3+1 sistemiyle eğitim veriliyor

Malatya İnönü Üniversitesi OSB Meslek Yüksek okulunun 3+1 sistemiyle eğitim verdiği ve Türkiye'de 9 okuldan 1'i olduğu bildirildi.

3+1 sistemiyle eğitim veriliyor

Malatya ve Türkiye’deki nitelikli iş gücü eksikliğini gidermek ve üniversite sanayi iş birliğini ilerletmek için Malatya 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan İnönü Üniversitesi Malatya OSB Meslek Yüksekokulu, Türkiye’de ender olan uygulamaya dayalı 3+1 sistemiyle eğitim-öğretim faaliyetlerine yeni binasında devam ediyor.

OSB Malatya Meslek Yüksek okulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Cemal Koyunoğlu, aynı zamanda rektör danışmanlığı görevini de sürdürüyor.

Malatya İnönü Üniversitesi Meslek yüksek okullarından sorumlu rektör danışmanı olan ve OSB Malatya Meslek Yüksek okulu Müdürlüğü görevini de sürdüren Dr. Öğr. Üyesi Cemal Koyunoğlu, okul hakkında bilgi verdi.

Ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin önemli ayaklarından birini oluşturan meslek yüksek okullarının Türkiye’de yaklaşık 900’e yakın olduğunu belirten Koyunoğlu, “ Ancak bizim OSB meslek yüksekokulumuz bu 900 meslek yüksek okulu içerisinde eğitim ve öğretim özelliği bakımından dokuzuncu meslek yüksek okulu. Türkiye’deki sekiz meslek yüksek okulu OSB’de eğitim ve öğretimini sürdürmekte. Dokuzuncusu Malatya OSB Meslek Yüksek okulu olarak faaliyete geçirdik. Sanayici ve iş dünyasının arzu ettiği nitelikte iş gücüne sahip olamadığı gibi mezun ettiğimiz öğrenciler de iş bulmakta sıkıntı çekmekteydi. Bu sorunlar göz önüne alındığında meslek yüksek okullarında farklı bir eğitim konseptine geçilmesi düşünüldü ve Türkiye’de bizden önce 8 üniversitede OSB Meslek Yüksek okulu faaliyete geçti. 9’uncu okulu biz burada gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

OSB Meslek Yüksek okulunun diğer meslek yüksek okullarından ayıran en önemli özeliğin 3+1 modeli denilen bir eğitim modeli uyguluyor olması olduğuna parmak basan Koyunoğlu, “ Bu modelde, öğrencilerimiz 4 yarıyıl boyunca eğitim görüyorlar. 4 yarıyılın 3 yarıyılını sınıfta teorik olarak tabi atölye ve laboratuvarları yine kullanmak kaydıyla teorik olarak eğitimlerini sürdürürken 16 haftalık bir yarıyılını tümüyle sanayide ya da iş dünyasında sabah 8 akşam 5 çalışmak suretiyle uygulamalı olarak eğitimlerini sürdürecekler. Bunu nasıl tespit ediyoruz: 1’inci sınıftan 2’nci sınıfa geçen öğrencilerimizden başarı sıralamasına göre ilk yüzde 50 ye giren öğrenci üçüncü yarıyılda sanayi uygulamasına gönderilirken, ikinci yüzde 50 dilim sınıfta eğitimine devam ediyor. Bu eğitim 16 hafta sürüyor. Son yarıyılda sanayideki öğrenciyi sınıfa çekiyoruz, sınıfta teorik eğitim gören öğrencileri de sanayiye göndermek suretiyle, her öğrenci 16 haftanın tümünü sanayide geçirmiş oluyor. Daha da önemlisi sanayide geçen bu süre içerisinde öğrencilerimizin başarısının değerlendirilmesi danışman hocalarımızla birlikte öğrencinin başarı notunun yüzde 50’sini sanayiye giden öğrenciden sorumlu teknik mühendisi diğer yüzde 50’sini bizim hocamız veriyor. Bu iki notun ortalaması 60 ettiği takdirde öğrenci sanayi uygulamasından, uygulamalı eğitimden başarılı olarak kabul ediliyor. Aksi halde iş yeri uygulamasını bir yarıyıl daha devam ettirmek durumunda kalıyor” şeklinde konuştu.

“850 aktif öğrencimiz var”

“Yüksek okulumuzda sekiz programımızda şuan da 850 aktif öğrencimiz var. Bu 850 öğrencimiz 8 programa dağılmış durumda. Bu programlarımızda da 30 akademik personelimiz ve 28 idari personelimiz mevcut. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde eğitim faaliyetine başlayacak 2 programımızdaki öğretim elemanında eksiklerimiz var birkaç tane, onları da tamamladığımızda önümüzdeki yıl yaklaşık yıl 35 akademik personelle eğitim-öğretimimize devam edeceğiz” diyen Koyunoğlu, “Meslek yüksek okulumuz eğitime ilk olarak 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında başladı. Ama bina inşaatımız tamamlanmadığı için 3 programda eğitimi sürdürdük. Bu programlar: İnşaat, Makine ve Kaynak Teknolojileri Programıydı. Bu 3 programımızda öğrencilerimizin bir kısmı sanayi uygulamasına başladı ve bu dönem sanayi uygulamasına devam ediyorlar. Bunlar dışında 5 programımız daha eğitime başladı. Bunlar da: Bilgisayar Programcılığı, Elektrik Teknolojisi, İklimlendirme ve Soğutma, ve Elektronik ve Elektronik Haberleşme programlarımız olmak üzere şuanda 8 programda eğitim-öğretimimize devam ediyoruz. Bunlardan 3 tanesi sanayi eğitimine başladı diğer 5 tanesi önümüzdeki yıl bu eğitime başlayacak. Şuanda açılmış 2 tane bölümümüz var. Birisi Türkiye’de ilk kez açılan Elektrikli Araç Teknolojileri programımız. Bu program Türkiye’de hiçbir üniversitede olmayan bir programımız ve ilk kez biz açtık. Buradaki amacımız: Artık içten yanmalı motorlar doğaya büyük zararlar veriyor, birçok ülkede büyük şehirlerde artık dizel araçlar yasaklanmaya başlandı ve artık otomotiv sektörü elektrikli araçlara doğru yöneliyor. Türkiye’de de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde 24 firmanın oluşturduğu bir yapılanma var. Bu yapılanma elektrikli araç teknolojilerinin yedek parçalarını geliştirecek büyük firmalar. Bunların koordinatörlüğünü İstanbul Teknik Üniversitesi Teknokent yapıyor. Biz de iş birliği yaparak, protokol imzalayarak biz de bu işin eğitim ayağını oluşturduk ve teknik elemanlarını biz yetiştireceğiz. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren Elektrikli Araç Teknolojileri Programı’na ve Tekstil Teknolojisi Programı’na da öğrenci alarak program sayımı 10’a çıkartacağız. Yüksek okulumuz 3+1 eğitim modelinde başarıyı sağlamak için büyük gayret gösteriyor ama biz şunun bilincindeyiz ki sadece üniversitenin, hocaların ya da yöneticilerin gayretiyle bu işler olmuyor. İş dünyasının ve sanayicinin bize çok büyük bir destek vermesi gerekiyor. Çünkü biz ortak bir eleman yetiştirmeye çalışıyoruz, onların istediği nitelikte eleman yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu eğitim modelinin başarıya ulaşmasındaki en önemli ayaklarından bir tanesi iş dünyası. Onun için biz bu eğitim modelimizi sanayiciye ve iş dünyasına çok iyi anlatmak zorundayız. Birçok kamu kurum ve kuruluşlarıyla, fabrikalarla protokoller imzaladık, ticaret sanayi odasıyla, sanayicilerle hepsiyle protokoller imzalayarak ne yapmak istediğimizi, amacımızın ne olduğunu ve bunu nasıl başarmamız gerektiğini onlarla birlikte istişare ederek yürütmeye çalışıyoruz. Umuyorum başarılı olacağız. Ayrıca, yüksek okulumuz yeni yapılan bir okul olması dolayısıyla her şeyiyle sıfırdan yapıldı. Atölyeler, laboratuvarlar, derslikler, bürolar, ofisler, kafeterya, yemekhane her şeyiyle sıfırdan kuruldu. Bu noktada Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın bize sağladığı desteği bir kez daha hatırlatmak isterim. Rektörümüz her türlü ihtiyacımızı karşılama noktasında bize sonsuz destekler verdi, bu desteğinden dolayı ben kendisine özellikle teşekkür ediyorum” diye konuştu.