Adli yıl sancılı başladı

Malatya Barosu avukatlarından Nazif Ercan 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde yapılacak Malatya Barosu Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. Ercan yeni adli yılla ilgili yaptığı açıklamada, yeni adli yılının sancılı başladığını söyledi. Ercan, 'Yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü gibi temel kavramların yerle yeksan olduğu, yargıda kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran birçok düzenleme, uygulama ve keyfiliklerle toplumun adalete olan güven duygusunun iyice sarsıldığı bir dönemde yeni adli yıla giriyoruz' dedi.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Adli yıl sancılı başladı

Ekim 2020 tarihinde yapılması gerekirken, koronavirüs tedbirleri nedeniyle iki defa ertelenen Malatya Barosu’nun seçimli Genel Kurul toplantısı 25-26 Eylül 2021 tarihlerinde yapılacak. Malatya Barosu avukatlarından Nazif Ercan Malatya Barosu'nda düzenlediği basın toplantısında adaylığını açıkladı.  Ercan, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, yeni adli yılının sancılı başladığını belirterek,"Ekonomik sorunların ve pandeminin yarattığı sağlık sorunlarının ülkemizi kasıp kavurduğu bir ortamda; yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü gibi temel kavramların yerle yeksan olduğu, yargıda kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran birçok düzenleme, uygulama ve keyfiliklerle toplumun adalete olan güven duygusunun iyice sarsıldığı bir dönemde yeni adli yıla giriyoruz. Yargıya inancını yitirmiş yurttaşlarımızın tekrar evrensel yargılama ilkelerine inancını tesis etmek ve yargı makamları nezdinde adalet arayışını sürdürmesini sağlamak için hukuka uygun ve adil yargılama ilkelerine bağlı ve bağımsız olarak yargılama faaliyetinin gerçekleştirilmesi ve nihayetinde verilecek kararlardan hareketle adalete duyulan güvenin bir an önce sağlanması zorunludur" diye konuştu.

Avukat sayısında orantısız bir artış yaşanmakta

Avukatlık mesleğinin sıkıntılarına dikkat çeken Ercan, "Barolarımız, Anayasa’ya tamamen aykırı olan, baroların parçalanıp bölünerek etkisizleştirilmesine, paralel baroların ve hatta siyasi parti barolarının kurulmasına yol açan çoklu baroya karşı mücadelemiz, hukuka aykırı bu düzenleme ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecektir. Avukat sayısında her geçen gün orantısız bir artış yaşanmasıdır. Zira Türkiye'de 87’si devlet ve 45’i vakıf üniversitesi olmak üzere, toplamda 132 hukuk fakültesi bulunmaktadır. Türkiye’nin ekonomisiyle ters orantılı bu artış sonucunda genç meslektaşlarımız ofis açamamakta, işçi avukatların sayısı artmakta, birçok meslektaşımız asgari ücretin de altında ücretlerle çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu kriz sarmalından çıkmanın tek yolu  hukuk fakültelerinin sayısının hızla azaltılması  ve kontenjanların da düşürülmesidir. Avukatlık mesleğinin en büyük zorluğunu çekenler ilk olarak daha mesleğin başındayken hiçbir güvenceleri olmadan oradan oraya sürüklenen stajyer avukatlardır. Avukat stajyerlerinin staj süresince sigortalı olarak çalışabilmelerine ilişkin çalışmaların bir an evvel yapılması gerekmektedir. İşçi avukatlık ve düşük ücret problemi de kanayan yara. İşçi avukatlar düşük ücretlerle, ekstra mesailerle çalıştırılmaktadır. Bir işçinin fazla mesai hakkını savunan avukatlar, söz konusu kendi fazla mesai ücretleri olduğunda talep etmeyi dahi düşünemeyecek durumdalar. Çünkü avukat enflasyonu işverenin elini rahatlatmaktadır. Bununla ilgili işçi avukatı gerçek anlamda koruyacak bir mekanizma kesinlikle oluşturulmak zorundadır. Yine uzlaştırma ve arabuluculuk gibi sisteme entegre edilen ve avukat olamayan kişilerin de kabul edildiği bu yargı dışı alternatif çözüm yollarının kapsamı her gün daha da genişletilmektedir. Avukat sayısındaki hızlı artış ile iş alanlarının daraltılması “yoksul avukatlar” sınıfının her geçen gün  daha da artmasına neden olmaktadır" şeklinde konuştu.