Zeki Taşkıran

2020 yılı kadına şiddet durumu ve çözümü...!

Zeki Taşkıran

Beterin beteri var derler ya, 2020’den daha beter yıl var mı demek abartılı olur herhalde. Ülkemiz ve insanlık ne kadar büyük sınavlardan geçti evveliyatında. Tabi ki 2020 yılı da felaketler, salgınlar ve buhranlar yılı oldu. Ama yine de çok şükür diyoruz. Gidişata bakarak da Rabbim bugünlerimizi aratmasın, daha kötüye gitmesine izin vermesin diyoruz. 

Konumuz; aile ve kadın. 2020 yılı içinde yaşanan binlerce kadına şiddet ve yüzlerce kadın cinayeti geride kalsın diye umut ediyoruz. Daha önce ki birkaç yazımda her yıl nüfus artışına oranla olağan dışı bir şekilde kadın cinayetleri artarak devam etmekte demiştim. 2021 yılına girerken geçen yılın özellikle de son döneminde Malatya'mız da başta olmak üzere her gün haberlerde kadın cinayeti vakalarına şahit olduk. İçişleri Bakanı istediği kadar desin ki kadın cinayetleri azaldı(!) Siyasi söylemlere inanmıyoruz. 2020 yılı içinde yaklaşık 350 tane kadın cinayeti vukuu bulmuştur. Her yıl katlanarak devam etmektedir maalesef. Ve maalesef içişleri bakanı, verileri açıklarken ve azaldığını söylerken kolluk kuvvetlerini ve bakanlığın bunda etkili olduğunu anlatmaya çalışmıştır. 

Biz şunu iyi biliyoruz ki ihya ve iyileştirme ceza ile değil; eğitimle, aile içi iletişimle, toplumsal uzlaşı ile inanç ve kültür birlikteliği ile olur. Hele de mevzuu aile olunca, kadın-koca arası ilişkiler olunca cinayetler hep aynı tarzda oluyor. Türkiye'nin bazı bölgelerinde neredeyse normalde cinayet hiç yok denecek kadar az iken bir bakıyorsunuz orada kadın cinayeti vukuu bulmuş. Yani aile içi durumlarda bölge, mezhep, yöre fark etmiyor. Bunu son dönemde daha belirgin olarak görüyoruz. Tabi ki bunun tek bir nedeni olmadığı gibi tek bir çözümü de yoktur. Lakin yaşanan vakaların hikayelerine baktığımızda görüyoruz ki, kadın cinayetlerinde temel nedenler; kadın ve erkek fıtratının birbiri ile eşitmiş gibi bir statüye koymaya çalışan Uluslararası Sözleşmeler (İstanbul Sözleşmesi), Erkeği tarafgir muameleye tabi tutan ve delilsiz bir şekilde erkeği çileden çıkaran 6284 Sayılı yasa ve Yargı uygulamaları gelmektedir. Kadın dernekleri ve feminist grupların özellikle de sosyal medya üzerinden yaptıkları baskılar ve hükümetin siyasi rant kaygısı da bu cinayetlerin baş sorumlularını ortaya koymaktadır. Erkek doğrudan eylemi yapandır. (Tabi ki bu eylem asla kabul edilemez.) Bu cinayetlerin dolaylı müsebbipleri; Tarafgir yasa çıkaran vekiller, Sözleşmelere imza atan bakan ve ilgili kişiler, Bu pozitif hak adı altında cinayete giden süreci hızlandıran TSK ve Kadın sivil toplum örgütleri ile Cezayı çözüm olarak gören zihniyetlerdir. 

Çözüm olarak, göz önünde olanları görmekle başlanmalı. Yaşanan cinayet vakalarının bulunduğu ailelerin yaşam ve kültür ile inanç yapılarına bakın, Hangi cemiyet yada cemaat olursa olsun, hiçbir dini cemiyet yada cemaate dahil hiçbir erkeğin, yada fıtrata göre temeli sağlam olan bir ailede erkeğin eşini öldürdüğünü duymadım ve görmedim. Doğrudan ve tek çözüm tabi ki din yada mezhep yada cemiyet değil. Fakat Aile Kurumu inancımıza göre kutsal bir kurum, kadın inancımıza göre mübarek bir varlık iken İstanbul Sözleşmesi’nde şart olarak geçen “….. üye ülkeler, gelenek, görenek ve dini inançlardan kadını uzak tutacak…” şeklinde ki bir düşünce ile hareket edersek, modernleşme ve çağdaşlık göstergesi olarak önümüze koyulan eşitlik ve pozitif ayrımcılığı olduğu gibi, fıtratı yok sayarak uygularsak bu cinayetler katlanarak devam eder. Umarım 2021 yılı, yanlış politika ve siyasi rantlara kurban olarak verilen kadınlarımızın artık cinayetlere maruz bırakılmayacağı bir yıl olur…   

Yorumlar 1
Aygün 18 Ocak 2021 17:56

Sonuna kadar katılıyor ve ilave ediyorum Kadın erkek yasalar önünde eşitmiş varsın olsun. KADIN ile ERKEK EŞİT DEĞİLDİR. Erkek güçlüdür Erkek zor işler içindir Erkek erkektir Erkek kodumu oturtur. Erkek erkekliğini ???????????????????? Kadın kadınlığını bilecek.

Yazarın Diğer Yazıları