Kerem Yıldırım

Ayasofya Vuslata Hazırlanıyor

Kerem Yıldırım

Büyük Cihan Devleti (Devlet-i ebed müddet) Osmanlı'nın büyük padişahlarından Fatih Sultan Mehmet Han, Peygamberimiz (sav)in müjdesine nail olmak için İstanbul surlarının kapısına dayandığında tarih 1453 senesini göstermektedir. 

Fatih Sultan Mehmet ve Onun ordusu adeta Hadisi Şerifin müjdesine nail olabilmek için, maşukuna kavuşma iştiyakıyla canhıraş cihad eden bir aşığın sabırsızlığı içerisinde Bizans'ın köhne surlarını döverken, surların içerisinde korkuyla karışık heyecanlı bir bekleyiş vardır. 

Çünkü bu Fetih sıradan bir Fetih değildir. İstanbul'un fethi,  vuslata mani olan engelleri aradan kaldırarak Ayasofya’yı İçinde Allah'ın anıldığı gerçek kimliğine kavuşturmak için yapılan bir fetihtir.

Tarih 29 Mayıs 1453.  Büyük Fatih fethe inanmış ordusuyla birlikte Doğu Roma'nın, kirlenmiş düzeni ve yorgun surları ile birlikte varlığına da son vererek Fethi mübine mazhar olabilmenin şuuruyla mücahede etmektedir.

Büyük cihadın neticesinde; Alemlerin Efendisi Hz. Muhammed (sav)'in: "İstanbul mutlaka fetholunacaktır.  Onu fetheden komutan ne güzel komutan, Onun askeri ne güzel askerdir."  müjdesine nail olmanın yüksek huzuru içerisinde Ayasofya'ya girer ve Ayasofya'nın cuma namazı için hazırlanmasını emreder.

Fetihten sonra ilk cuma namazı, Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemsettin tarafından kaldırılır.

Artık Ayasofya müslümanların İstanbul'daki sembolü haline gelmiştir. 

1934 yılına kadar Allahın adının yankılandığı ve Müslümanların namaz kıldığı Ayasofya, maalesef bu tarihte büyük bir hüzne ve mateme garkolur. 

Çünkü bu Milletin (Ümmetin) ruh köküne kibrit suyu dökmek isteyenler Ayasofya'yı Camii olmaktan çıkararak müze haline getirirler.

Halbuki Fatih Sultan Mehmet Han Ayasofya'yı camiye çevirdiği zaman vakfeder. Vakfiyesinde de Camii dışında bir şekilde kullanılmasının ne kadar büyük bir vebal olduğunu vakfiye’nin son bölümüne ilave eder. 

Vakfiyenin son bölümünde : "Kim bu vakfın şartlarını değiştirirse veya değiştirmeye meyil ederse, Allah'ın, Meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Kabir azabı dinmesin" diye belirtir. 

1453 yılından 1934 yılına kadar 481 sene Müslümanların hizmetinde olan Ayasofya Camii, ne yazık ki 86 sene önce 1934 yılında müzeye çevrilir.  86 senedir boynu bükük ve mahzun bir şekilde tekrar camii olarak açılmayı beklemektedir.

Ayasofya'ya bu hüznü yaşatanlar beddualardan kurtulamayacaklardır.

Her karanlıktan sonra bir aydınlığın olduğunu unutmamak lazım. Artık Ayasofya'nın karanlık günleri geride kalmak üzere.

Ayasofya ile İslam ve Müslümanlar, Allah'ın izniyle pek yakında buluşacak ve büyük vuslat hasıl olacak.

Ayasofya'ya bu mahzunluğu ve bu zulmü yaşatanlar ise hem dünyada hem de ahirette, Allah'ın, Meleklerin ve insanların lanetine maruz kalmaya devam edecekler.

Ey Ayasofya! Yeniden Tekbirle gireceğimiz, senin mahzun olmaktan, bizlerin de Allah'a ve sana karşı mahcup olmaktan kurtulacağımız günler yakındır inşaallah. 

Vuslat hasıl olduğunda, 86 senedir senden ayrı kalmanın üzüntüsünü yaşayan Müslümanlar sevinecek, seni müzeye çevirenler ve onların torunları ise üzüntüden tepinecek. 

Vuslat yakındır inşaallah.

 Sen Fethin sembolüsün Fatihin emanetisin Her mü'minin kalbinde bambaşkadır yerin
 Mahzun olma ey Ayasofya vuslat yakındır Müslümanlarla kucaklaşmak senin de hakkındır 
Minarelerinden gür sedalı ezanlar okunacak 
Sana kilit vuran bedbahtlar ise lanetle anılacak.

Yazarın Diğer Yazıları