Nesibe Aldemir

İŞTE BİZ BUGÜN TÜKENİYORUZ

Nesibe Aldemir

Tüketim toplumunun en belirgin özelliği kolay harcama özelliğidir. Her şeyin en yenisi her şeyin en iyisi mantığı pervasızca harcama hastalığını doğuruyor.

 Maddenin kolay elde edilir ve kolay tüketilir olması manevi boşlukları da beraberinde getiriyor.

 Manevi olarak kolay vazgeçme, hızlıca silme, hemen unutma ve yenisini kolayca bulma isteğimiz ne yazık ki sosyal çevremizde büyük tahribatlara yol açmaktadır.

 İnsan kazanmak değiminin önemini yitirdiği bir çağda yaşamak zorun da ötesinde. Gönüller maddeyle mutlu olalı ya da mutlu olduğunu zannedeli elindeki, kalbindeki ve etrafındaki insanları kolayca harcayabiliyor.

 Ne akrabalık bağı ne arkadaşlık hukuku ne komşuluk ilişkisi hiçbiri kadim olma yolunda değil. Hatta aile içindeki kişilerin birbiriyle olan bağı kopmaya hazır bekleyen ince bir ipler misali...

 Tahammül etme yeteneğini yitiren bizler, boz boz harca hayat felsefesiyle yaşamanın verdiği rahatlık ile insanların küçük bir açığını bulmakta dedektif olmuşuz.

 Açık bulup o açığı olabildiğince büyütmekten, kusur arayıp yaymaktan, hataları görmezden gelmek yerine mercekle incelemekten kendi hatalarımızı görme şansını kaçırıyoruz.

 Yıllarca emek verip kurulan dostlukları tek kelimeyle silme, yok etme ve bozma cüreti yüreğimizin plastik bir tabakayla kaplandığı açık açık gösteriyor.

 Plastikten kastım yap/ay yap/macık sevgilerdir. Canım cicimin havada uçuştuğu içi boş nice kelimeler tüketiliyor gösteriş yüklü gemiler misali yürütülen sevgiler için.

 Tüketim gemi, kapitalist sistem kaptan, bizler de bu geminin yorgun yolcuları… Dostlar bizi gemide görsün telaşından hakiki dostlarımızı kıyıda köşede bıraktığımızı yıllar sonra fark ediyoruz. Allah için birbirini seven, iyi günde kötü günde yanımızda ‘’hesapsız’’ olan kıyıdaki dostlar; anne, baba, eş, dost, akraba…

 Gerçek dostluk yerini gösteriş dostluğuna bırakmış durumda. Tüketim toplumu maddeyi tüketerek mutlu olmayı öğrettiği gibi insanları da kolayca tüketerek mutlu olmayı öğretiyor. Fakat bu öğretinin doğurduğu olumsuz sonuçlar huzursuzluğu da beraberinde getiriyor.

 Kalp kırmak özgüvenden kaynaklı bir marifet sanılmakta. Hazır cevap olmak çok ayrı bir özellik olmuş. Nerede kaldı insanlar kırılmasın diye susma erdemiyle yaşamak? Ne zaman tükettik etrafımızdaki insanları?

 Tüketim toplumu olduk diye mi bu kadar kolay harcayabiliyoruz maddeyi, manayı, insanı?

 Doyuramadığımız gözlerimiz sevgiyle bakmayı unuttu diye mi kör oldu insana, insanlığa? Ah bu cevabından kaçmayı tercih ettiğimiz sorular! Yine karşımıza çıkıyor olur olmaz her yerde. Kulaklar kulaklıklardaki sese ritim tutalı sokağın sesine sağır kaldı.

  Sözün kısası tükete tükete tükeniyoruz değerli dostlarım. Harcadıkça harcanıyoruz. Maddeyle sarmaş dolaş hallerimiz insanla ve insanlıkla aramızı açtı. Onu bir amaç haline getirdiğimizden bu yana tükenmeye başladık. Kapitalist sisteme ayak uydurma sevdasından tükettikçe de tükenmeye devam edeceğiz. Ne zaman diye sormayın. İşte biz bugün tükeniyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları