."