'Acının tecrübesi olmuyor'
Ülkeyi yasa boğan ve on binlerce kişinin hayatını kaybettiği Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından eşini, çocuklarını ve ailesini bir yana bırakarak enkaz altında kalan vatandaşları kurtarabilmek için seferber olan kahraman itfaiyeciler gördükleri acı manzaraları unutamıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 11 büyük can ve mal kayıplarına sebep oldu. Depremin etkilediği iller arasında yer alan Malatya’da 6 bin 643 bina yıkılırken, 35 bin 907 bina ise ağır hasar aldı. Depremin ilk anından itibaren ailelerini bir kenara bırakan, Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri enkaz altında kalan depremzedeleri kurtarma çalışmalarına başladı. Gece-gündüz, canla başla çalışan kahraman itfaiyeciler yaklaşık 600 kişiyi enkaz altından kurtardı. İkinci depreme enkaz altı ve üzerinde çalışma yaptıkları esnada yakalanan itfaiye personeli, yaşadığı acı hatıraları hafızalarından silemiyor.
Acının tecrübesi olmuyor
Unutulması zor anlar yaşadıklarını aktaran itfaiye eri Serhat Düz, “1999 depremini de yaşadım İstanbul’daydım. Daha sonrasında olan Düzce depreminde de aynı etkiyi hissettik. 2011’deki depremde de Van’da askerliğimi yapıyordum o depremi de yaşadım. Yani acıların tecrübesi olmuyormuş, bu depremde ben bunu iyice anladım. Çünkü hem bu diğerlerinden yıkıcı etki olarak fazlaydı, burada yaşadıklarımız diğerlerinden daha farklıydı. Kahramanmaraş depreminde evimde ailemle birlikte yakalandım. Hemen can havliyle kendimizi dışarıya attık. Dışarıya çıktığımızda büyük bir kaos ortamı vardı. Bitişiğimizde bulunan bina ve çevremizdeki binalar yıkılmıştı. Hemen eşimi ve ailemi güvenli bir yere alarak enkaza müdahale ettim daha göreve gelmeden, diğer vatandaşlar ile birlikte. Orada 2 kişiyi kurtardık ve sonrasında ben ailemi, Yeşilyurt’ta ikamet eden halamların yanına bıraktım. Daha sonrasında hemen itfaiyeye geldim ve zaten diğer bütün mesai arkadaşlarım da aynı şekilde ailesini bırakarak gelmişti. Burada gerekli görev paylaşımı yapıldı ve enkaz çalışmalarımız başladı. Aradan bir sene geçti ama unutamıyoruz. Unutulması zor şeyler yaşadık. Biz birebir enkazın altında olduğumuz ve oradaki olayları yaşadığımız için o psikolojiden çıkmamız kolay olmayacak” dedi.
Sokaktan geçen araçlara cenazeleri yükledik
Deprem anında yaşadıklarının gözünün önünden gitmediğini belirten itfaiye eri Mikail Yetkin, “Depreme evde yakalandım, izindeydim ben. Normalde Elazığ Sivrice depremini yaşamıştık fakat bu deprem başladığı andan itibaren hiçte Elazığ’daki depreme benzemediğini anladım ve yıkım olacağını anladım. Sarsıntı çok büyüktü, evim ağır hasar aldı ve Nisan ayında yıkımına başladılar. Depremde maalesef çok acı bir tablo ile karşı karşıya kaldık; cenazeler hep ortadaydı. Öğlen saatlerine kadar çalıştık, sokaktan geçen araçlara cenazeleri yükleyip Şehir Mezarlığı’na götürmelerini söylüyorduk. Enkazda çalıştığımız esnada ikinci deprem oldu. O esnada 6 yaşlarında küçük bir kız çocuğunu enkazdan çıkarmak için çalışmalara başlamıştık deprem başladı. Hepimiz enkaz üzerini terk etmek zorunda kaldık. Çok kötüydü o esnada yine yıkımlar oldu, binalar birer birer yıkılıyordu. Sarsıntı bittikten sonra o küçük kız çocuğunu bulunduğu yerden kurtardık. Beni en çok etkileyen olay ise; annesi ile beraber ölen bir kız çocuğuydu. Kolon yapıştırmıştı ikisini, orada o annenin, çocuğunun ölüşünü gördüğünü düşünerek etkilenmiştim. Daha sonrasında 20 gün kadar enkaz altlarında cenaze arama çalışmalarımızı sürdürdük. Bunu atlatamıyoruz ve hiçbir zaman da atlatabileceğimizi düşünmüyorum, olayın içerisinde sıfır noktada olanlar bizlerdik” şeklinde konuştu.
3 gencimizi kurtaramadık onun üzüntüsü içerisindeyiz
Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı 2. Ekip Amiri Hamit Bahçalı ise “Enkaz çalışmaları esnasında 3 kişinin sesini duyduk ve konuşmaya başladık. Sağlık durumlarının gayet iyi olduklarını ve bulundukları yerden biran önce kurtarılmak istediklerini söylediler. 3 tane genç arkadaşımızı kurtarabilmek için bölgede çalışmalarımızı yoğunlaştırdık ve o esnada ikinci depreme yakalandık, enkazın içerisindeydik. Kendi imkanlarımız ile dışarıya çıkmayı başardık. Dışarıya çıktığımızda üç genç arkadaşımız maalesef orada kaldı ve hayatlarını kaybetti onları alamadık. Onun üzüntüsü içerisindeyiz” diye konuştu.