Nesibe Aldemir

İşine nasıl gelirse

Nesibe Aldemir

 Bize veya başkalarına yapılan haksızlık karşında sessiz kalmak daha büyük haksızlıkları doğurur. Bunun adı her ne kadar “sessiz kalmak” diye adlandırılsa da aslı öyle değildir. Hatta bu tarz bir sessizliğin tanımı zulme ve kötülüğe ışık tutmaktır. Tabi haksızlık karşısında durmak sadece sözde kalan bir erdem de olmamalı. 

Toplumu yöneten siyasilerin tutum ve tavırları medya aracılığıyla bize yansırken ne yazık ki karşımıza çıkan tablolar içler acısı. Vuku bulan bir taciz olayının karşında sessiz kalmayı tercih eden partililer, bulundukları yere bu milletin desteğiyle geldiklerini unuttular mı acaba? Seçilmiş olmak, oy almak demek vicdanı sarıp rafa kaldırmak demek ki? 

Ortada bir haksızlık varsa onun karşında durmak ilk başta insan olmanın gereğidir. Sonrasında ise mensup olunan partiye saygının gereğidir. Bu haseple savunduğun ve diline sakız ettiğin hiçbir değeri görmezden gelemezsin. Veya üzerini örtmeye çalışamazsın. Aksi halde bundan sonra da söyleyeceğin sözlerin hiçbir değeri kalmaz. Yani insan önce kendi kapısının önünü süpürmelidir.

 Senin evin yangın yeri iken başkasının bahçesinde tüten dumanı her yer yanıyor diye ilan etmen oldukça dikkat çekici görünüyor. Fakat her bulduğu mikrofona bu yangını haykıranların sesi bir zaman sonra tenekenin çıkardığı ses misali boş gelir kulağa. Öyle ki insanlar senin ne söylediğinden ziyade ne yaptığına bakarlar.

Geçtiğimiz günlerde Malatya Büyükşehir Belediyesinde intihara kalkışan bir işçi, Belediye Başkanına isyan ve sitem dolu laflar etmişti. Gel gör ki olayın iç yüzünü bilemeyenler veya bilmek istemeyenler bunu malzeme görerek bir dizi açıklama yaptılar. Tabiri caizse Belediyeyi ve Başkanı eleştirmek için tetikte bekleyenler tetiğe sıkıverdi. Yaşanan bu olayda Belediye çalışanını göstermelik bir şekilde bağrına basan bu zihniyet, başka illerde ve başka belediyelerde kendi partisine mensup olmayan nice işçinin ekmeği ile oynadı. Bu haksızlığın karşında konuşmanın adı ise iftira atmak oldu. İşlerine nasıl gelirse öyle hareket edenler hak ve hukuka riayet etmezler.

Belediye çalışanı iki gün sonra çıktı Başkandan özür diledi. Psikolojisinin bozuk olduğunu söyleyen şahıs, Başkan Gürkan’dan yana bir sıkıntı yaşamadığını da ifade etti. Söylentilerin ve haberlerin verdiği bilgilerle işçiyi kullanıp bu olayı siyasi bir malzeme yapanlar, değerli zamanlarını Malatya’mızı ve Ülkemizi geliştirecek projeler için harcasalar ortaya ne de güzel tablolar çıkar. Hangi partiye neden oy vereceğim diye düşünen vatandaş farkından olmadan kaliteli bir siyaset arayışına sürükleniyor.

Kendi partindeki taciz olaylarının karşısında sessiz kal. Ama konu senin siyasi görüşünde olmayan bir belediyenin işçisinin sitemi olunca konuşmak sonuna kadar mubah olsun. Sürekli birbirini karalayanlar, olmadık şeylerle birbirlerini suçlayanlar… Haksızlığın karsısında susanlar, her yaşanan olaydan siyasi bir malzeme çıkarmak isteyenler… Tüm bunları savunanlar ve eyleme dökenler, kendi menfaat ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutarlar. 

Anlamadan, dinlemeden yargısız infaz yapmak gürültüden başka ne işe yarar? Siyahı beyaz, beyazı siyah göstermek için ayyuka çıkan sesler kimin gözünü boyar? Ayrıca gözler önünde oynanan bunca tiyatroya seyirci kalırken aklımızla alay ediliyor olması bizleri yeterince rahatsız etti. Kendi içinizdeki siyasi çıkarları bir kadını, bir işçiyi kullanarak çözmeye çalışmayın. Azıcık birbirinizi karalamaktan vazgeçseniz bu memleket için ortaya sunacağınız projeleri konuşmaya da vaktiniz kalacak. Bizler de onları gururla kaleme alacağız. Öyle ya bize haksızlığın karşısında hakkı savunan gerek, bize boş laf değil icraat gerek…

 Vesselam… 

Yazarın Diğer Yazıları