Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı savaş pandemi ile bozulan dünyadaki tüm dengeleri daha da sarsarak kördüğüm haline getirdi.
Herşeyden önce tehdit altındaki gıda güvenliği endişesi önemli bir sorun olarak devletleri bu konuda çok sıkı önlem almaya yöneltti...
Şimdilerde ülkemizde 2022'nin "Tarımda Seferberlik" yılı olacağından söz ediliyor...
1960'lı yıllarda kendi kendine yetebilen bir ülke olarak gösterilen Türkiye, bugün maalesef, kendine yetmekten çok uzak ve dışarıya bağımlı bir ülke durumunda.
Köylüsünü köyünde mutlu edemediği için köyleri bomboş ve üretimden kopmuş bir yığın niteliksiz işsiz köylü ordusuna sahip Türkiye'den söz ediyoruz.
Hala ve inatla çiftçilik ve hayvancılık yapan bir yığın yaşlı insan da ağır girdi maliyetleri altında ezile ezile gönül verdikleri işlerini sürdürmeye çalışıyorlar.
Tarımda genç üretici maalesef artık yetişmiyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım geçtiğimiz günlerde Tekirdağ/Çorlu'da bir toplantı sırasında çiftçilere çok önemli önerilerde bulunarak "Ekebildiğiniz Kadar Ekin, Korkmayın Maliyetler İçin Devlet Desteği Sağlanacak" dedi.
Binali Yıldırım, gıdada yaşanan ve önümüzdeki yıllarda daha da ağırlaşarak yaşanacak olan sıkıntıyı öngördüğü için üretici çiftçileri yüreklendirmek için teşvik edici bu konuşmayı yaptı...
Ülkemiz tarımının harekete geçmesi ve şahlanması için Binali bey'in bu konuşması yeterli olabilir mi? Kesinlikle hayır...
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yurdun her köşesinde örgütlenmiş müdürlüklerinde bilgisayar başında mesai dolduran, sayıları onbinlerce yetişmiş uzman ziraat mühendisi ve veterinerleri emrinin altında taşra teşkilatlarında atıl beklemekteler...
Tarım ve Orman Bakanlığı olarak güçlü bir bakanlık olduklarını açıklayan çiçeği burnunda yeni bakan Prof.Dr. Vahit Bakan Kirişci "150 bine yaklaşan çalışanımızla Türkiye'nin en güçlü bakanlıkları arasındayız. Böylesine güçlü bir bakanlığın çalışanı olmak hepimiz için bir onurdur." diyerek bakanlığının ne kadar güçlü olduğuyla övünüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın elindeki bu uzman kadrolarının, sahada, üretici çiftçi ve hayvancının yanında mesai vermeleri halinde işte o zaman
"Tarımda Seferberlik"ten söz edebiliriz.
Tarım Bakanı Vahit Kirişçi:
"Gıda Güvenliği Milli Güvenlik Gibidir"
Tarım ve Orman Bakanlığı görevinden affını isteyen Bekir Pakdemirli'den boşalan bakanlık makamına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın kararıyla Prof. Dr. Vahit Kirişçi atandı.
Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz yaptığı açıklamalarla dikkatleri üzerinde toplayan yeni Tarım ve Orman Bakanımız görevinin omuzlarına yüklediği sorumluluğun bilincinde olduğunu gösteriyor. Dileriz bu bilinç ve kararlılıkla tarım sektörümüzü ve üretici çiftçilerimizi içine düştükleri dar boğazdan kurtararak beklediğimiz aydınlık günlere çıkarır.
Geçtiğimiz günlerde ilk yurt içi ziyaretini Adana'ya gerçekleştiren Tarım Bakanı Kirişçi orada yaptığı bir konuşmada özetle şunları söyledi:
"Bir zamanlar tarım sektörünü başka sektörlerle ikame etmenin mümkün olduğunu düşünenler, sonradan gerçekten çok yanıldıklarını fark ettiler. Gördük ki teknoloji bizi doyurmuyor. Gördük ki birtakım yapay oluşumlar bizleri doyurmuyor. Aslolan bizim gıdamızdır ve bu gıdayı üreten tarım sektörüdür. Gıda güvenliğinin milli güvenlikten hiçbir farkı yoktur. Bu milli güvenlik eş değeri olan gıda güvenliği konusunda da Türk çiftçilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Tarlada, bağda, bahçede bu üretimi gerçekleştiren, ahırda, kümeste, ağılda hayvansal üretimini yürüten bütün üretici kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz."
Sayın Bakan'a hatırlatırız, elinin ve emrinin altındaki 150 bin kişilik tarım ve hayvancılık uzmanı kadrolarını "Seferberlik Aşkıyla" sahaya sürmezse tarum ve hayvancılık alanında hiç bir ilerleme kaydedemez...
Dünya Gazetesi'nin tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır'ın "Tarımda Seferberlik" çağırısını köşesine taşımış. Sayın Çandır hülasa şöyle diyor:
"Yıllar boyunca her fırsatta, ısrarla tarımın ülke için stratejik bir sektör olduğunu söylemekteyiz. Bu tespit, karar vericiler tarafından da sıklıkla dile getiriliyor. Ancak stratejik kabul edilen tarıma yeterince ilgi gösterilmiyor. Daha fazla gecikmeden stratejik sektör tespitlerinin gereklerinin yerine getirilmesi gerekiyor.
Tarımda seferberlik ilan edilmezse Türkiye, üretimde kendine yeterli olduğu ürünler için de ithalat kapısını açmak zorunda kalacak. Bu nedenle üreticiyi üretimden vazgeçirmeyecek strateji ve politikalar acilen belirlenerek tarımda seferberlik ilan edilmeli."
