Nesibe Aldemir

Giden gün gündemden gidiyor

Nesibe Aldemir

Gündemde yaşayan insan her gün biraz daha kayboluyor aslında. Gelecek ve geçim kaygısı hayatımızın yüzde doksanlık kısmını işgal etmiş durumda. 

Kaygı, endişe gibi duygulara kapılıp sürekli sonrasını düşünenler anın güzelliklerini kaybediyor.

Aslında y/aşamıyor hayatı tam anlamıyla. Hayat ağacının dalların kurutuyor insan, köklerini beslemeyip. Sonrası bir rüzgârın kollarında. Yaprakları oradan oraya savruluyor. 

Bu savrulmayla emanetlerine de sahip çıkamıyor insan. Bedeni, kalbi, sağlığı, aklı, ruhu… Hepsi karanlık bir dehlizin içinde kıvranıyor.

Aradığı ışığı bulmuyor, bulamıyor. Vahyin ışığından uzakta yaşanan hayatlar lezzet vermiyor. Ardından büyük kopuşlar başlıyor. Maneviyattan evla tuttuğumuz maddiyat da bizi hayata bağlamakta zorlanıyor. 

Sormuyor sorgulamıyor insan!

Maddeyle olan bağını. Aklını, ruhunu, bedenini, kalbini nelerin kölesi haline getirdiğini…. Gözyaşlarını kime ve neye tükettiğini, zaman denilen nimeti nasıl harcadığını, insafsızca yaptığı duygu israfını, boşluklarını doldurmaya çalışırken uğraştığı boş işleri…

Unutuyor insan!

Hizmetine sunulan bu dünyayı ve O’nun nimetlerine şükrü. Diline doladığı şikâyet cümlelerini sakız misali çiğneyip duruyor. Her günü birbirine benziyor. Dünyaya geliş amacından uzakta yaşarken arayışları gün geçtikçe büyüyor.

Çeşitli yollara saparak bu büyük arayışlara cevap arıyor. Fakat girdiği yollar dünya hayatının çeşitli süsleriyle asfaltlandığı için varılacak yerin önemini düşünmekten aciz kılıyor insanı. Geçici mutlulukları kucaklayıp kalıcı olmayan hislerle hemhal oluyor yüreği. Başka başka yolları deniyor akabinde. 

Bulmalı ve olmalıydı insan!

Hayat bu kadar da yüzeysel yaşanacak kadar kıymetsiz değildi. O’nu yaratan onu yeryüzünün halifesi kılmıştı. Bu ağır sorumluluğun bilincinde olarak yaşamakla sorumluyuz her birimiz. Hayattaki en büyük derdi bu olan insanlar, günün ve gündemin getirdiklerine gereğinden fazla kaygı duymazlar. Netice olarak insanın kendi çaba ve gayretinin dışında kalan hayata müdahale etmeye kalkışması onun hem ruh dünyasını altüst eder hem de gereksiz kaygıların içine sürükler.

Gündemin dışında bir hayatı olmalı insanın!

Günümüzde yaşananlardan haberdar olmak çevremizdeki olayları yorumlamak yaşamın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Hatta bu gerçeklerin içinde Hakkı dili getirmek ve Hakkı savunmak Sırat-ı Müstakim ’de yürümenin omuzlarımıza yüklediği ağırlıklardan biridir. Fakat sık sık kendimize hatırlatalım ki medyanın ve gündemin bize dayattığı haber ve anlayışlar zihnimizi bulanıklaştıracak kadar hayatımızı sarıp sarmalamasın. Madde ile olan bağımızı sorgulamamıza perde olmasın. Hızla akıp giden zamanımızı israf etmeye yol açmasın. Bir de unutmayalım ki giden gün gündemden gidiyor. Günümüzün gündemini meşgul eden konulara dakikalarımızı heba ederken bir değil iki kez daha düşünelim.

Zaman kısa ve ölüm kaçınılmaz bir gerçekse yürüdüğün yolları iyi seç güzel insan. Vakit kaybına sebep olacak yollara girme. Kuruluş yolu Sırat-ı Müstakim’dir. Gününü gündemini ve hayatını bul yol üzerine inşa et ki kurtuluşa erenlerden olasın vesselam…

Yazarın Diğer Yazıları