Orhan Atak

17/25 Aralık Kumpası

Orhan Atak

Henüz tarih 12 Ağustos 2013 iken FETÖ’nün tetikçilerinden firari Emre Uslu şöyle bir tweet atıyordu; “Bakan çocuklarının adı yolsuzluklara karışırsa, kim Güler, kim ağlar.” Yaptıkları işleri önceden ima yollu haber vermeyi bir gelenek haline getiren, ezoterizm ve sembolizm paranoyası yaşayan örgüt daha sonra anlaşılacak olan önemli bir kumpasa işaret ediyordu. Daha sonra ayrıntıları ortaya çıkacak olan kumpas planının ön hazırlıklarında çok önemli hukuksuzluklar bulunuyordu. Etki alanlarının artmasını isteyen ve devlet içerisinde devlet kurmuş olan bu hain yapı mevcut hükümetin ihanetlerini farkettiğini anlar anlamaz harekete geçmiş ve birçok ismi sızdıkları yargı ve emniyet camiasındaki klikleri vasıtasıyla sahte dosyalara, sahte isimlerle ekleyerek dinlemişlerdi. Daha sonra kes, kopyala, yapıştır ile üretecekleri sahte tapelerin temellerini bu dinlemeler ile atıyorlardı.

17 Aralık sabahı başlayan kumpas atağına örgütün yargı ayağına sızmış sözde savcıları eliyle başlanıyordu. Dosyalar Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’ne girilmemiş, birbiriyle ilişkisiz dosyalar birleştirilmiş, yasa dışı elde edilen ve montajla istenilen algıyı destekleyen kayıtlar medyaya servis edilerek kanun-hukuk her anlamda çiğnenmişti. FETÖ’cü savcılar mevcut hükümetin bakanlarını hedef alırken aynı zamanda ülkenin en büyük projelerini yapan (havalimanı, otoyol, köprü vs) iş adamlarını da aynı anda hedef alıyorlardı. Birçoğu hakkında yakalama kararı çıkartıldı, mal varlıklarına tedbir konuldu.

Kendilerini gizledikleri, sızdıkları devlet kurumlarında paralel bir yapılanma oluşturan hadsiz örgüt hazırladığı iddianameye Sayın Cumhurbaşkanımız için halihazırda başbakanlığı devam ederken “dönemin başbakanı” yazacak kadar hadsizlerdi ve yaptıkları kumpasın sonucundan eminlerdi. Hedef milli iradeydi! Seçilmiş hükümeti, milletin iradesi ile iktidara gelen Başbakanı ve bakanları yargı kumpası ile düşürmek istiyorlardı. Zira hamilerinden aldıkları emir bu yöndeydi. İplerini tutanlar onları bugünler için beslemiş, büyütmüştü.

Ancak tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere milletimiz dik bir duruş sergiledi ve ne oluşturulmak istenilen algıya ne de montaj tapelere itibar etmedi. Bu millet iradesine daima olduğu gibi yine sahip çıkıyordu. “Darbe olsa müzezzin bahçeden geçip ezan okumaya gitmez” diyecek kadar bu milleti tanıyan çakma sosyologların bu milleti tanımadığı birkez daha ispat ediliyordu.

Çaldıkları sorularla savcı, hakim, polis, asker olanlar, 82 milyon ferdin her birinin hakkını ayrı ayrı gasp eden bu hain örgüt, haramdan helalden bahsediyor ki; bu komediden ibaret. Bu millet ihanete asla prim vermedi yine de vermez. Hangi yeni oyunla gelirlerse gelsinler aslolan milletin iradesidir...

 

Yazarın Diğer Yazıları