Hamza Atlı

Haddini bil!

Hamza Atlı

İnsan...
Dünya'yı idare ettiğini iddia eden, tağutlaşan, haddi aşan, baş kaldıran zavallı mahluk...
Mahlukken Halık gibi davranan despot! 
İnsan...
Hırslarına köle olan, nefsini ilahlaştıran, nefsi için dünyasını da ahiretini de yakan, Rabbini karşısına almaktan imtina etmeyen, kibirli, cimri, korkak varlık...
Firavun kesilen, Nemrut'ları eleştirip nemrutlaşan varlık...
Halbuki vekil...
Vekili olduğu Rabbi'ni unutan bir vekil.
Allah'ın istediklerini yapması için dünyaya gönderilmiş, görevini tamamlayıp Rabbi'ne gitmesi istenen bir varlık.
Allah'ın arzında Allah'ın istediği şekilde davranmayana vekil denir mi? Söz gelimi oy vererek meclise gönderilen mebuslar görevini ifa etmeyip işinin hakkını vermeyince nasıl da eleştiriyoruz değil mi? Peki kendimizi ne zaman eleştireceğiz? Kal-u Bela'da verdiğimiz "kulluk" sözünü tutmadığımız için ne zaman kendimize dönüp birşeyler söyleyeceğiz?
Dostlar...
Allah'ı unutan ya firavundur ya da ona kuldur.
Bilerek veya bilmeyerek ya ilahlık iddiası taşır yada ruhunu birilerine kiralamıştır!
Ne kalbini ne de bedenini Allah'ın istediği şekle koyamamış, O'nun istediği gibi davranamamıştır!
Şu yüce kâinata bakın, varlık alemini şöyle bir yoklayın, Allah kendisini unutmayalım diye sonsuz hazinesiyle gözümüzün önünde değil mi? Yoksa Kuran'ın ifadesiyle "kör, sağır ve dilsiz mi" kesildik?
İnsan çabuk unutuyor. Atıl bir damla sudan yaratıldığını unutmuş, yaratılmış değil de yaratmış havasıyla, edasıyla geziyor!
Oysa aciz...
Uykuya dayanmaz, mikroba yenilir...
Tabiri caizse en kralı dahi tuvalette iki büklüm olan bir hiçken haddi aşar.
Meleklerin kendisine secde ettiği varlık bu olmamalıydı, bu hale gelmemeliydi!
Allah'ın ruhundan üflediği kutlu varlık, halife olsun diye yaratılan o eşref-i mahlukat bu günleri görmemeliydi! İnsana, Allah'ı en güzel şekilde anlama yetisi verildi.
İyi ve kötü bellek kendisine yüklendi.
Bir mause düşünün, önünüzde bilgisayar. İstediğin siteye tıklamak senin elinde!
Şeytan, deyip işin içinden, cehennemin korkunç azabından kurtulacağımızı sanıyoruz ama nafile!
Şeytan insanı suçlayacak, ben "sadece vesvese verdim" diyecek, insan "nefsinin hoşuna gidene uydu, gitmeyene uymadı".
Mesela, insana canına kıymasını vesvese ettim yapmadı ama zina et deyince geri durmadı! Biri zor ve nefsine ağırdı, diğeri ise nefsine güzel geldi! Haliyle bunun sorumlusu insanın bizzat kendisidir!
Sonra insanlar liderleri dahi suçlayacak, "bunlar bizi aldattılar" diyecek. Ama bu da onlardan mazeret olarak kabul edilmeyecek. Allah yargısız infaz yapmaz ama mazereti de kabul etmez! 
Allah'ın "merhamet sıfatıyla şeytan bizi aldatır! O her şeye merhamet eder deyip, görevimizi unutturur! Gazabı yokmuş gibi davranırız! Ama bu rahmet bizi sorumluluktan kurtarmaz!
Kur’an-i ifadeyle, biz yükü dağlara verdik kabullenmedi ama insan "kul olurum" sözüyle dünyaya geldi!
Vesselam...
 

Yazarın Diğer Yazıları