Nesibe Aldemir

Çivisi Çıkmış Dünyalarımız

Nesibe Aldemir

Şu sıralar en temiz görünen boş bir beyaz sayfa. Geride bıraktığımız sayfaları açıp bakmak dahi istemiyoruz. İçinde küçük çocukların büyük feryatlarını taşıyan, kan, gözyaşı, savaş, sömürü, istismar, paçasına kadar çamura batmış sayfalar…

Ne zalimsin dünya der geçeriz kenara. Olmadı elimize aldığımız renkli kalemlerle kana ve gözyaşına belenmiş sayfalara kenar süsleri çizeriz. Öyle de içimize siner ki bu vurdumduymazlığımız. Desenlerimizin üstüne ekleriz renkli boyalarımızdan akan riyayı, kibri, hasedi…

Dünyayı biz mi kurtaracağız aman… Belki evet belki de hayır bu sorunun cevabı. Ama şöyle bir gerçek var ki her birimiz kendi dünyamızı kurtarma şansına sahibiz. Çivisi çıkmış sallanan dünyalarımızı… Kaçtıkça karşımıza çıkan çıkmaz sokağı andıran dünyamızı. 

Elini taşın altına koymaktan aciz insanlarız biz. Kendi dünyasından köşe bucak kaçan en büyük firarileriz. Parayı maddeyi ilah yapan zavallılarız. Başımızdaki bela ve musibetlerden yakınan, gözümüzde at gözlükleriyle gezen sözde çok bilen çok okuyan entelektüel insanlarız biz. 

Hem kendi rahatımızdan gram taviz vermeden yaşamak istiyoruz hem de TV’lerde sürekli güzel haberler görmeyi bekliyoruz. Fakat bu isteklerimiz dünyada cenneti arzulamak değil de nedir siz düşünün değerli dostlar? 

Gayretsiz, zahmetsiz ve amelsiz bir hayatı yaşayıp yolun kenarındaki dikenleri görmeden geçip gidiyoruz. Üstelik sütten çıkmış ak kaşık misali hepimizin tertemiziz. Peki kimin bu vahşice öldürülen evlatlar, istismara uğrayan çocuklar, adım başı kağıt toplayan yavrular… Canımız sıkan bizi üzen tadımızı anlık da olsa kaçıran bu olaylar yaşamın en acı gerçekleri… Bu gerçeklere ne kadar yakın ne kadar uzağız değerli dostlar? Sormadan, sorgulamadan, düşünmeden yaşayıp gidiyoruz. Çünkü kolay olan budur. Düşünmemek ve görmezden gelmek duyarsız insanlar için en iyi iki sığınaktır. 

Hayatın acı gerçekleriyle hemhal olmak insanın yüreğini hüzne boğar. Hüzünle yaşamak insanı duyarlı olmaya sevk eder. Burada ise yol insan olmanın en büyük hazzıyla birleşir. Bu birleşimle insan kaçtığı dünyasına geri döner ve bakar. Sonra çıkan çivilerini çakar tek tek. Karanlıklar yerlerini vahyin ışığıyla aydınlatır. Biraz daha insan olmanın kalitesini yaşamının her alanında hisseder. Bu hislerle araladığı her yeni günün kapısını bir umut olarak görür. Daha çok sarılır Rabbinden kendisine verilen emanetlere.

Kendi dünyasına yaptığı küçük dokunuşlarla sayfanın tamamını değiştirmese de küçük bir kısmının rengini yeşile boyar. Sayfanın kanla ve gözyaşıyla boyanmış yerleri zamanla yeşilin cazibesinden etkilenir. 

Her insan kendi dünyasının çıkan çivilerini onardıkça kendi zafiyetlerini iyi tanıyıp onları törpüledikçe çevirdiğimiz her sayfada yeşil alanlar çoğalacaktır. Ayrıca bizler kendi dünyamızı onardıkça başka dünyalara da dokunma fırsatı yakalayacağız. Aksi halde dünyanın çivisi çıkmış söylemlerimiz kuru kalacak vesselam… 

Yorumlar 1
çıkmamış çivi 06 Aralık 2021 19:07

dünyanın çivisini çıkaranlar , çivisi diye feryat edenlerdir. dedelerinizin çıkardığı çivileri kimse çakamaz.

Yazarın Diğer Yazıları