Vahdettin Yiğitcan

Küçük Bir İhmalin Ağır Sonucu

Vahdettin Yiğitcan

Vahdettin Yiğitcan'dan Ahmet Keskin'e Mektup ve uzun bir ardan sonra ilk yazı: "Küçük Bir İhmalin Ağır Sonucu" 

Sevgili Ahmet, ayağımdaki ağır enfeksiyon nedeniyle almış olduğum ilaçların etkisi yüzünden dikkat dağınıklığı ve odaklanma sorunu yaşıyorum. Sana telefonda söylediğim tarihten itibaren "İNTANİYE SERVİSİ" başlıklı uzun bir yazı yazıyordum. Dün gece iğne için hastaneye giderken bilgisayarı açık bıraktım. 3 yaşındaki torunum Asya bizim yokluğumuz dolayısıyla bilgisayarın tuşlarına basarak hazırladığım "taslak" yazıyı silmiş... Yazının silinmesi çok canımı sıktı ama yeni bir karar alarak kısa yazılarla yaşadıklarımı anlatmaya karar verdim... Sağlıkla ilgili yaşadığım resmi, gayri resmi tüm sorunları yazmaya gayret edeceğim... Anlatacağım canlı, bizzat başımdan geçenler dilerim ilgili yerlerin ve daha da önemlisi okuyucularımızın bilgilenmesi açısından umduğumuz faydayı sağlar... Çokça selam, sınırsızca muhabbetle...16 Mayıs-Pazar 2021 – İstanbul. Vahdettin YİĞİTCAN

Değerli Net Haber okurları, uzun bir zamandır yazı yazmaktan mahrum bir halde sağlık sorunlarıma çözüm bulabilmek için o hastane senin bu hastane benim dolaşıp durdum... 

Malatya koşullarında amansız ilerleyen ayak yarama Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde nihai çözüm bulamayınca zorunlu olarak İstanbul'da yaşayan oğlum Ömer’in yanına giderek buradaki özel tedavi merkezlerinin uyguladıkları ozon ve hiperbarik oksijen yöntemleriyle yarayı iyileştirme sürecine başladık...

Ozon ve hiperbarik oksijen seanslarının yanı sıra çok ağır antibiyotik içerikli ilaçları da mecburen kullanıyorum...

Başlıkta küçük bir ihmalden söz etmiştim, meğerse benim küçük bir ihmal olarak gördüğüm hata insanın hayatını karartacak kadar devasa sağlık problemlerine yol açacak kadar büyük sonuçlar doğurabiliyormuş...

Herşey bir buçuk yıl önce yeni aldığım bir numara küçük ayakkabıyı giyme ısrarımdan sonra baş gösterdi...

Bu dar ayakkabının sağ ayağımı sıktığını umursamadan giymeye devam ettim. 

Ayakkabının darlığından kaynaklandığını anlamadığım sağ ayağımın altında bir şişkinlik olduğunu sonradan fark ettim...

Ben ödem oluştu endişesiyle internetten ayak ödemiyle ilgili ayağıma iyileştirici buz terapisi uygulaması yapmaya başladım...  

Ne yaptımsa nafile, defalarca buz terapisine rağmen bir türlü sağ ayağımın tam ortasında oluşan sert yumrunun dağılmasını sağlayamadım...

Bu kez üstesinden gelemediğim bu sorunumu görmezlikten gelerek aksaya aksaya gündelik hayatımı sürdürmeye devam ettim... 

Ta ki, iki ay önce ayağımın altındaki yumrunun etrafını kanatarak yaraya dönüştürünceye kadar...

Sağ ayağımın altında oluşan yara üzerine basmamı imkânsız kıldığından adeta yürüyemez hale gelmiştim...

Tabiatım gereği insanlardan herhangi bir talepte bulunmak hiç haz etmediğim bir durum olduğu halde gençlik yıllarından tanıdığım ve İnönü Üniversitesi Rektörlük yönetiminde, üst düzey bir görevde bulunan arkadaşıma sağlık sorunumu mecburen ileterek bana ortopedi kliniğinden bir muayene sırası alınmasını istirham ettim, arkadaşım yakından ilgilendiler ve sağolsunlar beş dakika içerisinde hastanenin ilgili birimi tarafından fakiri aradılar ve 25 Mart Perşembe günü saat 09.30'da 15 sıra numarası ile ortopedi doktoruna muayene olabileceğim bilgisi iletildi... 

O gece ayağımın sancısından, üşüme ve titreme nöbetleri geçirdiğimden sabahı zor ettim.

Canımın acısı ve hastaneye yetişme endişem dolayısıyla tam yeri gelmişken Eskimalatya ulaşımının pespaye işleyişinden bahsedeyim...

Eskimalatya'dan Malatya'ya gitmek hayli çileli bir yol... Bir de hastaysan eğer yandı gülüm keten helva...

Özel halk otobüsleri sahiplerinin keyfi düzenledikleri sefer saatleri nedeniyle yolcular için Eskimalatya'dan Malatya'ya, Malatya'dan da Eskimalatya'ya gitmek tam bir muamma... 

Ana duraklarda kalkış saatleri çizelgesi yok, belirsiz bekleyişlerin gerisini siz hayal edin!

Nedense MOTAŞ sefer saatlerini kendisi belirlemekten imtina ediyor!.. 

Bir bakarsın peş peşe üç, dört otobüs birden gelir, çoğunlukla da yarım saat ayakta beklemekten ayaklarına kara sular iner, sabrın tükenir ve sonunda gelen otobüs tıka basa doludur ve binemez bir sonraki otobüsü beklemeye koyulursun... 

Birileri Eskimalatya yolcularını özel halk otobüslerinin başıboş işleyişiyle cezalandırmış sanki...  

Malatya'dan Turgut Özal Tıp Merkezine ulaşım ise çok kolay, trambüs ile gidebiliyorsun.

Ulaşım rezaletinden tekrar konumuza dönelim... 

Perşembe sabahı güç de olsa hastaneye vaktinde yetişebildim. 

Ortopedi doktoru ayağımın röntgenini ve doppler çektirmemi istedi.

Röntgeni hemen çektiler, ancak doppler için 21 Nisan'a gün verdiler...

Öğlen sonrası 14.00'de röntgen filmini inceleyen ortopedi doktorum kemiklerde bir sorun olmadığını ve bu aşamada yaraya Plastik Cerrahi bölümünün müdahalesi gerektiğini söylemesi üzerine Plastik Cerrahi Polikliniğine "Rektörlüğün Yönlendirdiği Hasta" kimliğimle başvurdum...

DEVAMI YARIN:

"Plastik Cerrahide Yaşadığım Şok"

Yazarın Diğer Yazıları