Değerli okurlar,
Askerlik yapanlar bilirler, kıt'anın yürüyüşü sırasında "Yerinde Say" emir komutuyla askerler yürüyüş temposuyla ileri adım atmaksızın adım hareketlerini yerinde devam ettirirler. Bir santim olsun ilerleyemezler.
Cihan devleti Osmanlı bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti'nin beş gün önce 29 Ekim'de kuruluşunun 101. yılını milletçe kutladık.
Daha nice yüzyıllara diyerek, devletimizin ilelebet dünya var oldukça yaşamasını diledik.
Diledik dilemesine ama, milletimizin yüzyıllardır makus talihi bir türlü dönmedi.
Merhum Ziya Paşa'nın aşağıdaki gazeli 150 yıl önce yazılmış. Ne acı ki, Ziya Paşa'nın gazelindeki yakıcı gerçeklik olan baş belası cehalet, halâ aynı kararlılıkla devrederek yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Ziya Paşa (1825-1880)
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşâneler gördüm
Dolaştım mülk-ü İslâmı bütün virâneler gördüm
Günümüz Türkçesiyle
Müslüman olmayan ülkeleri gezdim, mamur şehirler, köşkler gördüm,
İslam ülkelerini dolaştım, hep harabeler gördüm.
Yerinde saymanın yüzelli yıllık müşahhas resmi...
En ideal tanımıyla:
Devlet dediğimiz yapı, milletin toplu iradesiyle teşekkül etmiş, sarıp sarmalayan, koruyan ve gözeten üst çatı kuruluşudur.
Tasada ve kıvançta, hazarda ve seferde, iyi günde ve kötü günde milletiyle nefes alıp nefes veren, a'dan z'ye tüm ihtiyaçları tespit edip gereğini yapan, tüm vatandaşlarına aynı yakınlıkta olması gereken canlı bir organizmadır devlet...
Oysa bizim devletimiz, bugün olmuş, adalet sistemimizde bir eksiklik, sağlık sistemimizde bir noksanlık, eğitim sistemimizde bir yanlışlık, ekonomi yönetimimizde bir çarpıklık varsa düzeltilir diyerek, önümüze bakalım anlamında vatandaşının aklını kamaştırıyor. Şimdiye kadar bu saydığın alanlardaki çürümüşlüğü görmediysen bundan sonra da görmen muhal bayım...
Devleti yaklaşık 23 yıldır yöneten iktidar sahipleri itiraf edercesine söylüyor bu gidişatın tıkandığı kanalları...
Gerek ticari ahlakın, gerekse de insani erdemlerin adından başka hiçbir değerinin kalmadığı bu karanlık dönemin baş müsebbibi ve mes'ulü faillerdir "yerinde say!.." komutunu verenler.
Sultan III. Mustafa'nın İsyanı
Sultan III. Mustafa, tabir caizse Osmanlı tarihinin en talihsiz hükümdarlarındandır. Hayırlı işleri unutulmuş; hep felâketlerle anılmıştır. Padişahın, Koca Ragıp Paşa vefat edip de sadaret mührünü verecek ehil adam bulamamanın üzüntüsü içinde söylediği şu rubaî pek meşhurdur:
Yıkılıpdur bu cihân sanma ki bizde düzele,
Devleti çarh-i denî, verdi kamu mübtezele,
Şimdi ebvâb-ı saadetde gezen hep hazele,
İşimüz kaldı hemân, merhamet-i lemyezele.
Günümüz Türkçesiyle
Bu dünya yıkılıp gitmektedir, bizim zamanımızda düzeleceğini zannetme.
Bir de alçak felek devleti büsbütün aşağılık kimselerin eline verdi.
Nitekim şimdi saadet kapılarında (devlette) bulunanlar bozguncu ve soysuz kişiler.
Artık işimiz Allah’ın merhametine kaldı.
Kısaca Sultan III. Mustafa
Sultan III. Mustafa (1717-1774), Osmanlı’nın yirmi altıncı padişahı olarak 1757-1774 yılları arasında hüküm sürmüştür. Tahta çıktığında Avrupa ile barış döneminde olunduğundan devletin mali açıdan yeterli bir görüntüsü vardır. Bununla birlikte askerî ve ekonomik alanda yapılması gereken bazı yapısal düzenlemeler ve yenileşme adımları da gereklidir. III. Mustafa tasarrufa özen göstermiş, vergilerin toplanması hususunda hassas davranmış ve devletin gelirlerini artırma yolunda tedbirler almış, böylelikle hazineyi belli oranda doldurmuştur. Boğaz kalelerini tahkim ettirmiş, bazı yeni gemiler yaptırmış, Tophane ve Topçu Ocağı’nın ıslahını sağlamış ve yeni toplar döktürmüştür. Diğer taraftan imar faaliyetlerine de önem vermiş, ülkeye yeni eserler kazandırmıştır.
Kaynak: Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, Cilt: 61, Sayı: 1, 2021, 61-84 Journal of Turkish Language and Literature
Sultan III. Mustafa'nın İngiliz elçisini kabulü- Tablo Francis Smith
Koca Râgıb Paşa Diyor ki:
Niceler almada kâmın bu cihândan tez
Devri muṭâbıḳ yine bezm-i ezele
Sanma ey dil ki saʽâdet bula bir dem ḫaẕele
Virdi Ḫallâk-ı cihân mübteẕeli mübteẕele
Günümüz Türkçesiyle
Birçok kişi bu dünyada arzusuna çabucak ulaşıyor,
Bu normaldir çünkü elest bezminde yazılan neyse felek ona uygun dönüyor.
Ey gönül! Sen alçakların bir an bile mutlu olacaklarını zannetme, çünkü cihanı yaratan Allah
Adi insanların karşısına yine adileri çıkarır ve onlar mutsuz olurlar.