14 Mart Cuma Hutbesi!
Diyanet İşleri Başkanlığı, 14 Mart Cuma hutbesinde, Bakara Suresi'ni merkez alarak zekat ve fıkıh konularına vurgu yaptı.

Muhterem Müslümanlar! Yüce dinimiz İslam, imkânlarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmamızı; onları koruyup gözetmemizi emretmiştir. Yardımlaşma ve dayanışma şuuruyla birbirimize kenetlenmemizi istemiştir. İşte bizlere bu bilinci kazandıran ibadetlerden biri de zekâttır. Yüce Rabbimiz, “Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür.”1 buyurmaktadır.
Aziz Müminler!
İslam’ın beş esasından biri olan zekât; dinen zengin sayılan bir Müslümanın, malının belli bir kısmını yılda bir defa ihtiyaç sahiplerine vermesidir. Zekât; paylaşmanın, yardımlaşmanın ve dayanışmanın ibadete dönüşmüş halidir. Zekât sayesinde insanlar birbiriyle kaynaşır; sevgi ve saygıya dayalı bir huzur ortamı oluşur. Fakir ile zengin arasında iyilik ve muhabbet köprüleri kurulur. Zekât; mal ve servetin gerçek sahibinin Allah olduğunu bizlere hatırlatır. İyiliklerin çoğalmasına, kötülüklerin azalmasına vesile olur. Cimrilikten ve dünyaya aşırı bağlanmaktan bizleri korur. Bedenimizi, ruhumuzu ve malımızı maddi ve manevi hastalıklardan arındırır. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), “Zekât vererek mallarınızı korumaya alın. Sadaka vererek de hastalarınız için Allah’tan şifa isteyin.”2 buyurmaktadır.