Nesibe Aldemir

Küçük İşler

Nesibe Aldemir

Hayatın akışı içerisinde küçük diye nitelendirdiğimiz birçok işler çoğunlukla büyük işlere yön vermektedir. Bugün önemsemediğimiz küçük bir ayrıntı yarın hayatımızın dönüm noktası olabilmektedir.

Nasıl ki bir virgül ile cümlenin anlamı tamamen değişiyorsa işte küçük diye önemsiz gördüğümüz birçok noktada hayatı değiştirmektedir.

Okyanuslarda ilerleyen büyük bir gemiyi düşünelim. Küçük bir ihmal ile kayalara çarparak batabilir. Meşhur ''Titanik'' filmini izlemeyenimiz yok. Kaptana söyleniyor yeteri kadar can simidi yok. Gemideki insan sayısından az miktarda can simidi var. Kaptan kendinden emin bir şekilde ''Problem değil nasıl olsa batmaz'' diyor. Sonuç olarak gemi batar. Önemsiz görülen can simidi hayatta kalabilmek için tek neden oluverir. Netice olarak yeterli sayıda olmadığı için bir sürü insan hayatını kaybeder.

Çok duymuşuzdur küçük bir sivilcenin insanı kansere götürdüğünü. Veya grip ile başlayıp ağır bir hastalık ile sonuçlanan küçük başlangıçları.

Bugün züll gördüğümüz birçok şey yarın önemli bir nokta olarak karşımıza çıkar. Bu gerçeği göz ardı etmemekte fayda var.

Gerek aile içinde gerek iş ortamında gerekse bulunduğumuz sosyal çevre içerisinde küçük bir davranış ile baştacı da olabiliriz yüzü görülmek istenmeyen kişi konumuna da düşebiliriz.

Güneşe karşı sarı sarı parlayan buğday başakları o başağı oluşturan buğday tanecikleri... Koca bir harmanın başrolüdür aslında. Tohum olarak bir düşer toprağa on olur başaklanır güneşe karşı. Sonra sofranın olmazsa olmazı ekmek olarak bizlerle buluşur. Bu buluşma hayatın devamı vazgeçilmez bir olgudur. Küçük bir buğday taneciği deyip geçmekle olmuyor. Çünkü hayatı idame etmek o küçük buğday tanesinin serüveninde gizli.

Harfleri düşünelim. Birkaç harf bir araya gelerek kelimeleri, kelimeler bir araya gelerek cümleleri oluşturuyor. Ardınlar makaleler, denemeler, şiirler, hikâyeler, romanlar, hayatın günlük akışı içinden gelen haber metinleri... İşte bir harfin hikayesi...

  Anlaşılan o ki bir harf ile kelimenin anlamı bütünüyle değişebiliyor. Veya bir kelime ile cümle anlatım bozukluğu ile sarsırabiliyor. Öyle ki küçük gördüğümüz bir harf olmazsa metinler de olmuyor.

Hayat da böyledir. Kimi harftir, kimi virgül, kimi nokta, kimi cümle, kimi metin... Netice olarak bütünü oluşturan parçalarız işte.

Yaşam içerisinde her insan farklı şekilde çalışıyor ve hayatını farklı şekilde yaşıyor. Kiminin işi kendine göre büyük kiminin de küçük. Fakat kişinin yaptığı iş nihayetinde alın teridir, emektir. Bugün insanların işini küçük görerek işine özen göstermemesi büyük metinden cümle çalınması demektir. Bunun doğurduğu sonuçlara gelince anlam karışıklığı bir yana mutsuzluğu ilke edinmek bir yana... Böyle yaparak kişi hem kendini hem de yaptığı işi önemsizleştirir. Sonuç ise olumsuzlukla mutsuzluğu beraberinde getirir. 

Gelelim küçük diyerek önemsiz gördüğümüz iyilik veya kötülüklere... Allah'u Teâlâ Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Zilzâl Suresinin 7.ve 8. ayetlerinde bu durumu şöyle buyuruyor;

 ''Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını) görür.'' 

Zerre çok ufacık, küçük parçacık anlamına gelen bir sözcüktür. Zerre kadar iyilik, zerre kadar kötülük... Çoğunun farkında bile değiliz. Kıldırdığımız kalplerin, büyük haramların önünü açan küçük haramların, aman ne olacak ki deyip boğazımızın alıştığı küçük ama haram lokmaların... Dilin argo ve uygun olmayan sözlere çok normal bir durummuş gibi alışması... Hepsi kabul görür küçük şeyler öyle değil mi?

Oysa, ne istikrarlı damlalar ki büyük gölleri oluşturur. Ne zerre kadar iyilikler var ki kalpten kalbe giden yolları asfalta çevirir. Ne zerre kadar kötülükler var ki gönülde kapanmaz yaralar açar. Fakat gel görelim zerreyi görmek isteyenimiz kim? İşimize geldiği gibi yaşamak varken.

Velhasıl, küçük şeyleri önemsiz gördükçe küçülüyoruz değerli dostlar. Oysa büyümek,  büyük kalmak, büyük yolları aşmak küçük adımlarla mümkün...

Vesselâm...
 

Yorumlar 1
Eşref Bolukçu 09 Ağustos 2019 15:10

Damlaya damlaya göl olur akar gider sel olur

Yazarın Diğer Yazıları