Vahdettin Yiğitcan

Kayısı Çiçeği Şenliği (2)

Vahdettin Yiğitcan

Zaman Darlığı Reberleri Gerdi!...

Kayısı Çiçeği Şenliğinin ikinci günü Akçadağ ve Darende diye iki kola ayrılan gezi kafilesinin Darende'yi tercih eden rehberlerin arasında yer aldım. 

Kafilemiz Ramada oteli önünden cumartesi günü sabah 08.30 da kalktı. Bir sonraki otel, Anemon'dan da katılan misafirlerle Darende yoluna revan olduk. Yaklaşık yirmi kişilik bir rehber grubuyla gırgır şamata dolu, oldukça neşeli bir yolculuk yaptık.

Darende hakkında bilgiler vermek üzere kafilemize katılan Bekir Sözen isimli gönüllü rehberimiz oldukça yararlı malumatlar verdi. Bekir beyin anlattığına göre Günpınar Şelalesinin çevre düzenlemesi yapıldıktan sonra şelale bölgesi, Türkiye'nin önde gelen yürüyüş parkurları arasında yer alacakmış. Darende'nin eski ismi "tiryandafil" imiş ve 30 yapraklı gül anlamına geliyormuş.

Darende'de ilk uğrak mekanımız Günpınar Şelalesi oldu, Günpınar Köyü'nün daracık sokaklarından geçerek şelaleye ulaştık, tahrip olmamış doğasıyla adeta ziyaretçilerini büyüleyen şelale, şırıl şırıl su sesi ve yemyeşil bitki örtüsüyle doğal rehabilite merkezi gibi... Misafirler için bağımsız yapılan ahşap çardaklar mevsim dolayısıyla bomboştu.

Darende rehberimiz Bekir Bey kafilenin Malatya'ya dönüşünü vaktinde gerçekleştirebilmek adına habire dakika sınırlamasıyla yaptığı uyarılar misafir rehberlerimizde gerginliğe yol açtı.

Çok kısa zaman aralığına sığdırılmaya çalışılan birçok görülmesi gereken yer, bu sebeple üstünkörü geçiştirilerek atlandı. Mesela Radyo ve Gramafon Müze ziyareti yarıda kesilmişti.

Günpınar Şelalesinden sonra Somuncu Baba Cami ve Külliyesine geçtik. 

Cami çevresi ve avlusunda Türk aksanıyla kulağa hoş gelecek bir ses tonuyla okunan Kuran tilaveti, etrafta manevi bir atmosfer oluşturmuştu...

Somuncu Baba Vakfı tarafından düzenlenen müzeyi gezdik. Gayet özenle tertip edilmiş müzede vaktiyle Darende'de kullanılan eşyaları sergilemişlerdi. Müzenin duvarlarını vakıf yetkilileriyle ünlü siyasilerin birlikte çektirdikleri fotoğraflarla süslemişlerdi.

Cam yeşili rengiyle coşkuyla akan Tohma Çayının kenarında içtiğimiz çayın tek keyifsiz yanı karton bardak kısmıydı.

Tohma Çayının kenarında tur rehberi Aykut ve Kaan beylerle "Kayısı Çiçeği Şenliği"nin olumlu ve olumsuz yanlarını konuştuk.

Tohma Çayını geride bırakarak Malatya yoluna koyulduk. 

Bu arada, organizasyon heyetinin önceden haber vererek hazırlatmış oldukları, Balaban Muhtarının gözleme ikramını zaman darlığı nedeniyle otobüste yol kumanyası olarak afiyetle yedik.

Darende'den dönerken program saatleri konusunda rehberler oldukça rahatsız oldular...

Serbest zamanlarının olmamasından, halkla iç içe bulunamamaktan, esnaflarla konuşamamaktan, cadde ve sokaklarda dolaşamamaktan bunaldıklarını söylüyorlardı.

Tur rehberlerinin ne kadar sıkıldıklarına otobüste bulunan "Şenlik" temsilcisi Bünyamin bey de şahittir...

Ticaret ve Sanayi Odasında da Protokol

Darende gezisinin ardından geldiğimiz Malatya Ticaret ve Sanayi Odasında da protokol geleneği aynen devam ediyordu. 

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu başta olmak üzere birçok kişi konuştu. 

Kimse alınmasın ve kusura da bakmasın. Bu konuşmalarda aynı konular tekrar edile edile, aynı şeyleri duymak insanda baygınlık hissi yaratıyor...

Bana sorarsanız, zoraki dinlenen ve mecburen alkışlanan konuşmalar yerine, sohbet havasında bir selamlaşma ve karşılıklı konuşma biçimi çok daha insani ve sıcak... 

Nihayetinde misafirleriniz turizm gibi çok hassas bir mesleği icra eden ve bu amaçla ilinizde bulunan, insan ilişkilerinin uzmanı ve duyarlı insanlar. Çok kısa bir selamlaşma konuşmasıyla kendinizi tanıtıp, misafirlerinizi ayakta gezinerek tek tek hoşgeldiniz cümlesi ve göz temasıyla onlarla birebir konuşmanız ömür boyu hafızalarda kalıcı etki bırakacaktı... 

Önümüzdeki yıllarda her şenlik bir öncekinden daha güzel olacaktır... Yeter ki MAGTAD'ın kararlılığı halel görmesin...

MTSO'nun ev sahipliğinde MAGTAD Başkanı Zeki Saygı, kendi lokantalarında yaptırdığı yemeklerle katılımcılara nefis bir ziyafet verdi.

Böylece Malatya Ticaret ve Sanayi Odası ziyareti sona erdi... Şimdi sırada Kale ziyareti var.

Kale Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu'nun Terasında Plaket Töreni

İkinci günün akşamında, yani bu akşam (cumartesi) Turgut Özal Üniversitesi, Kale Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu'nda plaket töreni yapılacak ve il dışından gelen misafirler plaket töreninin ardından ertesi gün Arapgir'e gidecekler. 

Arapgir ziyaretinin sonrasında ise Malatya'dan ayrılacaklar... Ben de Arapgir'e gitmek istemiştim ancak teknik yetersizlikler nedeniyle bu mümkün olmadı...

Minibüsümüzün Kale'ye hareketinden önce aramıza Gazeteci ve Televizyon Programcısı Bülent Yalvaç da katıldı. 

Minibüste sohbet ede ede Kale'ye nasıl geldiğimizi anlamadık desem yeridir.

Minibüsten iner inmez havanın sıcaklığı yüzümüze vuruyordu.

Karakaya Baraj Gölü Kenarında inşa edilen Kale Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksek Okulu'na HES kodlarımızın sorgulanmasıyla girebildik. Asansörle 5.kata çıktığımızda teras katın manzarası harikuladeydi...

Ufuk çizgisini muhteşem görünen dağların katman katman oluşan irili ufaklı siluetleri oluşturuyordu. 

Gün batımı ise baraj gölü üzerine yansıyan kızıl rengiyle göz kamaştırıyordu...

Okulun yakın çevresindeki kayısı ağaçları çiçek mevsimi nedeniyle beyaz gelinliklerini giymişlerdi...

Terasta yerini alan müzik ekibi kendi halinde bir şeyler çalıyorlardı.

Genç bir müzisyen sahnede tek başına bir saate yakın flütüyle tek sesli oldukça dinlendirici bir konser verdi..

Okula geldiğimiz saatte havanın sıcaklığından söz etmiştim şimdi sözümü geri alıyorum, hava bayağı soğudu ve ziyaretçilerin bir çoğu salona sığınmak zorunda kaldılar.

Plaket töreni Malatya Valisi Aydın Baruş'un gelmesiyle başladı.

Her toplantıda olduğu gibi Protokol konuşmalarının ardından en önce Malatya'nın resmi ve sivil toplum kuruluşları birbirleriyle  plaketleştiler. 

Malatyalıların kendi kendilerine verdikleri plaketlerin süresi bir saati bulmuştur. 

İlimizi onurlandıran misafirlere ise katılım belgelerinin beraberinde birer de plaket verdiler.

Bence saygıdeğer Malatya protokolü kendi kendine plaket vermekten vaz geçmeli...

Yorumlar 1
Ayhan Kösebalaban 25 Mart 2021 20:06

Yazıdaki üslup, gerçek bir gazeteci yorumu olduğunu açıklıyor. Gerçek bir gazeteci derken, yandaş olmayan gördüğünü yazan gazeteciyi kastediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları